| Konu: | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 27.02.2020 |
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ürün güvenliği ve teknik düzenlemelerle ilgili 173 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesinin değiştirilmesi için vermiş olduğum değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve bizleri ekranları başında izleyen yüce Türk milletini saygıyla selamlarken tüm İslam âleminin Regaip Kandili'ni de kutluyorum.
Değerli milletvekilleri, ilaç, ürün güvenliği ve insan sağlığı açısından en önemli ürün olarak değerlendirilmesi gereken bir müstahzardır. Ürün güvenliği açısından baktığımızda, ilaç, ne kadar mükemmel üretilirse üretilsin tasarlanmasından son kullanıcıya kadar kontrolünde, saklanmasından arzına kadar geçen sürede profesyonellik isteyen bir üründür. Özellikle soğuk zincir dediğimiz kanallardan iletimi sağlanıp yine aynı şekilde depolanması gereken, kullanımının sağlanmasında uzman yardımı gereken ilacın, eczacının kontrolünde ürün güvenliğinin sağlanması şarttır.
Bunların yanı sıra, akılcı ve doğru ilaç kullanımının sağlanması için eczacıların ve eczanelerin önemi gün geçtikçe ortaya çıkmaktadır. Özellikle Sağlık Bakanlığımız akılcı ilaç kullanımıyla alakalı son yıllarda gerçekten önemli adımlar atmıştır. Gelişen yeni teknolojilere rağmen birçok ilacın kullanımının ve saklanmasının doğru ve eczacıların yardımı olmadan olmayacağı muhakkaktır. Kullanımının yanı sıra, ilaçların saklanmasında da eczacılarımızın bilgisinden bütün hastalarımızın faydalanması gerekmektedir. Zira bazı hastalarımız buzdolabında saklanması gereken ilaçları dışarıda, dışarıda saklanması gereken ilaçlarıysa buzdolabında saklayarak bu tür yanlış saklamalardan dolayı ilaçların etkisinin azalmasına veya yan etkilerinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Akılcı ilaç kullanımında bir diğer problem de tavsiye üzerine ilaç kullanımıdır. Her ne kadar son yıllarda tavsiye üzerine ilaç kullanımında ciddi oranda azalma söz konusuysa da hâlâ doktor reçetesiz ve eczacının kontrolü olmadan birçok ürünün kullanıldığına rastlamaktayız. Bilhassa bitkisel "drops"ları "Yahu, nasıl olsa doğal ürün, bir zararı olmaz." mantığıyla eczacıların ve eczanelerin kontrolü dışında bazı satış noktalarından alıp kullanan hastalarda ağız içi mantarlarından başlayıp çok daha ağır, organ yetmezliğine varan rahatsızlıklara rastlamaktayız.
Değerli milletvekilleri, yeri gelmişken -son iki haftadır özellikle- ilaç fiyatları ve ödemeden çıkması düşünülen 130 kalem ilaç hakkında burada birkaç kelime etmek istiyorum. Şimdi, özellikle geçen hafta bazı Grup Başkan Vekilleri burada ilaca yapılan yüzde 12 ilaç zammını değerlendirirken âdeta fahiş bir ilaç zammı yapılmış ve eczacının refahı çok yüksekmiş gibi bir algı oluştu. Bakın, bu tamamen asılsız bir algı. 13 eczacıyız biz şu anda Mecliste. Bu tamamen asılsızdır. Eczanelerimizin birçoğu standardın çok altında gelir elde etmektedirler ve zor durumdadırlar. O yüzden, bir kere ilacın nasıl fiyatlandırıldığının bilinmesi gerekiyor. İlaç, senede bir sefer, euro kuru baz alınarak fiyatlandırılıyor. Yani şubat ayında Fiyat Değerlendirme Komisyonu toplanıyor ve euro kurundaki artış baz alınarak ona göre bir fiyatlandırma yapılıyor. Bu sene ilaca 41 kuruş zam geldi. Yani yüzde 12 dediğimiz, aslında euro kurundaki 41 kuruş artıştan kaynaklanıyor. Ha, ilaçtaki euro kuru kaç lira? 3 lira 81 kuruş. Gerçek, reel euro kuru kaç lira? 6 lira 70 kuruş. Zam, tabii, çok hoş bir kelime değil belki ama, ilaca çok fahiş bir zam geldiği gibi bir algı oluşmasın, aksi takdirde ilaç bulamama gibi bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. Bunu geçmişte çoğu zaman yaşadık, aynı şekilde karşılaşmayalım.
Son iki haftadır ilaç hakkında iki tane daha spekülasyon var: Bunlardan biri eş değerde yüzde 10'dan yüzde 5'e çekilmesi. Bakın, bunun ekonomiye katkısı ne kadar olacak bilmiyoruz, bunu hesaplayacak olan kurum bellidir ama eş değer oranın yüzde 10'dan yüzde 5'e çekilmesi -SGK'nin 45 milyar TL sağlık harcaması var, bunun hemen hemen yarısı ilaçtır- burada çok cüzi bir katkı sağlayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMİT YILMAZ (Devamla) - Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ÜMİT YILMAZ (Devamla) - Yine, tabii, eczacı ve ilaç hakkında konuşmak dakikalara sığmıyor ama ödenmeyeceği söylenen 130 kalem ilaç; bunlar topikal preparatlar ve gargaralar. Bunların 20 milyar TL'lik ilaç içindeki kullanımı ne kadardır? Bunun geri çekilmesi lazım. Buradaki ilgililere sesleniyorum: Burada hem vatandaşımız mağdur olacak hem eczacılarımızla karşı karşıya gelecek ve inanın bundan SGK'nin çok büyük bir katkısı sağlanmayacaktır. Bu yanlış tutumdan geri dönülmesi lazım.
Daha doğrusu asıl konuşulması gereken, Ekonomi Koordinasyon Kurulunda eczacının temsiliyeti şarttır. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğünden veya "TİTCK" dediğimiz ilacın asıl biriminden eczacıların muhakkak bu Ekonomi Koordinasyon Kurulunda temsil edilmesi gerekmektedir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım, bir dakika daha... Meslektaşımız şey yapabilirse çok memnun oluruz, ağzından bal damlıyor çünkü.
ÜMİT YILMAZ (Devamla) - Evet, çok teşekkür ederim.
Ekonomi Koordinasyon Kurulunda ilaç konusunda eczacıların muhakkak temsil edilmesi gerekiyor değil mi Sayın Eczacım? Eğer 45 milyar liralık sağlık harcamalarının 20 milyar lirası ilaçsa ve burada eczacı yoksa bir sıkıntı var demektir. Muhakkak burada eczacının temsiliyeti şarttır. O yüzden biz diyoruz ki: Ya TİTCK'den ya İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğünden muhakkak eczacı temsiliyeti sağlanmalı. Burada düşünülmesi gereken tasarruf tedbirlerinin ne kadar fayda sağlayacağı etraflıca konuşulmalı ama eczacıların da olduğu bir kurulda konuşulmalı diyorum.
Çok teşekkür ediyorum Başkanım. Sağ olun, var olun. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)