| Konu: | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 27.02.2020 |
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanırım en büyük hayalimiz insanların aç olmadığı ve sağlıklı gıdaya ulaşabildiği bir dünyayı tesis edebilmek. Gıda insan hayatı için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Sağlıklı gıdaya ulaşmak, bir insan için en temel haklardan, önemli haklardan birisidir. Dünyanın içinden geçtiği siyasal süreç ve kapitalizmin geldiği aşamada, sermaye, zenginler, enerjinin yanı sıra su ve gıdayı küresel bir silaha dönüştürmüş durumda. Özelleştirme, taşeronlaştırma gıda güvenliğini daha fazla tehdit altına almaktadır çünkü özelleştirilen her şeyi denetlediğini iddia eden Hükûmetin, iktidarın esasen yeteri kadar kontroller gerçekleştirmediğini sanıyorum ki bu sıralarda oturan bütün değerli milletvekilleri bilirler. Şu parantezi de açmak istiyorum. Mesela Rusya'ya mandalina, domates ihraç ediliyor. Oradan, işte, kalite kriterlerine uymadığı için Türkiye'ye geri döndüğünde bunun da iç piyasada eritildiğini, tüketildiğini belirtmemiz lazım. Mesela bu, kontrollerin yapılmadığının açık, aleni göstergelerinden biridir.
Değerli arkadaşlar, sağlıklı ürün, sağlıklı gıda kadar vatandaşın, insanın bu gıda maddelerine ve ürünlere erişebilmesi oldukça önemlidir fakat günümüz koşullarına baktığımızda, özellikle ülkenin içinden geçtiği ekonomik kriz, artan zamlar, artan işsizlik, yoksulluk, açlık, hatta burada defaatle dile getirdiğimiz bu sebeplerle de artan intihar vakaları varken bizler dönüp şunu görmek zorundayız: Değil sağlıklı gıda, kötü gıdaya bile insanlar ulaşamaz bir hâlde. O hâlde bu Meclise düşen en temel görev, gıdaların sağlık denetiminin yanı sıra gıdanın vatandaşa, yurttaşa ulaşabilmesini sağlamaktır. Peki, bunun için neler yapmak lazım? Ekmeği, tuzu, pirinci yani temel gıda maddelerini, tarımsal ürünleri bir ticaret malzemesi olmaktan çıkaran bir devlet politikası izlenmek zorundadır. Bunun da adı, bu ürünleri sübvanse etmektir. Bize düşen en büyük görev bunu yapmaktır.
Bakın, küçük bir yaşanmışlığı anlatmak istiyorum: Bir arkadaşım bir rahatsızlık geçirdi, altı ay boyunca evde kaldı, alışverişini kendisi yapamadı vesaire. Toparlandıktan sonra bir market alışverişine gitmiş ve şunu söylüyor bana: "İnanır mısın, kendimi Yedi Uyurlar gibi hissettim." Yedi Uyurlar'ı biliyorsunuz, Mersin'de Ashâb-ı Kehf Mağarası'nda üç yüzyıl uyuyorlar. Biri uyandığında cebindeki parayla alışveriş yapmaya gidiyor ve o paranın artık geçerli olmadığını görüyor. Altı ay içinde makarna fiyatının 4-5 katına çıktığını görmüş olması kendisini Yedi Uyurlar'a benzetmesini sağladı. İşte, sadece son altı ay içinde bu kadar ciddi zamlar var.
Peki, ne yapmalı? Üretici desteklenmeli, üretim kalitesini artıran tarım ve gıda politikaları uygulanmalı, gıda hilesi ve kalitesiz ürünlere karşı denetim artırılmalı; dışa bağımlılık, özellikle İsrail'den tohum alışverişi bir an önce kesilmeli, doğal ve yerli tohuma dönülmelidir. Bu ülke, her zaman ifade ettiğimiz gibi, bunu yaratabilecek suya, toprağa, verimli olanaklara sahiptir.
Evet, sağlıklı gıdalar ve sağlıklı yaşamla ilgili değil bunları denetlemek, açıklanması gereken raporu açıkladığı için, mesela Ergene ve Dilovası'nda Sağlık Bakanlığının yapmış olduğu kanser araştırması sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmasını sağladığı için sevgili Bülent Şık'a ceza yağdırıldı. Burada gerçekten bu yasayı buraya getirenler, iktidar, samimiyse Bülent Şık'a teşekkür etmeli, Bülent Şık'a ceza yağdırmamalı.
Son olarak şuna değinerek konuşmamı tamamlayacağım: Ürün, gıda güvenliği ve erişilebilirliğini konuşuyoruz, bu elbette oldukça önemli ama sağlıklı gıdaya ve yeterli gıdaya ulaşabilmek kadar sağlıklı bir ruha, sağlıklı bir toplum psikolojisine erişmek çok önemli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Oruç.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Grup Yorum'un üyeleri İbrahim Gökçek iki yüz elli dört gündür açlık grevinde, Helin Bölek iki yüz elli bir gündür açlık grevinde; buradan seslerini bir kez daha duyurmak istiyoruz. Sağlıklı bir toplum aynı zamanda, gerçekten özgürlüğe ve vicdana ses veren, adalete ses veren bir toplumdur. Buradan da Grup Yorum üyelerinin taleplerinin kabul edilmesi hususunda adımlar atılması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)