GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:12.03.2020

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Gazilerimizin hayata dair kısık sesle söylemeye çalıştıkları bir yaşam türküsü vardır dillerinde ancak bu madde bu şekilde geçerse işte o türküyü susturmuş olacağız şimdi, eksik düzenleme nedeniyle.

İllerinize dağılacaksınız değerli vekiller, gittiğinizde de benim anlatacağım hususları gazilerimize bir sorun; sizlerin gözlerinize bakacaklar ve siz de şunu diyeceksiniz: "Keşke bunu böyle geçirmeseymişiz." Şimdi, gazilerimiz malul maaşı alıyorlar ve gazi oldukları andan itibaren kamuda çalışabilir durumda olanlara iş hakkı veriliyor. Gazi oldum, kamuda işe başladım; 2013 yılına kadar, engelli statüsünden, Engellilik Yasası'ndan faydalanarak on beş yılda emekli olabiliyorlardı ama 2013 yılında, Komisyonda dahi görüşülmemiş bir önergeyle burada bu değiştirildi. Ve gazilerimize ne denildi biliyor musunuz? "Biz size malul maaşı bağladık ve sizin engellilik statünüzü kaldırdık, 60 yaşınıza kadar çalışın." Ya, iki kolu, bacağı yok, gözü yok; "60 yaşına kadar çalış..." Böyle bir şey olabilir mi? Bunu söyledik. Dört aydır da dilimizde tüy bitti, "Bu yanlıştır; yapmayın, etmeyin." diye. Şimdi, "Yirmi sene yapalım." dediniz yani on beş yıl olanı önce bozdunuz, şimdi de "Yirmi sene yapalım." diyorsunuz, burada ciddi yanlışlar var.

Şimdi, üç sorun var bu düzenlemeyle ilgili, üç sorun. Bir: Silinen primler. İki: Engellilik oranının dikkate alınmaması. Üç: Kesilen maaşlar. Tek tek ele alacağım bunları.

Silinen primler: Değerli vekiller, şimdi gazilik başlangıç tarihi hukuken ne olmalı, yaralandığı tarih mi? Öyle olmalı değil mi, öyle düşünüyoruz ama öyle değil. Gazilik maaşının bağlandığı tarih, hukuken gazilik başlangıcı olarak kabul ediliyor yani gaziliğini bir şekilde geç almış bir vatandaşımız mağdur oluyor. Gaziliğini yirmi sene sonra bile alan var.

Şimdi, nasıl mağduriyet yaratıyor, onu anlatacağım size. Bakın, şimdi, silinen primler... Şu, yaralanma ibaresi -şekille gösteriyorum- bu da gazilik maaşının başladığı tarih olsun. Şimdi, bu iki üç yıl belki önemsiz gelebilecek size ama yirmi yıldan düşecek bu, o yüzden önemli. Yani askere başlamadan önce kişi çalışmış, primini cebinden ödemiş askere gelmeden önce, askerde gazi olmuş, maaşı bağladığımız an bu iki üç yılı siliyoruz, "Çalışmamışsın sen." diyoruz ama gazinin kolu bacağı yok, bu iki üç yıl onun için çok önemli. Dolayısıyla silinen primlerden bir tanesi bu; askere gelmeden önce çalıştığı süreler, birincisi bu.

İkincisi daha vahim, o çok daha vahim. Şimdi, şöyle bir durum var: Burada yaralanmış, yirmi sekiz yıl geçmiş, böyle gazilerimiz var, yirmi sekiz yıl sonra gaziliğini almış. Neden? Doktor yanlış rapor vermiş. Ensesinden mermi girmiş, beynindeki mermi yirmi sene sonra saptanmış, gaziliğini o zaman almış; onun suçu ne? Yirmi sekiz yıl gazilik maaşı almıyor ve gazilik maaşı çok geç bağlandığı için, gazilik başlangıcı da burası sayıldığı için ne oluyor? Yirmi sekiz senelik primi siliniyor. Yaş olmuş 55, şimdi biz bu gazimize diyoruz ki: "Sen yirmi sene daha çalış." O kadar ömrü yok ki zaten. 55 yaşında sıfırlıyorsun yirmi sekiz yılını, cebinden prim ödemiş, "75'te emekli ol." diyorsun, mezarda emeklilik. Bu, kabul edilemez.

Şimdi, gazilerimiz yazıyorlar, bakın, söylüyorlar: "1986'da yaralandım, 2012'de gazilik aldım, 54 yaşındayım, sağ elim bilekten yok, kalp hastasıyım, yirmi dört yılım siliniyor." Sizlere gazilerimizin mesajları. "1993'te Şırnak'ta yaralandım, kafamda kurşun olduğu yirmi yıl sonra tespit edildi." Geç gazilik aldıysa bu onun suçu mu? Bütün yirmi yılı gidiyor. Bakın, çok önemli: "Van Başkale'de askerdim, doktor para istedi, babam hamaldı, veremedim." diyor, bana bunu söyledi. "Babam hamaldı, doktor para istedi, rapora yazmadı." ve şu an 53 yaşında, yirmi sekiz senesi siliniyor, 73 yaşında emekli olacak; o kadar yaşayamaz zaten. 1990 yılında PKK'yla çatışmaya giriyor, 2007'de gazilik haklarına kavuşuyor, on bir yıl prim günü siliniyor bir gazimizin "Uzuv kaybı hariç, diz ve kolumdaki şarapnel parçalarının verdiği acıyı bir ben bilirim bir de Allah, verdikleri yüzde 25 zammı da geri alsınlar." diyor. 1989'da yaralanıyor bir tanesi, müracaat süresi içerisinde başvuramamış, yönlendiren olmamış, gaziliğini çok geç alıyor, "6614 günüm siliniyor, yaş 53, sağ kalça protez, 500 metreyi zor yürüyorum." diyor ve anlatırken bana ağladı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Çelebi.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Gazinin sözünü kesme Başkan.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (Devamla) - Gaziyi ağlatmak ne demek değerli vekiller? Yani "Başımıza taş yağacak." diyor ya Anadolu'da vatandaşlarımız, öyle bir durumdayız şu an. Dolayısıyla buradaki önerimiz şu, silinen primlerle ilgili: 5510 sayılı Kanun'un 38'inci maddesinde düzenleme yapılabilir bir; bunu yapabiliriz. İki: Gazilerimizin yaşlılık aylığı hak etmelerinde aylık bağlandığı tarihi esas almayıp yaralanma tarihini esas alırsak bu sorun çözülebilir.

Şimdi, 2'nci konu, engel oranı dikkate alınmıyor yani 1'inci derecede de var, 1 ile 6 derece arasında sıkıntılı yani 6 derece var, 1'inci dereceye de "Yirmi senede emekli ol." diyoruz, 6'ncı dereceye de "Yirmi senede emekli ol." diyoruz. Ama 1'inci derece dediğimiz nasıl biliyor musunuz? İki bacağı yok, gözü kör... Bir gazimiz şöyle anlattı...

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Mesele gazilerimiz Sayın Başkan.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika daha müsaade ederseniz, çok önemli konu.

Eşi on beş sene bu gazimizi -gözü kör, 2 bacağı yok- işe götürmüş. Şimdi, bu yasa çıkarsa tekrar işe başlayacak, tekrar eşi bu şekilde götürüp çalıştıracak. Yani bu olmaz, bu eziyete döner değerli vekillerim, bunu düzeltmemiz gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Selamlamak için veriyorum, lütfen...

MEHMET ALİ ÇELEBİ (Devamla) - Tamam Başkanım, hemen bitiriyorum.

Son cümle de şu: Maaşların kesilmiş olması da bir dezavantaj. Diyor ki bir gazimiz: "Şu an ben Sivas'ta yapılmakta olan hayvan pazarında, şantiyede, eksi 17 derecede çalışıyorum; kafamda kurşun, sırtımda bomba parçaları duruyor, soğukta çalışamıyorum ama mecbur kaldım maaşım kesildiği için." Bugün İstiklal Marşı okuyorsak okumamıza vesile olan Mustafa Kemal Atatürk'ü, şehitlerimizi ve gazilerimizi unutmayalım diyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)