| Konu: | Coronavirüs salgınına karşı alınan ve alınması gereken önlemlere ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 31.03.2020 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Covid-19 pandemisi üzerine alınan ve alınması gereken önlemler üzerine gündem dışı söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gündem dışı diyoruz ama usulen gündem dışı diyoruz yoksa ülkemizin de bütün dünyanın da birinci gündem maddesi Covid-19. Bir süre daha Covid-19'la yaşayacağız, bu anlaşılıyor. Yaşayacağız diyorum ama aslında, onlarca yurttaşımızı şimdiden kaybettik, yüzlerce yurttaşımız yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor ve uzmanlar, bu rakamın yakın gelecekte binleri bulacağını söylüyor. Sağlık Bakanlığı ve Hükûmet önerilerini ne kadar dikkate alıyor bilmiyoruz ama bir Bilim Kurulu oluşturuldu. Bu Bilim Kurulu, eminiz, alanında uzman kişilerden oluşuyor, önerilerini de kaygılarını da Hükûmetle paylaşıyor. Sağlık emekçileri; ambulans şoföründen paramediğine, laboratuvar teknisyeninden hekimine, anestezi hekiminden ameliyathanede çalışan bütün personellerden yardımcı hizmetlisine kadar gece gündüz demeden çalışıyor, bütün eksikliklere rağmen bunu yapıyorlar.
Evet, Hükûmet bazı kararlar alıyor ve bazı sınırlamalar getiriyor. Bunların önemli bir bölümünün doğru olduğu tartışma götürmez; elinizi sık sık sabunla yıkayın, su ve sabun yoksa kolonyayla temizleyin, öksürüp hapşırdığınızda ağzınızı kapatın, kişisel OHAL ilan edin, kalabalık yerlere çıkmayın, evde kalın gibi. Bu öneriler için hükûmet olmak gerekmez, bu önerileri herkes yapıyor, hepimiz zaten yapıyoruz. Peki, gelişmiş ülkeler ne yapıyorlar? Üretimin zorunlu olduğu alanlar dışında üretimi durduruyorlar, sokağa çıkmayı yasaklıyorlar, halkın gıda ihtiyacının karşılanması için gereken önlemleri alıyorlar, hiç kimsenin işsiz kalmayacağını söylüyorlar, çalışanları ücretsiz izne ayırıyorlar, bunun için her ülke olanakları ölçüsünde kaynak aktarıyor; 100 milyar dolar ayıran da var, 2,5 trilyon dolar ayıran da. Peki, bizim ülkemizde hükûmet ne yapıyor? Sokağa çıkma yasağı getirmiyor, bunun yerine "Kendi OHAL'inizi ilan edin." diyor, "Evde kal." diyor. Peki, çalışmak zorunda olanlar, çalışmazsa evine ekmek götüremeyecek olanlar, işsizler, evsizler, göçmenler, onlar için önlem yok, onlar için "sabır ve dua". Evet, sabır ve dua iyidir ama manevi olarak.
Sokağa çıkma yasağı yok. Neden? Hükûmet sokağa çıkma yasağı ilan ederse eğer, iş yerini kapatmak zorunda olanların, AVM'lerin, fabrikaların, işsiz kalanların tamamının zararlarını bir biçimde karşılamak zorunda kalacak. Ne gerek var, hepsi zaten yavaş yavaş kapatıyor! Milyonlarca işsiz ne yapacak? Su ve sabun. Covid-19 nedeniyle işsiz kalacak olanlar; kolonya ve dua...
100 milyar liralık destek paketi açıkladınız. Gerçi "100 milyar TL" diyorsunuz ama hepimiz biliyoruz ki bu 100 milyar TL'nin en az 12 milyar TL'si zaten emeklilere verilecek olan bayram ikramiyesi. Ayrıca uzunca bir süredir işverenlere yapılan 74 TL'lik asgari ücret desteği. Sokağa çıkma yasağı ilan etmediniz, sorumluluk almadınız. "Evde kal." çağrısıyla bütün yükü vatandaşa yüklediniz, evde kal çağrısı yapmak için Hükûmet olmanız gerekmez, bunu hepimiz yapıyoruz.
Tarım ve hayvancılık için yeterli önlem almıyorsunuz, şehirden köylere akın akın insanlar gidiyor. Yarın öbür gün pandemi köyleri vurduğunda ne yapacaksınız? Bunun için bir önleminiz var mı bilmiyoruz. Ama dün kendinizi de aştınız, "Biz bize yeteriz" diye yardım kampanyası başlattınız. Covid-19 nedeniyle oluşacak ekonomik krizin faturasını da şimdiden vatandaşa kesiyorsunuz. Vatandaşın cebine göz diktiniz, pes doğrusu. Yardımlaşmak iyidir, dayanışmak iyidir, hiç kuşku yok, yardımlaşmak ve dayanışmak hepimizi geliştirir ve büyütür ama sizinle değil. Neden mi? Bakın, "Deprem yardımları nereye gitti?" diye soranlara "Nereye gittiyse gitti, size hesap mı vereceğiz." diye bir cevap verirseniz toplumun güven duygularını yıkarsınız. Kaldı ki ve elbette, hesap vereceksiniz çünkü demokrasi tam olarak budur. Bakın, bu ülkenin en saygın yardım kuruluşlarından birisi Kızılaydı. Kızılayı vergi kaçırmanın aracısı yaptınız, adına da "Vergi kaçırma ayrı, vergiden kaçınma ayrı" dediniz. Gerçi Kızılay bir yardım kuruluşu olmaktan çoktan çıktı; yardım kuruluşudur ama artık ona olan güveni de bitirdiniz. Oysa bu ülkenin tarihi yardım ve dayanışma tarihidir, vakıflar da böyledir, Ahilik teşkilatı da böyledir, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu da böyledir, Kızılay da böyledir ama bunların hepsine güven kalmadı. Eğer öyle olmasa sizin bu çağrınıza "Zırnık yok." diye "tag" açarak insanlar cevap verir miydi? İnanın, insanlar böyle bir "tag" açıyorsa bunun sorumlusu da sizsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Her şeye rağmen birkaç avantajımız var.
Birincisi: Covid-19'u geriden takip ediyoruz. Daha sıkı önlemler alarak İtalya, İspanya, Çin ve ABD olmayabiliriz; hâlâ bir şansımız olduğunu uzmanlar söylüyor.
İkincisi: Atanmamış, atamayı bekleyen 600 bine yakın yetişmiş sağlık personeli var. Haksız ve hukuka aykırı biçimde OHAL KHK'leriyle işten attığınız binlerce sağlık personeli var.
Üçüncüsü: Dünyanın en verimli topraklarından bir kısmının üzerinde yaşıyoruz. Kars'ın, Erzurum'un yaylaları, Amik Ovası, Çukurova, Konya Ovası, Trakya, Karadeniz, Ege... Tamamı kendi kendine yeten bir ülkeye sahip olabiliriz, yeter ki tarımı ve hayvancılığı destekleyip koruyabilelim. En azından bu zor günler geçtikten sonra halkımızı, vatandaşımızı aç kalmaktan koruyabiliriz diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)