GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:27.02.2020

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, akşamın bu saatinde hoşgörünüze sığınarak tekrar karşınıza geldim. Ama tabii, ilaç, ürün güvenliği açısından önemli bir müstahzar, bu yüzden bir daha konuşalım, bu sefer de satışıyla ilgili yaşadığımız problemleri konuşalım istedim.

Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi'ne bir eczacı gözüyle bakacak olursak insan sağlığını ve yaşantısını doğrudan ilgilendiren ürün olan ilacı ve ilacın tasarlanmasından arzına kadar bütün safhalarında emeği olan eczacıyı görürüz. "İlaç, canlıların sağlığında teşhise, tedaviye, belirtilerin azaltılmasına veya hastalıklardan korunmaya yarayan doğal, sentetik veya yarı sentetik maddelerden üretilen, değişik yollarla kullanılan preparat." kısaca tarifi böyle. Bu kısaca tarifini yaptığımız ilacın ürün güvenliği açısından ne kadar önemli olduğunu hepimizin takdir etmemiz gerekiyor. İlaç -güvenli olabilmesi için- üretiminden nihai kullanıcıya kadar yani son hasta kullanana kadar hatta hasta kullandıktan sonra da yine belli bir süre izlenmesi gereken ve ona göre kanaat sunmamız gereken bir ürün, o yüzden de uzun bir zamanı alıyor.

Burada, sizleri teknik bilgilerle fazla boğmak istemiyorum, canınızı sıkmak istemiyorum ama ilacın ürün güvenliği açısından ne kadar önemli olduğunun altını da çizmek istiyorum. Peki, bu kadar önemli olan ürün nasıl satılıyor, halka nasıl arz ediliyor onu konuşalım biraz da. Kendimizin ve sevdiklerimizin hayatını bu kadar yakından ilgilendiren ilacın ürün güvenliği açısından, eczanelerin haricinde internet, televizyon, market ve hatta benzincilerde satılmasına, kontrolsüz olarak satılabilmesine anlam verebilmek pek mümkün değil. Geçmişte yaşadığımız birçok acı hadise var. Bu acı hadiselere rağmen hâlâ internetten, televizyonlardan ve dediğimiz gibi marketlerden gıda takviyesi, zayıflama ürünü, beslenme ürünü ve benzeri isimler adı altında içeriğinde ne olduğu belli olmayan ürünler satılmaya devam ediliyor. Gıda takviyesi, beslenme ürünü ve zayıflama ürünü türünden aldatmacalarla tanımlanan bu ürünlerin halkın sağlığını geri dönülmez şekilde tehdit ettiği hepimizin kabul etmesi ve ona göre önlemler alması gereken bir durum. Özellikle ilaç güvenliğini ve halk sağlığını tehlikeye atan bu tür ürünlerin satışının engellenmesi için son yıllarda gerçekten etkili önlemler alınmışsa da -bu önlemlerin yetersizliği- hâlâ daha satılabildiğini gördüğümüz zaman önlemlerin tam anlamıyla alındığını söylemek pek mümkün değil. Daha düne kadar internet üzerinden konfeksiyon, inşaat malzemesi satan yerler bile artık ilacı internetten satmaya başladılar. Bunun bir an önce engellenmesi gerekiyor. Bu tür ürünlerin internet, televizyon ve market türevi, eczane dışı yollardan satılmasının engellenmesinde ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluğu büyük.

Sağlık Bakanlığından ruhsat almakta zorlanan veya alamayan firmalar "gıda takviyesi" "zayıflama ürünü" adı altında Tarım ve Orman Bakanlığından ruhsat alıyorlar ve bu ürünleri bu şekilde satıyorlar, hatta birçoğu ruhsat almaya ihtiyaç bile duymuyor, televizyon kanallarından çok rahat bir şekilde bu ürünleri satabiliyorlar, toplum sağlığını da tehlikeye atıyorlar.

Bakın, buna birkaç tane örnek verelim, geçmişte yaşadığımız acı olaylara örnek verirsek: Mesela ölümlere varana kadar sebep olan bir ürün var "zayıflama ilacı" adı altında "sibutramin" içeren bir ürün satıldı ülkemizde ve ölümlere sebep oldu. Sağlık Bakanlığı bu ürünün ruhsatını iptal edince şimdi arkadan dolandı firmalar, içinde "sibutramin" olduğunu sakladıkları ürünlere Tarım ve Orman Bakanlığından ruhsat alıyorlar. Hatta, dediğim gibi, ruhsat almaya gerek duymadan şimdi bu ürünleri "zayıflama ürünü" diye televizyonlardan, internetten, marketlerden satmaya başladılar. Bu böyle giderse kayıtsız olarak da bir sürü rahatsızlıklar, bir sürü şikâyetler önümüze geliyor çünkü hangi ilaçtan, neden olduğunu bilmiyoruz. Bunun yanı sıra sadece "sibutramin" de değil, yine içeriğinde "sildenafil" "tadalafil" gibi kardiyovasküler sistemi ilgilendiren cinsel sağlık ürünleri bakın, benzinliklerde satılıyor arkadaşlar, benzinliklere gittiğiniz zaman macun, jel türevi adı altında... Tabii, bunun içinde "sildenafil" var, "tadalafil" var diye söylemiyorlar, bunları sizlere satıyorlar ve bunları alan insanlar en yakınından dahi saklıyor bu ilaçları kullandığını.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜMİT YILMAZ (Devamla) - Başkanım, toparlıyorum hemen.

BAŞKAN - Buyurun.

ÜMİT YILMAZ (Devamla) - Çünkü bu ilaçları kullandığını en yakınından dahi sakladığı için hangi şikâyetlerle hangi sağlık kurumuna gittiğini tespit edemiyoruz; bunun önleminin bir an önce alınması lazım. "RTÜK var; RTÜK, televizyondan satışları engelliyor." diyorsunuz. Açın televizyonları, uydu kanalına girin; orada, bir dizide öpüşme sahnesini yasaklayan RTÜK'ün o ilaçların hangi reklamlarla satıldığına bir bakması lazım. Yani, bu kadar ahlaka mugayir bir şekilde satılan bir ürün görülmemiştir. Direk dansıyla cinsel ürün satıyor. Yani, bunu nasıl engellemiyorlar, ben hayret ediyorum; nasıl görmüyorlar, bu kanallar hâlâ nasıl satış yapabiliyor, açık kalabiliyor, bunu anlamak mümkün değil. İlgili kurum ve kuruluşların bunu engellemesini talep ediyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)