| Konu: | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 05.03.2020 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 173 sıra sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi'nin 16'ncı maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, İdlib'de 27 Şubat 2020 tarihinde ve sonrasında yaşanan şehadetler milletimizi ve hepimizi ziyadesiyle üzmüştür, derinden yaralamıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerimize yapılan her saldırıyı nefretle kınıyorum. Aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet; ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Unutulmasın ki biz bir ölür, bin diriliriz. Şu anda tedavi altında bulunan kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyorum. İdlib saldırısından hemen sonra başlatılan Bahar Kalkanı Harekâtı'nda Rabb'im kahraman Türk askerimize güç kuvvet versin. Ordumuzu muzaffer eylesin inşallah, dualarımız kahramanlarımızla.
Değerli milletvekilleri, söz konusu kanun teklifiyle, bir ürünün, insan sağlığı ve güvenliği, tüketici, çevre, iş sağlığı ve iş yeri güvenliği gibi bir kamu yararı bakımından tehlike arz ettiği hâllerde gerekli düzenlemelerin yapılması ve önlemlerin alınması amaçlanmaktadır.
Gıda israfı, üretilen gıdaların tüketilmeden çöpe gitmesi demektir. Gıda israfının Türkiye'ye ve dünyaya faturası gittikçe ağırlaşmaktadır. Ürün güvenliğinin yanında gıda israfına da özellikle ülkemizde çok dikkat çekmekte fayda var. Türkiye İstatistik Kurumunun 2018 verilerine göre, 18 milyon ton meyve ve sebze çöpe atılmaktadır. Yine, her yıl 1,7 milyar ekmek çöpe gitmektedir. Bu veriler gün geçtikçe artmaktadır ve ne yazık ki gittikçe vahim bir hâl almaktadır. Türkiye'de mutfaklarda en çok tahıl ve tahıl ürünleri, sonra sebze, sonra da bakliyat ve meyve tüketilmektedir. Bunların yüzde 16'sının çöpe gittiğine dikkat çekmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, dünyanın en büyük 4'üncü sebze, 10'uncu meyve üreticisidir. Dünyada bir yılda üretilen sebzenin yüzde 2,5'i, meyvenin ise yüzde 2'si Türkiye'de üretilmektedir. Ancak ne yazık ki "çirkin gıdalar" adıyla, tarladan rafa taşıma esnasında iyi paketlenmediği için veya görüntüsü estetik olmadığı için çöpe giden birçok ürünümüz var maalesef. Küçük çiftliklerde yetersiz insan kaynağıyla üretim yapan eski nesillerin tarım uygulamalarından kaynaklanan kayıplarla birlikte, sofralara gelene kadar toplam 2,4 milyon ton sebze, 880 bin ton meyve çöpe gitmektedir. Bu miktar, Orta Afrika ülkelerinin bir yıllık toplam sebze üretimine denk gelmektedir.
Değerli milletvekilleri, hepimizin evlatları var, yemeklerini yerken özellikle çocukluklarında, küçüklüklerinde şunu söyleriz: "Yemeğini bitir, arkandan ağlar." Niye söyleriz bunu? Hem kendi gıdasını alması açısından hem israfı önlemek açısından. İşte, tam burada, özellikle evlatlarımıza, evimizde eğitime başlamamız gerekiyor. Her zaman yaptığımız gibi, sadece sistemi suçlamak değil "Biz bununla ilgili evde ne yapıyoruz?" buna bir bakmamız gerekiyor. Bizler, ekmeğin karneyle alındığı dönemlerden geçen bir neslin evlatlarıyız. Artık karne yok, günümüzde istediğimiz her gıdaya kolaylıkla ulaşabilme imkânımız var. İşte, bunun karşısında da hızlı tüketiyoruz ama aynı zamanda hızlı yaşıyoruz. Artık, meyve ve sebzeyi manavdan, eti kasaptan, ekmeği fırından almaya vakit ve sabır yok. İnternetten, sosyal medya üzerinden özellikle şunları yapıyoruz: Sanal dünyadan alışverişlerimizi yapıyoruz. Bunu yaparken neyi unutuyoruz aslında? Tüketebileceğimiz kadar mı gıda alıyoruz, yoksa tükettiğimizden fazlasını mı evimize sokuyoruz? İşte, tükettiğimizden fazlası maalesef çöp kovasına gidiyor. Her şey önce evde başlar, en küçük birimde, ondan sonra topluma yayılır. Buna dikkat etmemiz gerekiyor.
En kaliteli ürünleri en ucuza alabileceğimizi zannediyoruz belki ama toplu alışverişlerde o kaliteli ürünlerin hepsinden çok fazla alıyoruz. Ülkemizde 300 gram üzerinden, günlük olarak, yaklaşık 85 milyon ekmek üretildiği; 79 milyon civarında da ekmek tüketimi gerçekleştirildiği, geriye kalan 6 milyon ekmeğin ise israf edildiği belirtilmektedir. 6 milyon ekmek, günlük israf. Açlıktan insanların hayatlarını kaybettiği bir dünyada, dinimizce de yasaklanan israfın ülkemizde çok yüksek seviyelere ulaşması kaygı vericidir. Bu hususta ciddi çalışmalar yapılmalı ve acilen harekete geçilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ARZU ERDEM (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
ARZU ERDEM (Devamla) - Araf suresinin 31'inci ayetinin mealinde der ki: "Ey âdemoğulları, her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez."
İsraf edilen gıdalarla birlikte ekmeğimiz, paramız, enerjimiz ve millî servetimiz çöpe gidiyor. İsrafın en önemli nedeni, ihtiyaç ve istekleri gidermede kullanılan kaynakların nasıl ölçülü ve verimli kullanılacağının, nasıl kullanılması gerektiğinin, nitelik ve niceliklerinin nasıl artırılacağının yeteri kadar bilinmemesidir. Bu nedenle, ürün güvenliğinin yanında, tüketim ve tüketici davranışlarının olumlu yönde geliştirilmesi, disipline edilmesi ve toplumda bilinçli tüketim davranışlarının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışma ve çabaların artırılması gerekmektedir.
Teşekkür ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)