| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 12.03.2020 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekillerimizi ve ekranları başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, 196 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 9'uncu maddesi üzerinde söz aldım. Bu madde, avda ve sporda kullanılan tüfeklerin, nişan tabancalarının ve av bıçaklarının izinsiz veya izne aykırı yapımı, alımı, satımı ve bulundurulmasına yönelik ceza düzenlemesini içeriyor. Ancak, bilindiği gibi, Türkiye'de bireysel silahlanma ve bireysel silahlanmayla işlenen suç oranı her gün çok yüksek oranda artmaktadır. Basında yer alan cinayet haberleri Türkiye'de bireysel silahlanmanın geldiği vahim boyutu da göstermektedir. Yapılan araştırmalar Türkiye'de 20 milyon civarında bireysel silah bulunmakta olduğunu ve bunların yüzde 90 civarının da ruhsatsız olduğunu göstermektedir. Kaldı ki bu silahlarla işlenen suç sayısı, ruhsatlı silahlara göre -yani ruhsatsız silahlarla işlenen suç sayısı ruhsatlı olanlara göre- 6 kat fazladır. Sadece 2019 yılında bireysel silahlarla işlenen 3.623 olayda tam 2.211 kişi yaşamını yitirmiştir. Yani diğer bir ifadeyle her gün Türkiye'de bireysel silahlanmaya bağlı olarak en az 10 olay oluyor ve en az 7 kişi yaşamını yitiriyor.
Bireysel silahlanma özellikle kadınlara yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini artırmaktadır, dahası kadınların yaşama hakkına yönelik bir tehdittir. İktidarın bireysel silahlanmayı teşvik edecek beyanları da söz konusudur. 24 Aralık 2017 tarihli ve 696 sayılı OHAL KHK'siyle getirilen düzenlemeyle silahlanmış sivillere yargı dokunulmazlığı zırhı getirilmiştir, bazı militer güçler de bu zırhtan faydalandırılıyor.
Düzenleme, ruhsatsız silah kullanımını engellemeye dönük olsa da HDP olarak biz, bireysel silahlanmanın mutlaka yasaklanması gerektiğini savunuyoruz. Karşılaşılan cinayet vakalarında faillerin ifadeleri, Türkiye'de silaha ulaşmanın artık çok kolay olduğunu ortaya koymaktadır. Tüm bunlar ortadayken İçişleri Bakanlığı 14 Mart 2018'de yayınladığı genelgeyle silahlı kişilerin yıllık mermi hakkını 200'den bine çıkarmış ve böylece yeni cinayetlerin kapısını aralamıştır.
İktidarın bazı söylemlerinde bireysel silahlanmayı teşvik ve halkın güvenliğini tehdit eden bir yaklaşım söz konusudur. İktidar, kendine yakın kesimlere silahlanma çağrılarının aksine, bireysel silahlanmanın engellenmesinin yollarını aramalıdır. Silah almanın kolay olması, cezaların caydırıcı olmaması, bireysel silahlanmanın ve bu yolla işlenen suçlardaki artışın en büyük nedenlerindendir.
Ruhsatsız silah kullanımındaki artış ve silahların kolay bir şekilde ulaşılabilir olması, silahlı cinayetlerde de artışa neden olmaktadır. Ruhsatsız silah temini engellenmeli ve kurusıkılarla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Vatandaşların can güvenliğini sağlayan yasa tasarılarına ihtiyaç vardır. Kalıcı önlemler alınmadığı sürece silah alımları devam edecektir. Ruhsatlı veya ruhsatsız elde edilen silahlar en ufak tartışmada kullanılır duruma gelmekte, ölümlere neden olmaktadır.
Bireysel silahlanmanın toplumsal barışı da olumsuz etkileyeceği açıktır. Bireysel silahlanma sorunu, çözülmesi gereken acil bir ihtiyaçtır dolayısıyla Türkiye toplumunun ihtiyacı olan düzenleme bu değil, bireysel silahlanmayı engelleyecek düzenlemelerdir. Teklif sahiplerinin Komisyon görüşmeleri esnasında "Silah hayat kurtarır." gibi son derece korkutucu bir söylemle maddeyi savunmaları ise asla kabul edilebilir değildir.
Diğer yandan, AKP Hükûmetinin politikalarıyla Türkiye'de ne hak ne hukuk ne de özgürlük kaldı. Baskı altındaki mahkemeler esen siyasi rüzgâra göre karar vermektedir; hukukun, adaletin değil, iktidarın aracı olmaktadır. Hukuk, muktedirlerin hüküm sürmesi için korku ve intikam sopasının sallandığı bir arenaya dönüşmüştür.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Sayın Doktor Adnan Selçuk Mızraklı 19 Ağustos 2019'da halk iradesine yapılan kayyum darbesiyle görevinden uzaklaştırılmıştır. Düzmece iddianameler ve asılsız iftiracı beyanlarıyla yüz kırk günü aşkın süredir Kayseri Cezaevinde rehin tutulmuştur. Selçuk Mızraklı'ya geçen günlerde yapılan duruşmasında dokuz yıl dört buçuk ay hapis cezası verildi. Hepimiz biliyoruz ki bu ceza, yapılan kayyum darbesinin hukuksal zeminini oluşturmaya yönelik bir tutumdur. Bu karar, halkın iradesine yönelik bir darbedir. İktidara biat etmiş yargının aldığı karar tamamen hukuksuzdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Toğrul.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Bağlıyorum Sayın Başkan.
Verilen kararlar yargılamanın iğdiş edildiğinin, hukukun siyasetin sopası hâline geldiğinin kanıtıdır. Artık, kötülükler sıradanlaşmıştır ancak bir gün hakikat artık kötülüğün sıradanlığını bitirecektir.
Değerli arkadaşlar, bugün de Urfa merkezli savunma avukatlarına yönelik bir operasyon yapılmıştır. Avukatlara yönelik yapılan bu saldırıyı öncelikle kınadığımı belirtmek istiyorum, herkesin bir gün savunmaya ihtiyacı olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)