GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avrupa ülkelerinde artan ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ile 19 Şubat 2020 tarihinde Almanya'nın Hanau şehrinde Türk iş yerlerine yapılan saldırılara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:60
Tarih:25.02.2020

CEMAL ÇETİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Avrupa ülkelerinde artan ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve Almanya'nın Hanau şehrinde Türk iş yerlerine yapılan hain, ırkçı terör saldırısı hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Avrupa'da ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının son yıllarda hızla yükselmesine üzülerek şahit oluyoruz. Yabancı düşmanlığı yalnız sokaklarda değil, aynı zamanda alışveriş merkezlerinde, iş yerlerinde, toplu taşıma araçlarında, okullarda, devlet dairelerinde, velhasıl hayatın her kesiminde karşı karşıya kalınan hastalıklı bir durumdur. Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık daha çok Avrupa'da yaşayan Türkleri hedef almaktadır. Özellikle Avrupa'da medyanın yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı konularında her gün yaptığı kışkırtıcı yayınlar ve siyasi partilerin, politikacıların kullandıkları ayrımcı dil, geliştirdikleri antidemokratik politikalar, zaten var olan yabancı düşmanlığını körüklemektedir. Kendilerini merkez olarak tanımlayan siyasi partiler ve sözde sol partiler dâhil, ayrımcı, ırkçı, İslam karşıtı söylemlerini artırmışlardır. Bu söylemler, ırkçıların güçlenmesine ve ırkçı terör saldırılarının sıradanlaşmasına sebep olmaktadır. Irkçılar ve Türkiye düşmanı PKK gibi terör örgütleri tarafından Türk derneklerine, Türk iş yerlerine, Türkiye'nin resmî kurumlarına ve sokaktaki vatandaşlarımıza yapılan alçak saldırılar hukuken açıklığa kavuşturulmak yerine, saldırganlara meşru gerekçe oluşturacak yönde Avrupa medyasında yayınlar yapılmaktadır. Saldırıya uğrayan kişi ve kuruluşlarla ilgili "Türkiye'nin uzantıları, Türkiye'ye yakın ırkçı, faşist" gibi yakıştırmalar yapılmakta ve saldırganlar cesaretlendirilmektedir. Sözde, düşünce özgürlüğü, demokrasi ve insan haklarını savunan Avrupa ülkelerinde, bırakın düşünce özgürlüğünü, sembollere bile tahammül edilemiyor, yasaklar getiriliyor; aynı zamanda, PKK, FETÖ gibi terör örgütlerine sahip çıkılıyor, onlara alan açılarak Türkiye ve Türk düşmanlığı körükleniyor. Bir yandan PKK, FETÖ ve ırkçı terör örgütlerinin hain saldırılarına maruz kalmaları, diğer taraftan "uyum" adı altında Avrupa ülkelerinin ortaya koyduğu antidemokratik, baskıcı politikalar Avrupa Türklüğüne büyük bir acı ve huzursuzluk vermektedir.

Mölln ve Solingen'de insanlarımız diri diri yakılmış ve ırkçı NSU saldırıları sonucunda, çoğu küçük esnaf olan, 8'i Türk 10 kişi hayatını kaybetmiştir. NSU davasının sonuçları Almanya'nın demokrasisi ve hukuku açısından büyük bir skandal ve ayıptır. Bu saldırıların içimizdeki yangını sönmeden, en son korkunç örneğini de maalesef, Almanya'nın Hanau kentinde yaşadık. Almanya'da Frankfurt yakınlarındaki Hanau kentinde 19 Şubat Çarşamba akşamı 2 Türk iş yerine silahlı saldırı düzenlenmiş, her iki hain saldırıda 5'i Türk kökenli olmak üzere 9 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi de yaralanmıştır. Yapılan silahlı saldırıların zanlısının ırkçı nefretle hareket ettiği, yabancıları hedef alan terör eylemini gerçekleştirdiği Federal Başsavcılık tarafından açıklanmıştır.

Öncelikle, bu hain terör saldırısını nefretle kınıyorum ve Alman makamlarının saldırının her yönüyle aydınlatılması için her türlü çabayı göstermesini bekliyoruz. Federal Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Steinmeier'in "Irkçı nefretin tehdidi altında olan insanların yanındayım." ve Başbakan Sayın Merkel'in "Vatandaşlarımızı köken ve dinlerine göre ayırt etmiyoruz." açıklamalarıyla Hanau'daki terör saldırısını kınamalarını ileriye dönük alınacak tedbirlerin işareti olarak görmek istiyoruz.

Bu hain terör saldırısı, ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığının ne denli korkunç boyutlara ulaştığının bir göstergesidir. Eğer bu, örgütlü bir ırkçı saldırı ise bunların nasıl bir nefretle donatıldığı ortaya çıkıyor; bireysel bir saldırı ise yabancı düşmanlığının büyük bir hızla tabana yayıldığını gösteriyor. Her iki durumda da ırkçılığın hızla yükseldiğini ve korkunç sonuçlara sebep olduğunu görüyoruz. Ayrıca, bu hain saldırının âdeta bağıra bağıra geldiğine de dikkat çekmek istiyorum. Her ortamda, her zaman gerekli uyarıların yetkililere daha önceden yapılmasına rağmen yeterli tedbirlerin alınmadığını görüyoruz. Bu sebeple, alınması gereken tedbirleri tekrar buradan hatırlatmak istiyoruz.

Terörün bir insanlık suçu olduğu bilinciyle, her türlü teröre karşı ayrım yapmadan etkin mücadele edilmelidir. Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığı ortadan kaldıracak acil tedbirler alınmalıdır. Avrupa medyası, yabancı ve İslam karşıtı yayınlarından vazgeçmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika daha söz veriyorum.

Buyurun.

CEMAL ÇETİN (Devamla) - Siyasi partiler ve politikacılar, yabancıları hedef gösteren kışkırtıcı açıklamalardan kaçınmalı; toplumu ayrıştırmadan, tamamını kucaklayacak birleştirici bir dil kullanmalıdır.

Bu ve buna benzer saldırıların Almanya'nın uluslararası alanda imajını zedelediği açıktır. Bu sebeple, bu hain saldırı her yönüyle aydınlatılmalı, suçlulara gerekli cezalar verilmelidir. Böylelikle, hem teröristlerin cesareti kırılacak hem de bundan sonra yapılması muhtemel saldırılar için caydırıcı bir sebep olacaktır.

Bu alçakça saldırıları bir kez daha nefretle lanetliyor, her iki saldırıda hayatını kaybedenlere Yüce Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum; acılarını yürekten paylaşıyorum.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)