| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 24.03.2020 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önemli bir madde. Maddeye ilişkin değerlendirmede bulunacağım ancak öncelikle, son günlerde yaşadığımız, tüm dünyayı etkisi altına alan, ülkemizde de son bir haftadır ciddi can kayıpları yaşadığımız corona salgınıyla ilgili 3 tane notum var; bunları yüce Meclis çatısı altında dile getirmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, birincisi, bakın, vaka sayısı, ölüm oranları ve bunun gibi rakamlar her nedense gizleniyor. Yani biz buna dünya ölçeğinde, diğer ülkeler ne yapıyor diye bakıyoruz; bütün büyük, ciddi devletlerde, bakın, Almanya'da, Fransa'da, İtalya'da, Kore'de, Meksika'da, daha sayabileceğimiz birçok ülkeye kadar resmî internet sitelerinde, web sitelerinde hangi şehirde ne kadar vaka var, ne kadar kayıp var; bunların hepsi şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılıyor.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) - Bizde de paylaşılıyor.
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Şimdi, bizde nasıl paylaşılıyor? Bizde şöyle paylaşılıyor: Biz, hepimiz akşam bekliyoruz Sağlık Bakanı ne "tweet" atacak diye. Hangi şehirde ne kadar vaka olduğu belli değil, ne kadar kayıp olduğu belli değil; sadece, yapılan test sayısı yeterli olmamakla birlikte çıkan sonuçlara ilişkin toplam rakam veriliyor. Şimdi, şeffaf olmanın sakıncası nedir? Açıkçası bunun bir izahatının yapılması lazım.
İki: Bizim coronayla ilgili mücadele planımız nedir somut olarak? Mücadelede başarılı olan ülkelerin farklı farklı metotları oldu. Burada en başarılı örneklerden biri Güney Kore. Güney Kore, yaygın test ve izolasyon yöntemiyle minimize etti zararı. Şimdi, biz ne yapabiliriz? Görülüyor ki değerli arkadaşlar, bu tüm yurda yayıldı, Türkiye'nin her tarafında var artık. Dolayısıyla bizim, tüm Türkiye'de, yaygın bir şekilde, tıpkı nüfus sayımı yapar gibi, insanları evlerinde, varsa evlerinde, bizatihi evlerinde, mümkün mertebe de sokağa çıkmasını önleyerek test etmek dışında, vakaları tespit edip izole etmek dışında bir seçeneğimiz yok. Bu hızla yayılırsa ciddi kayıplara sebebiyet verecek.
Üçüncüsü de şimdi, bir paket açıklandı, evet, bizim ekonomimiz maalesef kötü yönetildiği için çok güçlü değil, çok büyük bütçelere sahip değiliz. Bir paket açıklandı ama bu paket neyi karşılayabilir? Mesela, yevmiye usulü çalışan işçiler, günlük kazancına göre geçinen esnaflar, bunlar çalışmak zorunda. Şimdi, bir paket açıklanıyor, deniyor ki: "Konut alımlarında yüzde 20 olan peşinat oranını yüzde 10'a düşürüyoruz." Bu konut alımını yüzde 10'a düşürmemizin yevmiyeyle çalışan işçiye evde oturduğunda nasıl bir faydası olabilir? Evet, şartlarımız zor ama şunu gözden kaçırmayalım eldeki imkânlarla zorlamamız lazım, bunu geliştirmemiz lazım çünkü virüs kadar önemli bir sıkıntı da sosyal sıkıntılara, sosyal patlamalara sebebiyet verir bu işin sonunda. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, burada mantıklı çözüm önerilerine gitmek lazım.
Şimdi, kanuna gelince, torba kanun bir alışkanlık hâline geldi, bu pazar sepetini de geçti. Şimdi, bakıyorum, erişimin engellenmesi kararı verilen katalog suçlar, illegal bahis vesaire ilişkin suçların eklenmesi... Ya, bu Adalet Komisyonunun konusu. Bir bakıyorsunuz, boşanan taraflardan birinin ölmüş olması, yabancı olması hâlinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilin tek başına başvurması vesaire vesaire diye aile hukukuna ilişkin bir şey, yine Adalet Komisyonunun işi. Bakıyorsunuz, Kültür ve Turizm Bakanlığının konusu var, Turizm Komisyonunun işi. Başka, Meclisin komisyonları ayrı ayrı işlevsiz hâle getiriliyor. Bu çalışma usulü kabul edilir bir çalışma usulü değil. Yani bunun hiç kimseye faydası yok, Meclisin itibarına zarar veren bir şekil. Bunun önüne geçmek lazım, böyle torba kanun olmaz.
Değerli arkadaşlar, düzenlemede maddeye baktığınızda yeni bir hukuk ihdas edemeyiz. Bir alacak verecek meselesinde nasıl davranılacağı bellidir, bir kira sözleşmesinde taraflardan biri yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa mahkemeye başvurursunuz; edimini ifa etmeyene bu gerekçeyle tahliye talebinde bulunursunuz, mahkeme hâkimi karar verir, onu icra edersiniz. Bir mülki idare amirine bir konutun tahliyesi konusunda yetki veremezsiniz ya, hukuk devletinde böyle bir şey olmaz. Baktığınız zaman, kuvvetler ayrılığını tamamen ortadan kaldıracak bir düzenleme, bu kabul edilebilir bir düzenleme değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Hızla toparlayacağım Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Şimdi, Anayasa'nın birçok hükmüne aynı anda aykırı bu düzenleme ve pratikte baktığımızda da içinde yaşadığımız ekonomik atmosfer göz önünde bulundurulduğunda bunu mülki amire bıraktığınızda birkaç ay kirasını ödeyemeyenleri paldır küldür kapının önüne koyacak, çok daha büyük sosyal sıkıntılara sebebiyet verecek, Türkiye'nin hukuk devletinden çıkışı konusunda bir kez daha darbe vuracak, yönetim prensibi anlamında darbe vuracak kabul edilemeyecek bir düzenleme. Bunu nasıl getirdiniz, nasıl öngörüldü, hangi maksatla getirildi, hakikaten anlaşılır değil. Değerli arkadaşlar, dolayısıyla bundan vazgeçin yani bu düzenleme hukuk devleti ilkesine aleni bir şekilde saldırıdır diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)