GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/2459) esas numaralı 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/71) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:69
Tarih:17.03.2020

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, size görevinizde başarılar diliyorum.

Öncelikle, corona salgınından ulusça can kaybı yaşamadan çıkmamızı diliyorum. Krizde özveriyle çalışan başta sağlık emekçilerimiz olmak üzere, tüm kamu görevlilerimize teşekkür ediyorum.

Konuşmamın ikinci bölümünde salgınla ilgili görüşlerimi paylaşacağım. Ancak Türkiye'nin, belki de benzer bir başka ulusal kampanyaya şiddetle ihtiyaç duyduğu bir başka mesele için, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin önlenmesi için karşınızdayım.

Bundan dört ay önce bu kürsüden Eskişehir'de öldürülen Ayşe Tuba Arslan'ın hazin öyküsünü anlatmıştım. Eski eşinin sokak ortasında satırla yaraladığı Ayşe Tuba, çektiği acılara kırk dört gün direnebilmişti. Ölümünün ardından çantasından çıkan suç duyurusunda "Bu adam beni öldürecek, beni öldükten sonra mı koruyacaksınız?" diye, sanki mahkemeye değil hepimize seslenmişti. Bu, tam 23'üncü suç duyurusuydu; polisten, savcıdan, hâkimden 23 kez yardım istemişti; maalesef, onu koruyamadık. Ölümünün ardından Eskişehirli avukatlar rapor hazırladılar, diyorlar ki: "Ayşe Tuba Arslan'ın can güvenliğinin tehlikede olduğundan adli makamların bilgisi vardı; onlarca başvuru yapmasına rağmen, gerekli ve yeterli önlem alınmadı." Kim, nasıl almamış işte bu raporda o da belli değerli arkadaşlar. Aile mahkemeleri, Ayşe Tuba'ya yönelik sistematik şiddeti ısrarla görmezden gelmiş; faile zorunlu hapis cezası, elektronik kelepçe gibi önlemlerin hiçbiri uygulanmamış; Aile Bakanlığının Eskişehir Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, 23 suç duyurusu yapan Ayşe Tuba'yla ilgili bir dosya dahi açmamış, tedbir kararlarının uygulanıp uygulanmadığını takip etmemiş; kolluk gücü, kararların infazı için gerekeni yapmamış; Ayşe Tuba, mahkemelerce ısrarla, fail eski eşiyle uzlaşmaya yönlendirilmiş ve bu süreçler ona yeni saldırılara zemin ve zaman kazandırmış. Tüm bu ihmallerin sonucunda, 23 başvuruya rağmen, etkili ve caydırıcı ceza verilmeyen zanlı, Ayşe Tuba'yı öldürdü. Buna biz "Göz göre göre ölüm." demeyelim de ne diyelim değerli arkadaşlarım?

Cinayetin arkasındaki vahim ihmaller ortaya çıkınca Hâkimler ve Savcılar Kurulu soruşturma başlattı, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları genelgeler yayımladı. Peki, sonuç nedir? Bugün hem HSK hem de başsavcılık tarafından başlatılan soruşturmaların yüz dokuzuncu günü. Ayşe Tuba'yı -yaptığı 23 suç duyurusuna rağmen- koruyamayan kamu görevlilerinin hiçbiri hakkında tek işlem dahi yapılmış değil. İşin hazin yanı ise biz, caydırıcı olacağı inancıyla o soruşturmaların sonucunu sabırsızlıkla beklerken bu yüz dokuz gün içinde isimleri, şehirleri farklı 82 Ayşe daha öldürüldü. Sadece geçen yıl erkekler 474 kadını öldürdü. Vahim ihmalleri cezalandırmak için daha kaç kadının ölmesi beklenecek?

"Kadın cinayetleri bu ülkenin kaderi olmamalı." diyorsak Meclis olarak üzerimize düşen görevler var. Ayşe Tuba Arslan cinayetinde en büyük ihmal, şiddet gören, tehdit ve risk altında olan kadının, kendisine şiddet uygulayan faille uzlaşmaya zorlanmasıdır; oysa uzlaşmaya zorlamak şiddeti desteklemektir. İşte bu yüzden, İstanbul Sözleşmesi "Her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak ara buluculuk ve uzlaştırma süreçleri yasaklanmalı." diyor ancak bu madde ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'umuz arasında büyük bir boşluk var. İşte bu boşluğu gidermek için -Grup Başkan Vekilimiz Özgür Özel'in de teşvikiyle- cinayetten hemen sonra milletvekili arkadaşlarımızla kanun değişikliği teklifleri verdik, maalesef, bugüne kadar komisyonlarda görüşülemedi. Bu değişiklik hayata geçirilirse kanunumuz, İstanbul Sözleşmesi'yle tam uyumlu hâle gelecek ve kadınlara yönelik tehdit, hakaret dâhil her türlü şiddetle ilgili olarak ara buluculuk ve uzlaştırma da dâhil hiçbir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna gidilmeyecektir. Bu düzenleme, Ayşe'yi ve diğer yitirdiğimiz canları geri getirmeyecektir ancak başka Ayşelerin hayatta kalması için ciddi bir adım olacaktır.

Değerli arkadaşlarım, şimdi tüm dünyayı saran coronayla mücadele döneminde evlere kapanma süreçlerinin kadınlara yönelik erkek şiddetinin yeni bir bahanesi olmasına izin verilmemelidir. Şiddet tehdidi altındaki kadınların acil yardım hatlarına hızlı erişimi mutlaka güvence altına alınmalıdır. Sığınmaevlerinde, cezaevlerinde, çocuklarıyla kalan kadınlar için önlemler ihmal edilmemelidir. Cezaevlerinde yaşlı, kronik hastalığı olan, hamile ve çocuklu kadınlar ve anneleriyle birlikte kalmak zorunda kalan çocukların adli kontrol ya da ev hapsi benzeri uygulamaya tabi olması hem vicdani hem hukuki zorunluluktur. Yine bu dönemde, iş hayatında olsun, aile içinde olsun kadınların omuzlarına binecek yükün hem biz erkekler hem de devlet tarafından paylaşılmasına büyük ihtiyaç var. Okullar kapandığı için evde kalacak ebeveynlerden birinin -kamuda olsun, özel sektörde olsun- ücreti devlet tarafından karşılanmak üzere ücretli izne ayrılmasına imkân tanınmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Salgına karşı alınacak önlemlerin hem iş yerlerini hem de emekçileri vurmaması için Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmalı, acil destek paketleri açıklanmalı.

Değerli arkadaşlarım, salgınla mücadelede yönetenler ile yurttaşların iş birliği çok önemlidir. Ulusça seferber olmak, dayanışma içinde olmak zorundayız. Devleti yönetenlerin de şeffaflık ilkesinden ayrılmaması; sağlık meslek örgütleri başta olmak üzere, sivil toplum örgütlerinden, siyasi partilerden gelecek önerilere açık olması bu iş birliğinin gereğidir.

Seçim bölgem Eskişehir'e dün gece uçakla umreden 300 yurttaşımız getirildi ama ülkeye girişlerinde maalesef bir termal kameramız dahi yoktu. Türkiye'nin her yanında yurttaşların yoğun olarak kullandığı havaalanı, otogar, hastane, cezaevi gibi mekânlarda termal kameralara ihtiyaç vardır. Umreden gelen yurttaşlarımız, Türkiye'nin dört bir yanında yurtlarda karantina altındalar ama Eskişehir dâhil birçok kentte testleri yapacak laboratuvar ve kitler bulunmamakta, alınan örnekler kara yoluyla Ankara'ya taşınmakta, sonuçlar için yirmi dört saat beklenmekte. Bu çerçevede testlerin yaygın olarak yurt genelinde yapılması ve her gün il bazında vaka sayılarının açıklanması yönündeki hekim önerisini dikkatinize getirmek isterim. Böylece yurt çapında güven duygusunu ve önlemlere uyumu artırabiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Başkanım, bitirmek üzereyim.

BAŞKAN - Buyurun.

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Ayrıca Ankara'da Bakanlar seviyesinde kurulan koordinasyonun, yerelde, il seviyesinde valilik, il ve ilçe belediyeleri, kamu kurum müdürlerinin katılımı ve ilgili sivil toplum örgütlerinin katkısına açık bir biçimde coronayla mücadele kriz koordinasyon merkezleri olarak derhâl devreye sokulması gerekir.

Salgının yayılmasını önlemek için eğitime ara verirken 90 bin ücretli öğretmeni mağdur etmemeliyiz.

Salgın nedeniyle okullarına ara verilen ve karantina dolayısıyla da yurtlarından ayrılmak zorunda kalan binlerce üniversite öğrencisinin ihtiyaçlarını karşılamak için geri ödemesiz burs verilmelidir.

Vatandaşların su, elektrik ve doğal gaz faturalarının ödenmemesi nedeniyle kesinti yapılması uygulamasına salgın bitene kadar son verilmelidir.

İl ve ilçelerde özveriyle çalışan belediyelerin yüklenecekleri sorumlulukları en iyi biçimde yerine getirebilmesi için salgın bitene kadar İller Bankasının bütçelerinden yaptığı kesintiler askıya alınmalıdır.

Bizlerin, 83 milyonun sağlığı için risk altında ve özveriyle görev yapan sağlık emekçilerimiz başta olmak üzere, tüm kamu görevlilerimize bir kez daha teşekkür eder, hepimize sağlıklar dilerim. (CHP sıralarından alkışlar)