| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 24.03.2020 |
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dernekler Kanunu'nda yapılmak istenen değişiklikle ilgili konuşacağım.
Dernekler Kanunu'nda yapılmak istenen değişiklik teklifiyle yönetim kurulu, denetim kurulu ile derneğin diğer organlarına seçilen asil ve yedek üyeleri, üyeliğe kabul edilenler ile üyeliği sona erenlerin adını, soyadını, doğum tarihini ve kimlik numarasını otuz gün içinde mülki idare amirliğine bildirmek zorunluluğu getirilmektedir.
Teklifin gerekçesinde de yurttaşların bilgisi dışında derneklere üye yapılması ve üyelikten çekilenlerin işlemlerinin yapılmaması gibi sorunların yaşandığı gösterilmektedir. Kanunun bu gerekçesi maddede getirilmek istenen değişikliği haklı kılmaz çünkü Türk Ceza Kanunu'nda sayılan gerekçelere karşı yeteri kadar yaptırımlar vardır. Anlaşılıyor ki amaç, örgütlenmenin "Fişleniyorum." korkusuyla engellenmesidir. Eğer siz insanların örgütlenmesini doğrudan ya da dolaylı yollarla engellerseniz illegal örgütlenmenin yolunu açarsınız. Sizlerin çok kullandığı tabirle merdiven altı örgütlenmeler başlar.
Örgütlenme özgürlüğü bireylerin kendi menfaatlerini korumak için kendilerini temsil eden bir toplu teşekkül oluşturarak bir araya gelmeleri özgürlüğü olarak tanımlanabilir. Örgütlenme özgürlüğü İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 20'nci maddesinde, Türkiye'nin tarafı olduğu Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 22'nci maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11'inci maddesinde koruma altına alınmıştır. Türkiye örgütlenme özgürlüğüne yer veren tüm bu belgeleri usulüne uygun bir şekilde onaylamış ve tamamını iç hukukuna aktarmıştır. Anayasa'nın 90'ıncı maddesi doğrultusunda bu belgeler iç hukukun bir parçası hâline gelmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11'inci maddesine ve Anayasa'nın örgütlenme özgürlüğüne ilişkin, 33, 51, 53, 54, 68 ve 69'uncu maddelerine göre örgütlenme özgürlüğünün öznesi herkestir. Doğrudan ya da dolaylı yollarla bu özgürlüğü engelleyemezsiniz. Bu konuda, 2007 tarihli Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bulgaristan'la ilgili bir kararında, bir örgütün, devlet tarafından önüne üstesinden gelinmesi zor koşullar getirilerek ve böylece örgütlenme özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanmasını engellemeyi doğru bulmamış, Bulgaristan devletinin aleyhine karar vermiştir. Örgütlenme özgürlüğünün demokrasiyle yakından ilişkisi ve bu bağlamda taşıdığı önem Anayasa Mahkemesi tarafından da kabul edilmiştir. Mahkemeye göre: "Demokrasilerde, vatandaşların bir araya gelerek ortak amaçlar izleyebileceği örgütlerin varlığı, sağlıklı bir toplumun önemli bir bileşenidir. Demokrasilerde böyle bir örgüt, devlet tarafından saygı gösterilmesi ve korunması gereken temel haklardandır." denilmektedir. Anayasa'nın 20'nci maddesinin üçüncü fıkrasında "Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir." denilmektedir. Bu kanun teklifi ayrıca Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil etmekte ve çelişki oluşturmaktadır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 4'üncü maddesinde düzenlenmiş olan kişisel verilerin işlenmesine ilişkin genel ilkelerde "Kişisel verilerin işlenmesinin hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olması; belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenmesi; işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak ilkelerine aykırılık oluşturmamaktadır." denilmektedir.
Değerli milletvekilleri, bilinmelidir ki örgütlenme özgürlüğüyle ilgili bir hukuki uyuşmazlık söz konusu olduğunda dikkate alınacak standartlar bu uluslararası sözleşmelerde yer alan veya özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ya da İnsan Hakları Komitesi gibi denetim organları tarafından ortaya konulan standartlardır. Eğer, siz, yukarıda saydığım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararlarını yokmuş varsayarak bu maddenin geçmesinde ısrar ederseniz uluslararası alanda devleti zora sokar, ciddi tazminatlar ödersiniz. Unutmamak gerekir ki korkarak ve korkutarak ülke yönetilmez.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasi, özgürlüğü yok etme özgürlüğü değildir; demokrasi, toplumsal barışı güvence altına almak için uzlaşma ve denge rejimidir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)