GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:67
Tarih:11.03.2020

CHP GRUBU ADINA CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; 196 sıra sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifinde 21 kanun üzerinde değişiklik düşünülmüş. 21 ayrı kanun, yani bir torba yasa ve 21 ayrı yasa teklifi, 21 ayrı kanunda değişiklik. Bunlardan bir tanesi, afet nedeniyle, yaşanılan yerlerde elektrik ve doğal gaz faturalarının bir yıla kadar ertelenmesi hâlinde gecikme zammının alacaklı şirkete Enerji ve Tabii Kaynaklar bütçesinden ödenmesi istenmekte.

Değerli arkadaşlar, bir deprem meydana geldiyse, böyle bir mağduriyet varsa elektrik ve doğal gazla ilgili ödemenin ertelenmesi normaldir, makuldür. Bu öneriyi destekliyoruz. Ancak, deprem dediğimizde sizler depremle ilgili ne yapmaktasınız, esasen bunun üzerine konuşmak lazım. Depremin öncesinde, bilimle ilgili bu hususlarda ne yapmaktasınız veya deprem sonrasında sadece bu faturaların ödenmesi yeterli mi?

Bakın, değerli arkadaşlar, sizler bu ülkede yakın tarihte "imar barışı" adı altında bir düzenleme getirdiniz. Yaklaşık 9 milyon 300 bin yapıda imar barışıyla ilgili müracaat yapıldı. Peki ben soruyorum: Bu yapıların depreme uygunluğu konusunda hiçbir düzenleme veya denetleme yaptınız mı? Hayır. Sadece "gelsin paralar" anlayışı, çünkü buradan gelecek olan paraları beklemekteydiniz. Yani, şimdi, bir şehrin yerleşimi veya en azından bundan sonraki süreçte bir şehirde yerleşim yapılırken bilimden yararlanarak fay hatları üzerine yerleşimin engellenmesi tarzı bir çalışma yapılıyor mu? Hayır. Örneğin, İstanbul'da afet toplanma alanları ilan edilmişti daha önce, 493 alandan 416'sı alışveriş merkezi, rezidans, gökdelen ve/veya otopark olarak işletilmekte.

Değerli arkadaşlar, deprem sonrasında toplanma alanı olarak daha önce belirlenmiş bu alanlara, şimdi gökdelenler dikildi. İşte, sizin depreme bakış anlayışınız bu, değerli arkadaşlar.

Yine, getirilmekte olan düzenlemelerden bir tanesinde gazilerimizle ilgili bir durum söz konusu: "Aylık bağlanan maluller ve harp malullerinden çalışmaya devam edenlere genel hükümler yerine, bu kapsamda aylık bağlananlara, bağlanma tarihinden sonra çalışmaları esas alındığında en az yirmi yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 5 bin gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş olmak şartıyla talepleri halinde ayrıca yaşlılık aylığı bağlanır." diye bir düzenleme yapmaktayız.

Değerli arkadaşlar, bizler şehitlerimizin aileleri ve gazilerimiz lehine yapılacak olan her türlü düzenlemeyi sonuna kadar desteklemeye varız ve hazırız. Ancak, değerli arkadaşlar, bakın, burada, sizler yapboz değil "bozyap" anlayışını devamlı uygulamaktasınız. Zaten bu düzenleme mevcutta vardı değerli arkadaşlar. Ancak ne oldu? İşte, sürelerle ilgili sizlerin yapmış olduğu uygulamalarla yaklaşık dört aydır gazilerimiz maaşlarını alamamakta.

Değerli arkadaşlar, işte, yapmış olduğunuz uygulamadan mağdur olan gazilerimizin mağduriyetini hep birlikte gidermek için şimdi bu değişikliğe destek veriyoruz. Ancak yeterli değil değerli arkadaşlar çünkü gazilerimizin şu an yaşadığı başka sıkıntılar var. O sıkıntıların da çözülmesi konusunda bizim sonuna kadar gazilerimizin yanında olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, yine, avda, sporda kullanılan tüfekler, tabancalar, av bıçaklarının yapımı, satımı ve bulundurulmasıyla ilgili kanunun 11'inci maddesinde bir düzenleme yapılmakta. İzinsiz ya da izin belgesine aykırı üretim, satış ve reklam yasağına ilişkin birtakım cezalar ve cezaların artırılması düşünülmekte.

Değerli arkadaşlar, faaliyet izni almadan veya faaliyet izin belgesine aykırı olarak fabrikalar kuranlar, işletenler, imal edenler hakkında ceza sınırı "bir yıl" olarak ifade edilen kısım "üç yıl"a, "üç yıl"a kadar olan kısım "beş yıl"a kadar artırılmakta hapis cezası olarak, ayrıca adli para cezalarındaki miktarlar da artırılmakta.

Değerli arkadaşlar, yine burada izinsiz satanlara, belgesi olmadan alanlara da cezalar getirilmekte; bunların ticari reklamını veya tanıtımını engelleyen bazı hükümler yine bu düzenleme içerisinde yer almakta değerli arkadaşlar. "Faaliyet izin belgesi sahiplerine ait kurumsal internet siteleri ve sosyal medya hesapları, fuarlara katılım için hazırladıkları materyallerle avcılık ve atıcılık üzerine tematik yayın yapan televizyon kuruluşları ve süreli yayınlarda yapılan reklam veya tanıtım bu yayın dışında" denilmekte.

Şimdi, değerli arkadaşlar, biz esas itibarıyla silahlanmaya karşıyız. Bakın, burada bazı cezalar, hapis cezaları artırılmakta, para cezaları artırılmakta, reklam -internet üzerinden de dâhil- yasaklanmakta ama şöyle bir bakalım; televizyonlarda her akşam izlenilen dizi filmler var. Bu dizi filmlerde her gün değişik cinayetlerin işlendiği, silahların konuştuğu yayınlar aralıksız yapılmakta. Siz her akşam vatandaşın en yoğun izlediği dizilerde bu şekilde özendirmeye devam ederseniz buraya getirmeye çalıştığınız yasaklamanın hiçbir anlamı kalmayacaktır değerli arkadaşlar.

Yine, değerli arkadaşlar, bu maddelerden bir tanesinde bir üniversitenin ismini değiştiriyorsunuz. Olabilir, bir üniversitenin ismi değişebilir, mütevelli heyeti komple değişmiş, ismi de değişmekte. Ancak değerli arkadaşlar, bugüne kadar, özellikle son on yedi yıldır üniversitelerin eğitim kalitesinde ciddi bir düşme meydana geldiğini de hep beraber izliyoruz. Üniversitelerin kalitesinde sıkıntılar mevcut. Bugün Türkiye'de neredeyse dünyada ilk 500'e giren üniversite kalmadı. Apartman üniversiteciliğinden ülkemizi kurtarmak zorundayız. Yani sadece isim değiştirmekle bu işler olmuyor değerli arkadaşlar.

Yine, düzenlemelerin bir tanesinde, 5510 sayılı Kanun'daki Esnaf Ahilik Sandığına ilişkin hükümler 1/1/2021 tarihine kadar ertelenmekte. Şimdi, değerli arkadaşlar, Ahilik Sandığı hangi amaçla kurulmuş, önce ona bakalım: Esnafın ekonomik olarak zor duruma düşmesi nedeniyle iş yerini kapatması veya iflas etmesi durumunda oluşacak gelir kayıplarını telafi etmek amacıyla Esnaf Ahilik Sandığı kurulması amaçlanmış. Yani ne denmekte? Burada, esnaf sıkıntıya düşerse, esnaf borç içine düşerse, esnaf iflas ederse bu, Ahilik Sandığından ödensin istenilmiş. Peki, bugüne kadar niye kurulamamış? Bugüne kadar esnaf zaten ödemesi gereken primi ödeyemez durumda. Normal ödemesi gereken primi ödeyemeyen, sorumluluklarını yerine getiremeyen esnafa şimdi, bir de "Ahilik Sandığı" adı altında bir ödeme külfeti doğunca, bu ödemeleri yapamamış. İşte, bu maddenin getirilmesi yani ödemenin uzatılması esnaf ve sanatkâr birliklerinin talebiyle olmuş. Yani, değerli arkadaşlar, işte, siz esnafı bu kredilerini ödeyemez, bu primlerini ödeyemez hâle getirdiniz.

Bakın, ben size şöyle bir rakam vereyim: 2019 yılında yaklaşık 222 bine yakın esnafa toplamda 21,2 milyar lira kredi kullandırıldı. Kredi kullanan esnaf sayısıysa 560 bin ve toplam kullandırılan kredi 40 milyar lira dolayında. Yani, değerli arkadaşlar, Ticaret Bakanlığının verilerine göre, ülkemizde 1 milyon 800 bin esnaf var. Yani işi bırakmış olabilir, kayıtlarda gözüküyor olabilir ama biz 1 milyon 800 bini kabul edelim. 560 bin esnaf bugün kredilerle ayakta kalabilmekte. İşte, siz, esnafı bu hâle getirdiniz değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) 560 bin esnaf krediyle ayakta kalabilme mücadelesi verir duruma düştü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Arı.

CAVİT ARI (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

Değerli arkadaşlar, işte, esnafımız krediyle yaşar, can çekişir hâlde. O nedenle, şimdi, bu Ahilik Sandığına olan krediyi de ödeyemez durumda.

Bakın, yine bunun devamında bir Kredi Garanti Fonu meselesi var. Burada, finansman imkânlarını geliştirmek ve kredi sisteminin etkin işlemesine katkı sağlamak amacıyla firmalara kredi garantisi veren garanti kurumlarına 25 milyar olan nakit kaynak, 35 milyara çıkarılmakta.

Değerli arkadaşlar, Kredi Garanti Fonuyla özel bankalara Hazine kefalet limiti açılmış ve 25 milyara kadar gösterilen teminat karşılığında daha önce 250 milyar kredi verilmiş. Kimlere verildiğini tartışmak istemiyorum çünkü o kredilerin, seçim öncesinde seçim sonuçlarını etkileyebilmek amacıyla açılan krediler olduğunu hepimiz biliyoruz. Seçimler öncesinde verilen bu krediler, sonrasında bakın, bugüne kadar esasen 250 milyara kadar verilmesi gerekirken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen son cümlenizi söyleyiniz ve selamlamanızı yapınız.

CAVİT ARI (Devamla) - Yani fren tutmamış ve 343,6 milyara kadar kredi vermişsiniz. Şimdi, siz, buradaki yüzde 10'luk teminat olan -esasen olması gereken miktarı artırarak- 25 milyarın üzerine 10 milyarla işin yasal kılıfını tutturmaya çalışmaktasınız.

Bakın, bu kredilerden, bugüne kadar 7,8 milyarı esasen batık. Komisyonda dendi ki: "Bu, tahsil edilememiş alacak." Hâlihazırda tahsil edilememiş gözükse de -yine de biz öyle diyelim ama- bu, batma ihtimali çok yüksek tahsil edilemeyen bir alacak durumuna gelmiştir.

Kısa ve öz, ekonomiyi getirdiğiniz hâl ortadadır değerli arkadaşlar. İşte, vatandaş çektiği krediyi ödeyemez durumdadır. Dolayısıyla, ülkenin ekonomisi sayenizde böyle olmuştur değerli arkadaşlar.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)