| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınması ve Tebdiline İlişkin Anlaşma ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 01.04.2020 |
SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; bizleri ekranları başında izleyen bütün vatandaşlarıma selamlarımı, saygılarımı iletiyorum.
Değerli arkadaşlar, şu an beş dakikalık süre içerisinde AK PARTİ iktidarının on sekiz yıl içerisinde yaptıkları beceriksizlikleri anlatmayacağım. Kısaca şunu ifade etmek istiyorum değerli arkadaşlar: Şimdi, sürekli hepimiz diyoruz ki "Evde kal." Evet, gerçekten de evde kalmaları için biz neler yapıyoruz arkadaşlar; yani vatandaşlarımızı evde tutmak için neler yapıyoruz? Yaptığımız hiçbir şey yok, değerli arkadaşlar. Bakın, geçen Hataylı hemşehrim tır şoförü Malik Yılmaz "Virüsten ölmesek, açlıktan öleceğiz." diyerek bir ironi yapmış. Yani şimdi, bu vatandaşımızı bir şekilde karakola alıyorlar ve denetimli serbestlikten dolayı şu anda serbest bırakıyorlar.
Değerli arkadaşlar, şimdi bu adama diyorsunuz ki siz "Çalışma, evde kal." Ama gerçekten de bu adam virüsten değil açlıktan ölecek. Ben de söylüyorum, vatandaşlarımız gerçekten bu gidişle virüsten değil açlıktan ölecek. İşte, vatandaşlarımız şimdi işsiz kaldı, esnaflar kepenk kapattı, birçok vatandaşımız mağdur; bunun için biz ne yapıyoruz? Şimdi, bağış toplamaya başladı Sayın Cumhurbaşkanı; iyi, güzel. Sosyal devlet nedir? Sosyal devlet, vatandaşların sorunlarının çözümü noktasında sosyal devlet devreye girer. Sosyal devlet dilenmez, sosyal devlet bağış toplamaz, bağış yapar.
Değerli arkadaşlar, insan doğduğunda vergi alınıyor, insan iş yeri açtığında vergi alınıyor; her türlü konuda, uçan kuştan sosyal devlet vergi alıyor. Eyvallah, alması gerekiyor ama şimdi bakıyoruz, deprem oluyor bağış toplanıyor, darbe oluyor bağış toplanıyor, salgın oluyor bağış toplanıyor; ondan sonra... Yani şimdi, arkadaşlar, vatandaşın artık bağış yapacağı bir şeyi mi kaldı? Vatandaş nereye bağış yapsın? Virüse mi, salgına mı, sele mi, depreme mi, darbeye mi? Yani vatandaşın artık bir tek şeyi kaldı bağış yapacağı, nedir biliyor musunuz? O da canı. Şunu da söyleyeyim: Evet, bizim de bir canımız var, eğer canımızı vereceksek bu vatan uğruna canımız feda, burada bunu ifade etmek istiyorum ama vatandaşlarımız gerçekten de o tır şoförümüzün dediği gibi, samimi söylüyorum, virüsten değil açlıktan ölecek, ben de bu kürsüde ifade etmek istiyorum. O yüzden, sosyal devletin gereği, mağdur olan vatandaşlarımızın sorununu lütfen çözelim. Özellikle bunu bu kürsüde defalarca dile getirdim, bir kez daha dile getireceğim. Hatta dün de Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Ali Öztunç da dile getirdi: Yurt dışında birçok vatandaşımız mağdur. Bakın, özellikle Orta Doğu'da, Suudi Arabistan'da, Kuveyt'te, Katar'da, Libya'da, Cezayir'de çok ciddi anlamda işçi vatandaşımız gerçekten mağdur. Bakın, orada bir odada 8 kişi, 10 kişi kalıyor. Sadece, bana -isimlerini vermeden- atılan birkaç mesajı okumak istiyorum: Bakın, "10 kişi Riyad'dayız, para yok, yemek yok, '1 Nisanda evi boşaltın.' diyorlar. Büyükelçilikte -virüste- kendi kaderimizi mi bekleyeceğiz?" diyor. Bakın, "İlla ki intihar mı edeyim, yoksa çocukları mı atayım devlet görüp duyması için?" diyor vatandaş. "Konsolosluk cevap vermiyor, kendimi öldürüp intihar mı edeyim?" bir başka mesaj. "Eşim hamile, yurtta şu anda, lütfen, yardım edin." diyor ve binlerce mesaj, binlerce.
Değerli arkadaşlar, bunu defalarca dile getirdim, maalesef AK PARTİ Grubu Başkan Vekilleri dâhil duyarsız kaldı, iktidar duyarsız kaldı. Sayın Meclis Başkan Vekilim, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Meclis Başkan Vekilisiniz, bu konuda duyarlı olacağınıza olan inancımla bir kez daha sizden talep ediyorum: Bakın, Suudi Arabistan'da, Kuveyt'te, Katar'da şu anda dışarıda olan vatandaşlarımız var, aç olan vatandaşlarımız var. Bir an önce ya uçak gönderelim ya da oradaki bu vatandaşlarımızın bu sorunlarını çözelim. Bakın, orada işçi pozisyonundalar. Yani orada içerideler, para kazanamıyorlar, buradaki vatandaşlarımıza, buradaki ailelerine para gönderemiyorlar; buradakiler de aç, oradakiler de aç.
Değerli arkadaşlar, bu işe bir çözüm bulmamız gerekiyor. Gerekirse gerçekten Meclis kapanmasın, samimi söylüyorum; Allah aşkına, Muhammed aşkına, Ali aşkına, sizden rica ediyorum, lütfen. Gerçekten benim telefonum susmuyor şu anda, binlerce mesaj geliyor değerli arkadaşlar.
Son olarak şunu da ifade etmek istiyorum: Özellikle devletin yapması gerekenleri bir kez daha burada ifade etmek istiyorum. Yurt dışında çalışanlar olmak üzere esnaf, çiftçi, konut kredisi alanlar, dar gelirli vatandaşlarımız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERKAN TOPAL (Devamla) - Sayın Başkanım, herhâlde son konuşmacı olduğum için iki dakika verirsiniz
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
Buyurun.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Son konuşma değil, sizden sonra üç konuşma daha var.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Bir kez daha tekrar ediyorum: Yurt dışında çalışanlar olmak üzere, esnafımız, çiftçimiz, konut kredisi olanlar dâhil, nakliye yapanlar, taşıt kredisi olan vatandaşlarımız, öğrenim kredisi alan öğrencilerimiz ve birçok esnafımız... Lütfen, bunları bir yıl öteleyelim, öteleyelim, öteleyelim.
Bakın, yine çok hızlı bir şekilde, sosyal devlet olmanın gereği... Şimdi, hani diyoruz ya işte "İtalya'ya, İspanya'ya yardım ettik." Arkadaşlar, o yardımı oraya yapmayın; gelin, Hatay'ın Samandağ ilçesine, Defne ilçesine, gazi Reyhanlı'ya, Kırıkhan'a, Belen'e gönderelim arkadaşlar. Gerçekten orada insanlar mağdur. Hatay halkı her türlü felakette her türlü konuda barış harekâtında bir numaraydı ama maalesef şu anda orada bırakın Kızılayı, devleti bile göremiyoruz. Lütfen, rica ediyorum, hem yurt dışındaki vatandaşlarımızın hem de Hataylı vatandaşlarımızın sorunlarını çözelim, sizlerden de arz ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu konuda bir şeyler söylersiniz herhâlde, yurt dışındakilerle ilgili Sayın Başkanım, gerçekten mağdurlar.