GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:27.02.2020

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önemli bir yasa teklifini görüşüyoruz. Ürünün sorumluluğunu düzenleyen 6'ncı maddede, bir kişiye veya mala zarar veren ürün hakkında imalatçı veya ithalatçıya sorumluluk yüklenmektedir. "Bu sorumluluğun öne sürülebilmesi için ispat yükümlülüğü zarar gören tarafa aittir." deniyor. Buraya kadar her şey yerinde. Maddi ve manevi tazminatların düzenlendiği maddenin (5)'inci fıkrasına Türk Borçlar Kanunu'nun yanında Türk Ticaret Kanunu, Kabahatler Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun da eklenmelidir. 6'ncı maddenin (5)'inci fıkrasının özel durumlara karşı önlem amacıyla kapsayıcı bir şekilde yeniden düzenlenmesini teklif ediyoruz. Yasaların hallaç pamuğuna dönmemesi, ikide bir düzenleme yapılmaması gerekir diye de düşünüyoruz.

Değerli milletvekilleri, dünyamızın akciğerleri, insanlığın ortak mirası ormanlarımız hakkında üzücü bir durumu anlatmak istiyorum. 21 Aralık gecesi, Eski Mezitli Mahallemizde, 1.500'den fazla ağaç motorlu testerelerle katledildi, canımız yandı. Mersin kamuoyu ayağa kalktı, fail hızlıca yakalandı ve yargıya teslim edildi. Ormanlarımıza bile isteye zarar verenler para cezasıyla salıverilmesin istedik, "Bu suçlar orman katillerinin yanına kâr kalmasın, bu da cinayettir." dedik. Orman Kanunu'nda belirtilen cezanın ağırlaşması, caydırıcı hâle gelmesi için bir kanun teklifi verdik. Ormanlara ve orman arazilerine saldırının arttığı bu ortamda bu kanun tekliflerinin komisyona bile gelmemesine şaşırmamak mümkün değil.

Arkadaşlar, geçtiğimiz hafta aldığımız bir haberle canımız bir kez daha yandı. 1.500'den fazla ağacı tek başına kestiğini söyleyen şahıs serbest bırakılmış. Bu kişi daha önce de aynı suçu işlemiş, ormanı katletmiş ama para cezasıyla salıverilmiş. Şimdi size soruyorum: Bunun suçlusu kim? Bu teklifi gündeme almayan AKP'nin Meclisteki temsilcileridir, sizlersiniz arkadaşlar. Mersin'deki orman katliamı aslında 1 kişiyle olacak iş değil, 72 dönüm alanda 1.500'ün üzerindeki ağaç 1 kişi tarafından bir gecede kesilemez. Olaydan sonra katliamı kamuoyuna duyuran Eski Mezitli Mahallesi muhtarımızın serasına girdiler ve yine motorlu testerelerle 400'ün üzerinde üzüm ağacını kestiler. Soruyorum: Bu suç organize değilse muhtarımızın üzümlerini kim kesti? Bu katliamı kamuoyunun gündemine taşıdığı için muhtarımızı tehdit ediyorlar ama orman katilleri, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyor. Bir kez daha uyarıyorum: Bu kıyım 1 kişinin eseri değil, organizedir; Mersin'in bir dal yeşilinde gözü olanlar karşısında tüm Mersin'i bulur.

Değerli milletvekilleri, Mersin'de yaşanan katliam, ormanlarımızın karşı karşıya olduğu ilk saldırı değildi. Mersin'de 2002 yılından bu yana yaklaşık 2 bin orman suçu işlenmiş; ülkemizde yılda 12 binin üzerinde orman suçu işleniyor. Orman katilleri, Akdeniz'den Karadeniz'e, Ege'den Marmara'ya, Doğu ve Güneydoğu'ya, ülkemizin her yerindeler. Orman Kanunu çok hafif cezalar öngörüyor, orman katilleri para cezalarıyla salıveriliyor, yaptıkları yanlarına kâr kalıyor, cezaların hafifliğinden güç buluyorlar. Biz bunu kabul edilemez buluyoruz. Ormanlarımız, ağaçlarımız, hayvanlarımız bizim ulusal değerlerimizdir. Bu saldırılar kadar saldırganların para cezalarıyla salıverilmesi de canımızı yakıyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; orman alanlarımız ranta açılmasın, var olan ormanlarımızı koruyalım, yeni ormanlar kuralım istiyoruz. Ancak bu vahim olaydan sonra, dostlar alışverişte görsün hesabı işler yapılıyor. Orman alanlarına zarar verildiğinde yasa gereği bir yıl içinde yeniden ağaçlandırılması gerekiyor. Ne güzel! Kimsenin milletin ormanından rant devşirmesine izin vermeyelim fakat bir de baktık ki, Mersin'de otuz kırk yıllık limonlar, narlar, zeytinler kesiliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Mersin'de bu orman katliamı bahane edilerek üreticilerimizin otuz kırk yıldır yetiştirdiği limonlar, narlar, zeytinler kesiliyor. "Ne oluyor?" dediğimizde buraların orman arazisi olduğu söyleniyor. Arkadaşlar "kaş yapayım derken göz çıkarmak" diye bir deyim var. Yanlış üstüne yanlış yapılıyor. Bakın, bir limon fidanı beş yılda ekonomik olgunluğa erişir. Vatandaş -doğrudur, yanlıştır- önceden tahrip olmuş, orman vasfını kaybetmiş araziye limon dikmiş, nar dikmiş, zeytin dikmiş, yıllardır yetiştiriciliğini yapıyor ve millî ekonomiye katkıda bulunuyor fakat Mersin'de ne yapılıyor? Yetişmiş ve oldukça verimli limon ağaçları orman müdürlükleri tarafından kesiliyor. Değerli arkadaşlar, otuz kırk yıldır yetişmiş limon ağaçları, nar ağaçları, zeytin ağaçları orman müdürlükleri tarafından katlediliyor. Bu da bir katliamdır. Bu, bizim kabul edemeyeceğimiz bir durumdur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Başkanım, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Tamamladınız.

CENGİZ GÖKÇEL (Devamla) - Peki Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)