| Konu: | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 19.02.2020 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 2'nci maddesi, kalkınma ve yatırım bankaları ile katılım bankaları arasındaki farklılığı gidermek ve böylelikle, daha önce faizsiz bankacılık olarak kabul edilen katılım bankacılığına açık olan bazı yöntemlerin kalkınma ve yatırım bankaları tarafından da kullanılmasını temin etmek fakat buradaki sorun -aslında Bankacılık Yasası'nda bu tür işlemlerle ortaya çıkan varlıkların kredi olarak kabul edileceği yazıyor- bu teklifle getirilen farklılık, neyin kredi sayılacağıyla ilgili olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna bir yetki verilmiş olması. Yani bu yetkiyi nasıl kullanacak, nasıl bir yönetmelik, nasıl bir tüzük ortaya çıkacak, bilmiyoruz. Doğrusunu isterseniz, esasında bu teklifle ilgili olarak çok fazla bir şey bilmiyoruz, öyle söyleyeyim size. Çünkü bu teklif garip bir şekilde getirildi Plan ve Bütçe Komisyonuna, kırk sekiz saat önce olması gerekiyor ki bunu hafta sonuna getirdikleri için getirmiş gibi yapıyor Plan ve Bütçe Komisyonu fakat sonuç olarak, herhangi bir şekilde, ciddi bir şekilde inceleme imkânı vermiyor bizlere ve böylelikle, Plan ve Bütçe Komisyonunda -işte, teklifi getiren o arkadaşlar en az üç ay çalışmış oluyorlar- bizler bir kere dahi yasayı okuma fırsatı bulmadan teklif üzerine konuşmak zorunda kalıyoruz.
Şimdi, arkadaşlar, bu düzenlemeler önemli. Bu düzenlemeler neden önemli biliyor musunuz? Bunu açıklamaya çalışayım size: Şimdi, Türkiye'de var olan sistem bir ekonomik kriz yaşıyor ve bu krizi aşmanın yolu olarak da çeşitli yöntemler üretmeye çalışıyor iktidar; doğrusunu isterseniz biraz el yordamıyla bazı düzenlemeler yaparak, geçici de olsa bazı rahatlamalar sağlayarak yürümeye çalışıyor. Fakat bu yasayla getirilmiş olan tedbirleri, esas itibarıyla, biraz daha yapısala yönelik olan tedbirler diye düşünmek mümkün.
Şöyle ki daha önce bankaların... Ki biliyorsunuz, Bankacılık Yasası 2001 krizinden sonra bayağı ciddi bir düzenlemeyle belli limitler içinde iş yapar hâle getirildi. Bir anlamda kendi holding şirketlerine kredi verme imkânlarından yoksun hâle getirildi vesaire ve biraz daha kurallı çalışan bir bankacılık sektörümüz var. Fakat bu bankacılık sektörü benim anladığım kadarıyla iktidarın istediği gibi çalışmıyor. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı da zaman zaman kredi genişlemesi talebiyle yükseltirken sesini, bankalara da çatmaktan kendini alıkoyamıyor bir bakıma. Bunda belli haklılığı da olabilir ama sonuç olarak "bankacılık sistemi" denilen sistem, belli bir finansallaşmaya imkân veriyor. Onun ötesinde, iktidarın istediği, talep ettiği bir likiditeyi sağlamak, bir kredi genişlemesini sağlamaktan yoksun.
Şimdi, bu sebeple, benim anladığım kadarıyla bu tedbirler -bu yasayla getirilen tedbirler- bankacılık sektörü içinde kalkınma ve yatırım bankaları ile katılım bankalarının diğer bankalar karşısında güçlenmelerini sağlayarak yeni kredi imkânları oluşturabilecekleri düşüncesiyle gündeme getiriliyor.
Şimdi, sayın vekiller, şunu söyleyeyim: Deminki konuşmamda da esasında altını çizmeye çalıştım. Yaşadığımız iktisadi olaylar geçmişte bildiğimiz yöntemlerle, politik önlemlerle giderilebilecek gibi değil. Burada iktisat teorisi de çok yardımcı olmuyor, dolayısıyla da bir el yordamıyla gidiş hâli var.
Fakat çok kabaca da baktığımızda şunu söyleyebiliriz: Üretimin ima ettiği finansman imkânlarının ötesinde bir finansman tabii ki özellikle kriz anlarında ekonominin genişlemesi için gerekiyor fakat arkadaşlar, aynı şey, yani "finansallaşma" dediğimiz hadise, aynı şekilde, özellikle yoksulların, çalışanların daha fazla kredi kullanımına yol açıyor ve maalesef bu "kredi kullanımı" dediğimiz, özellikle yoksul kesimlerin geri ödeyememe hâli ortaya çıkıyor. Deminki maddeyi konuşurken, Cumhuriyet Halk Partisi önergesini konuşurken de söylemiştim; örneğin çiftçiler hakikaten bir kredi batağına girmiş durumdalar, 160 milyar Türk lirası kredileri var, bu kredilerin bir şekilde ödenmesi lazım ve o imkânlara sahip değiller ama tamamen tüketici kesimleriyle ilgili olarak baktığımızda da benzer bir hadiseyi, hatta aynı şeyi görmemiz mümkün.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Katırcıoğlu.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Bugün, kredi kartı borcu olan çok sayıda yurttaşımız var ve bu yurttaşların gerçekten var olan sorunlarını çözmek için de bu önerilen yasa herhangi bir şekilde yardımcı olmayacaktır diye düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)