GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:12.03.2020

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclisi saygıyla selamlıyorum. 196 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine konuşmak için grubum adına söz aldım.

Madde, genellikle olumlu şeyleri ifade etmekle birlikte esas olan, savaş politikalarının yarattığı acı ve mağduriyetlerin sonlanmasının önemini -mutlaka- barışın değerini bir kez daha vurgulayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, arkadaşlarımız dün kısmen anlattı, Türkiye'de her gün "Bu kadarı da olmaz, herhâlde bu farklı bir şeydir, bu olmayacak bir şeydir." diyoruz ama her gün farklı bir şeyle karşı karşıya, yüz yüze kalıyoruz. Bugün de yine Urfa'da, Şırnak'ta ve Diyarbakır'da avukat arkadaşlarımız ve Cizre Belediye Başkanımız yalancı, iftiracı ve itirafçıların ifadeleriyle gözaltına alındılar ve her gün buna benzer olayları yaşamaya devam ediyoruz. İktidarın bundan vazgeçmemesi hâlinde Türkiye'de sükûnetin, barışın, olumlu bir ortamın sağlanması söz konusu olamayacaktır.

Değerli arkadaşlar, Berkin Elvan'ı herkes tanıyor artık, hepiniz tanıyorsunuz, gündeme sık sık geldi. Gezi Parkı protestoları sırasında sabahleyin evinden çıkıp ekmek almaya giderken polisin sıktığı gaz kurşunuyla beyninden yaralandı ve uzun süre hastanede kaldıktan sonra yaşamını yitirdi. Annesi dün mezarının başında açıklama yaparken, anma yaparken diyordu ki: "Berkin'in katillerinin bulunması ve katillerinin cezalandırılması bizim acımızı yok etmeyecektir ama ben oğlumun mezarına bir daha geldiğim zaman 'Senin katilin bulundu ve cezası belli oldu.' diyebilmek istiyorum. Onun için bunu talep ediyorum." Bunu bir anneye çok görmeyin. Her ne kadar annesini mitinglerde yuhalattıysanız da en azından bu dönemde katilin cezasını almasını sağlayın da -hiç değilse engel olmayın- annesi bunu oğluna söyleyebilsin.

Değerli arkadaşlar, Grup Yorum üyeleri iki yüz yetmiş güne yakındır ölüm orucundalar. İstekleri son derece açık ve net; türkülerini söylemek istiyorlar, faaliyetlerini yürüttükleri kültür merkezinde her gün baskıyla karşı karşıya kalmak istemiyorlar. Yine, bir iftiracı itirafçının ifadesiyle, başka hiçbir delil olmadan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmış arkadaşlarının yeniden yargılanmasını istiyorlar ama buna karşılık, bunların yerine getirilebilir şeyler olduğunu bildiğimiz hâlde dün zorla alındılar, Ümraniye'de Araştırma Hastanesindeler. Biraz önce de zorla müdahale edilmek üzere yoğun bakım ünitelerine alındılar. Bunların yoğun bakım ünitelerine alınıp zorla beslenmeye kalkılması ölümlerine sebep olabilir. Bunu sağlamaktansa bunların ileri sürdükleri isteklerinin yerine getirilmesi çok daha iyi olur, insani bir davranış olur, insan hakları açısından da buna böyle bakmak gerekir.

Değerli arkadaşlar, geçen gün yine "Bu kadarı da olmaz." dediğimiz bir olay yaşandı: Muş'un Varto ilçesinden olan Zeynel Abidin Han, Almanya'da yaşadığı sırada bir kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Cenazesi vasiyeti üzerine Türkiye'ye getirildi, Muş'un Varto ilçesine götürülmek üzere havaalanında Muş Belediyesine ait bir ambulansla yola çıkarıldı ancak yolda Muş Belediye Başkan Yardımcısının talimatıyla ambulans durduruldu, cenaze ambulanstan indirildi ve yarım saat bekletildikten sonra bir kamyonetin arkasına konarak Muş'tan Varto'ya götürüldü ve toprağa verildi. Aynı gün, kız kardeşi, daha önce Karayazı Belediye Başkanımız olan Zeynep Han abisinin cenazesine katılmak istedi ve ailesi bize ulaştı. Dört saatlik uğraş sonucunda Adalet Bakanlığına ulaştık, Adalet Bakanlığında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürüne ulaşmaya çalıştık, Genel Müdür Muaviniyle görüştük: "Müracaat etsinler, bizim açımızdan sorun olmaz, hemen izin vereceğiz." dediler ancak daha sonra İçişleri Bakanlığı müdahale etti ve izin vermedi. Bir insanın, kardeşinin cenazesine katılmasına bile izin verilmiyor.

İktidarınız bu ülkede zulüm uyguluyor. "Zulüm uyguluyor." dediğimiz zaman kızıyorsunuz ama her gün bunun onlarca örneğiyle karşılaşıyoruz. Zulüm uyguluyorsunuz çünkü korkuyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KEMAL PEKÖZ (Devamla) - Başkanım, bir dakika daha rica edeyim.

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım.

KEMAL PEKÖZ (Devamla) - Korkunuz gölgeniz gibi olmuş; bazen önünüzde, bazen arkanızda ama hiç yakanızı bırakmıyor.

Biz bu hesapların tümünü soracağız, bu hesapları Divana bırakmayacağız ama bu hesapları verirken... Siz, iktidarınızın sürekli olduğunu düşünüyorsunuz ama iktidarlar sürekli olsaydı şu anda sizden önceki iktidarlar burada olurdu dolayısıyla siz de iktidar olmazdınız. Siz bu hesabı verirken, biz sizlerin de adil yargılanmanız için elimizden gelen çabayı sarf edecek ve mutlaka sizin adil yargılanmanız ve gerekeni o şekilde almanız üzere bir mücadele yürütmek istiyoruz.

Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)