| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 08.04.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partilerinin ortak kanun teklifi olan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin geneli hakkında AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlarım.
Öncelikle, bugün Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde odun toplamaya giden vatandaşlarımıza saldırı gerçekleştiren hain PKK terör örgütünü lanetliyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabrıcemil niyaz ediyorum.
Diğer yandan, toplumsal yapımıza, kültürel zenginliğimize renkli kişilikleriyle içten, samimi, vatansever duruşlarıyla ahenk katan tüm Roman vatandaşlarımızın Dünya Romanlar Günü'nü kutluyorum. Onların hayatımıza kattığı renklerle daha biriz, birlikteyiz, hep beraber büyük Türkiye'yiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan yasa teklifiyle ilgili çok iddia ileri sürüldü. Aslında yasa teklifinin geneli hakkında bilgiler vermeyi arzu ediyordum. Ancak o kadar iddia söz konusu oldu ki bunları yanıtlamanın daha doğru olduğu kanaatindeyim. Her şeyden önce yaklaşık bir yıla sari olan süreç zarfında, AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları olarak aynen Meclisimizin duvarında yazdığı şekliyle "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." anlayışıyla milletimizin sinesinde, vicdanında var olan o arzuyu, o yasal düzenleme iradesini yakalama gayretiyle uzun bir çalışma yaptık. Bu çalışmalarımızda öncelikle konunun uzmanı olan hukuk akademisyenleriyle görüşmeler yaparak, uygulayıcılarla, hâkim, savcı, avukat, yüksek yargı mensuplarıyla, istinaf ve Yargıtay üyesi hâkimlerle görüştük. Ve tabii basın mensuplarının da burada grubu bulunan siyasi parti temsilcilerinin de bildiği üzere, bütün siyasi parti gruplarına katılımcı demokrasinin gereği olarak ziyaretler gerçekleştirdik
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Şekilci demokrasi.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Bu çerçevede ortaya çıkan tabloda diğer siyasi parti gruplarıyla bir uzlaşma zemini yakalanamayınca AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partisi gruplarıyla beraber 2 grup olarak milletimizin vicdanında karşılık bulacak "de lege ferenda" olması gereken ideal hukuku ifade eden bir anlayışla kanun teklifimizi hazırladık.
Biliyoruz ki infaz düzenlemesi zor bir alandır. Çünkü, nizalı kaza, çekişmeli yargı dediğimiz alanda, toplumda menfaatleri, hukuki yaklaşımları taban tabana zıt olan sosyal çevrelerin, bir davanın taraflarının aralarındaki hukuki ihtilaf konusunda karar vermek zorundasınız. İşte böylesi bir manzarada elbette yapılan düzenlemenin zorluğu da ortadadır. Yaptığınız her düzenlemede, ortada duran bir davanın taraflarından birisini memnun ederken diğerini de rahatsız etme olasılığıyla karşı karşıyayız. İşte bu düzenlemeyi yaparken çağdaş ceza infaz sistemlerinde var olan ilkeleri dikkate aldık. Bunlar nelerdir? Suçluların topluma kazandırılması, ıslah, caydırıcılık, suçla ortaya çıkan kamu düzeninin bozulmasını ortadan kaldırarak yeniden kamu düzenini inşa etmek ve suçtan zarar gören vatandaşlarımızın vicdanını yeniden mutmain ve tatmin etmek.
Bu duygu ve düşüncelerle paketimizi hazırladık ve burada bize rehberlik eden aziz milletimizin gösterdiği istikamet ışığında pakete son şeklini vererek Meclis Başkanlığımıza sevk ettik.
Bakınız, arkasından geçen hafta cuma günü tam on sekiz buçuk saatlik Komisyondaki görüşmeler çerçevesinde paket Genel Kurulun huzuruna geldi. Şu anda gerek Komisyonda gerekse Genel Kurulda ileriye sürülen iddialara baktığımız zaman bu uzlaşının yani AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partisi Gruplarının uzlaşısının dışında diğer gruplarda bir uzlaşının olamadığını görüyoruz.
Bakınız, Genel Kurulda ortaya sunulan iddialarla ilgili birazcık açıklık getirmek istiyorum. Her şeyden önce bir Anayasa'ya aykırılık iddiası var. Düşünün, eğer bir infaz düzenlemesinde mutlak surette Anayasa'daki af düzenlemesi olduğundan bahisle nitelikli çoğunluk aranıyor olsaydı o zaman Anayasa'da yazardı; infaz düzenlemeleri ister infaz indirimi ister infaz artırımı olsun mutlak surette Anayasa'nın afla ilgili düzenlemeler bağlamında hayata geçmesi lazım denirdi, hâlbuki böyle bir durum yok. Gerek Parlamento hukukumuzda gerek tarihte yer alan benzer düzenlemelere baktığımız zaman gerek Anayasa Mahkemesinin denetiminden geçmiş süreçler gerekse bu ülkede ortak aklın eseri olarak yapılan bu tür düzenlemelerin tamamında bir teamül vardır, bu da bugün Genel Kurulda yaptığımız benzeri bir şekilde yapılır. Bu noktada, zaten Anayasa'ya aykırılık iddiaları varsa ilgili kişilerin Anayasa'da yazılan esaslar çerçevesinde Anayasa Mahkemesine gitme usulleri bellidir, bu çerçevede yüksek yargının denetimi zaten açıktır.
Evet, gelen düzenlemeyle ilgili 4 ana başlıkta çalışma yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi genel düzenleyici işlem yani bugüne kadar işlenmiş suçlar değil, bugüne kadar ve bundan sonra işlenmesini arzu etmediğimiz suçlar dâhil olmak üzere tüm suçlara ilişkin genel düzenleyici işlemdir.
Bir diğeri, geçici düzenlemedir. Bu geçici düzenleme de geçmiş Anayasa teamüllerinden ve Parlamento hukukundan gördüğümüz üzere asla üzerinde Anayasa'ya aykırılık olmadığı tespit edilmiş benzer düzenlemelerdir.
Bir diğeri, infaz hukukuna ilişkin, infaz süresi içerisinde infazın tarzı icrasıyla ilgili, iyi hâl değerlendirmeleriyle ilgili ve infazda olası bir hukuka aykırılık söz konusu olursa bunların teminatı, hâkim teminatına bağlanmasına ilişkin düzenlemelerdir.
Bir diğeri de Covid'le ilgili. Müsaade ederseniz, bu yasal düzenlemenin bu hâle gelmesinde, hani eski dilde ifade ettiğimiz esbabımucibe, rasyo veya genel gerekçesine baktığımız zaman, dünyada bütün parlamentolar Covid salgınıyla ilgili benzer çalışmaları da yapıyorlar. Bakınız, Çin'de başlayan bu salgın 11 Mart tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın, pandemi olarak ilan edildi ve arkasından gerek Dünya Sağlık Örgütü gerekse Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri bütün dünya devletlerine, uluslararası topluma, kamuoyuna bir çağrıda bulundu, bütün dünya devletlerine dediler ki: "Salgın nedeniyle cezaevlerindeki sayıyı azaltın." Michelle Bachelet bunu ifade ediyor ve bu çerçevede AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Parti grupları olarak bizler çalışmamızı yaparken uluslararası hukukta, uluslararası toplumda var olan bu hususu da dikkate alarak düzenlememiz içerisine koyduk.
Bakınız, dünya devletleri coronavirüs önlemleri kapsamında uluslararası örgütlerin yaptıkları çağrılara uyarak üç başlıkta değerlendirme ve düzenlemelere girişmişlerdir. Bunlardan bir kısmını sayıyorum: ABD, Belçika, İran, İspanya, İtalya ve Belçika. Bu devletler tıpkı Türkiye'de olduğu gibi, bugün yaptığımız gibi denetimli serbestlik vesaire gibi -mevzuatları çerçevesinde- cezaevlerinde hükmü infaz edilenlerle ilgili bugün yaptığımız düzenlemelerin benzerlerini hayata geçirmeye gayret ediyorlar. Diğer taraftan, İngiltere, Fransa, Avustralya, Finlandiya... Bu devletler ise sağlık tedbirleri uygulayarak yine bugün idari olarak bakanlığın, ceza ve tevkifevleri genel müdürlüğünün kontrolünde, mevzuatın müsaade ettiği hususlarda çalışmalar yapıyorlar. Belçika, Brezilya, Avusturya, Bulgaristan, Hollanda, İsveç gibi ülkeler de koruyucu tedbirler almak ve yine denetimli serbestlik benzeri düzenlemeleri hayata geçirmekle uluslararası toplumun bu çağrısına uyma gayreti içerisinde.
Evet, infazla ilgili getirdiğimiz düzenleme... Bakınız, biz aziz milletimize sesleniyoruz çünkü biz demokrasinin, millî iradenin tecelligâhının ancak ve ancak milletimizle omuz omuza, kalp ve vicdan bütünlüğü içerisinde olmakla olabileceğine inanıyoruz. İşte bugün Meclisimizin duvarında yazan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." anlayışıyla biz milletimize anlatıyoruz.
Getirilen düzenlemede, düzenleme kapsamı dışında bırakılan suçları ifade ediyorum:
1) Terör suçları
2) Cinsel suçlar
3) Kasten adam öldürme
4) Uyuşturucu madde imal, ithal ve ticareti yapan baronlar, aynı şekilde vicdanlarımızı yaralayan kadın cinayetleri ve yine FETÖ'nün itibar suikastlarında kullanmış olduğu özel hayatın gizliliğine ilişkin suçlar da bu düzenleme kapsamında istisna olarak tutuluyor. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Evet, terörle ilgili biraz önce çok garip iddialar ileri sürüldü. Bakınız, biz milletimizin gösterdiği istikamette, çizdiği rotada siyaset yapmak zorundayız çünkü temsilî demokrasinin anlayışı "Seçildikten sonra buraya gelen milletvekilleri kafasına göre ne isterlerse yapar." değil, seçim içerisinde de iki seçim arasında da millet ne istiyor, milletin arzusu, vicdanında var olan irade ne emrediyor, ona bakarak siyaset yaparız. Onun için, terör tanımını yumuşatmaya asla müsaade etmiyoruz diyoruz. Terörle, kanunlarımızda, mevzuatlarımızda yazdığı şekliyle, milletimizden almış olduğumuz yetkiyle sonuna kadar mücadele hedefimiz de vardır, olmaya da devam edecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ha, buraya çıkıp da ağzının kenarıyla FETÖ goygoyculuğu yaparken diğer taraftan da "Efendim, yazı yazmış." "Tweet atmış." Kim inanır buna? Kimse inanmaz, milletimiz inanmıyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Buna müsaade edemeyiz.
Arkadaşlar, 15 Temmuz hain FETÖ terör örgütüyle ilgili bir yumuşama isteniyorsa, sözde düşünce ve ifade hürriyeti açıklaması kapsamında kalacağından bahisle PKK, FETÖ, YPG, DHKP-C, DEAŞ gibi terör örgütlerine propagandayı suç kapsamı dışında bırakalım isteniyorsa biz bunların sonuna kadar karşısındayız. Bunun altını çizmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Evet, diğer taraftan, özellikle cinsel istismar suçlarıyla ilgili, tutanaklar ortada, Komisyon çalışmaları aşamasında defaatle anlattık, burada bu...
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bir daha söyleyelim.
SALİH CORA (Trabzon) - Bir daha söyleyin onu.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bir daha söyleyin.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Cinsel istismar suçlarıyla ilgili Komisyon aşamasında defaatle anlattık. (HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayın lütfen, sayın hatibi dinleyelim.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Milletvekilleri çıktı; bunu, cinsel istismarı bir siyasi istismar vesilesiyle kullanmak istediler. Arkadaşlar, burası gerçekten ortak aklın eseri olarak ortak düzenlemeleri hayata geçirebileceğimiz bir merciyse o zaman buradan cinsel istismardan siyasi istismar suretiyle iktidar devşirmeye kimse kalkışmasın; bunun yolu kapalı.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - İktidarınızda kadın cinayetleri yüzde 1.400 arttı.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Ben milletime konuşuyorum.
BAŞKAN - Lütfen arkadaşlar...
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Bakınız, dediler ki Komisyonda: "Efendim, biz falan maddeyi böyle anlıyoruz. Buradan böyle anlam çıkarsa, 250 gram da oradan şu gelirse, buradan da bu olursa iş oraya gider." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Öyle yok ki. Anlattık maddeleri, maddeleri anlattık, anlattık. Evet, en nihayetinde dediler ki... Bakın, tutanaklardan bahsediyorum, burada kayıtları da. (HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, değerli arkadaşlarım, lütfen dinleyelim.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - "Sizin bu meseleyi anlatmanız çok iyi oldu, iyi ki anlattınız, anlatmasaydınız yanlış anlaşılırdı, teşekkür ediyoruz." dediler.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - 53'üncü madde, 53.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Sonra cümle nasıl devam ediyor: "Ya öyleyse?"
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - 53'üncü madde, 53'e ek yaptığınız gece yarısı önergeniz...
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Arkadaşlar, bir fobi var mı, bir korku mu var? Bakınız, fobiniz, korkunuz bu yasal düzenlemelerin olması gerektiği istikamette çıkmasına engel olamayacaksınız. (HDP sıralarından gürültüler)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman ) - Gece yarısı önergenizden dolayı.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, lütfen... Sayın hatibi dinleyelim değerli arkadaşlar. (HDP sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, şirretlik, başka bir şey değil.
BAŞKAN - Sayın hatibi dinleyin, rica ediyoruz. Böyle bir usul yok.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Cinsel istismarla ilgili, bakınız, sadece yetişkinler değil.(HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın Özkan.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkan, görüyorsunuz.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, sizlerden de rica ediyorum, lütfen susun.
Değerli arkadaşlarım, bakın, her grup bir konuşmasını yapıyor; beğenirsiniz beğenmezsiniz değerli arkadaşlarım, birbirimize tahammül edeceğiz. Bunlara gerektiği zaman cevaplarınızı verirsiniz. Ama lütfen sayın hatipleri dinleyelim değerli arkadaşlarım.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hepsini dinledik biz hiçbir şey yapmadan. Bu nasıl bir usuldür?
BAŞKAN - Lütfen değerli arkadaşlarım... Lütfen, sessizlik istiyorum.
Buyurun Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Bakınız, bizim asla ve asla kabul etmediğimiz bu 4 suç kategorisi, 2 de suç tipi olmak üzere... Biliyorsunuz, ceza mevzuatında, korunan hukuki menfaat dikkate alınarak cinsel bütünlüğe karşı suçlar istisna; terör suçları kategorik olarak istisna; uyuşturucu madde imal, ithal ve ticaretini yapan baronlar, tüccarları istisna; kasten adam öldürme, burada yumuşama isteyenler oldu; baktık, değerlendirdik, asla kabul edemeyiz. Zira kasten adam öldürmeyi de tahrik nedeniyle eğer biz bu kapsama alacak olursak kadına karşı şiddet nedeniyle bugün cezaevlerinde yatanlara da küçük bir kapı aralamış oluruz. Buna da müsaade etmedik.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ha, diyorlar ki "Yahu bu özel hayatın gizliliği ne olacak? Bununla neyi murat ettiniz?" Arkadaşlar, ben öncelikle bu konuda bazı siyasi partilerin hassasiyetle destek vermesini arzu ederdim. Çünkü bu ülkenin tarihinde maalesef, FETÖ terör örgütü, böceklerle, efendim, telekulakla devlet içerisinde yapılanmış derin ve paralel uzantılarıyla pek çok dinleme yaptı. Bunlar, âdeta rafine edilmeyi bekleyen noktada, çok ciddi miktarda.
Şimdi, özellikle itibar suikastlarını da kullanan FETÖ terör örgütü, bir taraftan silahlı, bir taraftan da kasetli bu ülkede komplolar ve kumpaslar düzenlerken, elbette bunun mağdurlarının da bu hususta hassasiyetle durması gerekir. Onun için, bu iki suçu da ayrı tuttuk.
Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada, gündem dışında da pek çok konularda itirazlar ve iddialar ileri sürüldü.
Bakınız, şunun altını çizelim: AK PARTİ hükûmetleri döneminde, bugün Cumhur İttifakı'yla beraber yapmış olduğumuz yasal düzenlemelerin arka planında, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesi hedefinin üzerine çıkarma gayretimiz vardır. Bunun için, reformlarımızı, aziz milletimizin hak ettiği ilkeler ve değerler olarak yukarıya çıkarmaya Allah'ın izniyle kararlıyız.
Yapılan bu düzenlemede iyi hâlle ilgili de iddialar ileri sürüldü. Denildi ki "Yahu, bunları muhalifleri tasfiye etmek için, cezaevindeki hükümlerini teselsül ettirerek ilanihaye devam ettirmek için, onlara gün yüzü göstermemek için yaptınız." Hayır, iyi hâl indirimi öyle bir şey değil. Her zaman Batı'ya dönüyoruz ya yönümüzü, muasır medeniyetler seviyesine. Bakın, çağdaş ceza hukuku sistemlerinde Avrupa Konseyi üyesi, Avrupa Birliği üyesi ülkelere baktığımız zaman orada gördüğümüz bir manzara var. Diyorlar ki "Eğer bir kişi hüküm aldı, cezaevine girdi mi, orada yapıp ettiklerinden gerçek anlamda inceleme yapılsın." Yani giren aynen bir bantta ilerler gibi önce açık cezaevine, oradan denetimli serbestlik ve şartlı salıverilme sürelerine girmesin; bu otomatik sistem. Ne olsun? Bakınız, özellikle Batı uygarlıklarında, Avrupa uygulamasında çok nettir: İyi hâlle ilgili adil bir değerlendirme yapılmak suretiyle her aşama değerlendirilsin, ona göre hükümlüler aşama aşama ilerlesin ve topluma salınsın, ıslah gerçekleşerek salınsın. Biz de bu bağlamda, ıslahla ilgili, iyi hâlle ilgili değerlendirme noktasında, cezaevlerindeki bu otomatik geçişi bir kenara bırakarak bir komisyon kuruyoruz; denetim ve gözetim komisyonu. Başsavcı ve/veya göstereceği cezaevi savcısı aynı zamanda konunun uzmanı olan sosyal uzman, psikologlar, Aile Bakanlığının temsilcisi oturup belirli dönemlerde değerlendirme yapacaklar her hükümlüyle ilgili. Nerede bakacak? Cezaevinde, hastaneye gitti hastanede, adliyeye duruşmaya gitti adliyede. Bütün süreçlerde ve bütün zamanlarda durumları tespit etmek suretiyle iyi hâlle ilgili değerlendirmesini yapacak.
İnsan, ola ki yanlış yaptı, ne yapıyoruz? İnfaz hâkimliği müessesesi getiriyoruz yani hâkim teminatı getiriyoruz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Eminiz.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Bu gözetim ve denetim komisyonu değerlendirme yapıp bunun raporunu ortaya koyduktan sonra bir mağduriyet yaşanmasın diye infaz hâkimliği müessesesiyle -ki bunlar da tecrübeli hâkimlerden oluşacak- onların da kararlarından geçsin, bu teminat çok önemli. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi özellikle çift kademeli yargısal denetimi önemsiyor, orada da infaz hâkimliğini getiriyoruz.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - AİHM'in kararını uygulayın, boş atıp...
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Ola ki infaz hâkimliği de yanlış yaptı, olabilir ve burada da ne getiriyoruz? Bir üst müracaat yolu, itiraz müessesesini getiriyoruz. Soruyorum: İtiraz müessesesinde de bir yanlışlık olursa... O zaman bireysel müracaatla Anayasa Mahkemesine de gidecek. Orada da bir şey olursa uluslararası yol zaten açıktır. Bu bağlamda, yapılan düzenlemenin kesinlikle vicdan, adalet ve toplumsal talepler çerçevesinde hazırlanmış bir paket olduğunun altını çizmek gerekir.
Bakınız, biraz önce ileriye sürülen hususları söyleyeyim. "Halka sunduğunuz tek şey IBAN ve infaz." Arkadaşlar, böyle değil. Biz bugüne kadar reformları yaparken maalesef zaman zaman zor anlar yaşadık, yalnız kaldık ve bugün halkımıza böylesi bir salgın karşısında, dünya milletleri muvazenesinde manzarayıumumiyeye baktığımız zaman, hamdolsun, sağlık altyapısı olarak en iyi ülkelerden biriyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Mükemmelsiniz, süpersiniz! Hiçbir sorunumuz yok, dört dörtlük, her şey süper!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) - Ondan rahatsız oluyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışıyla bütün uluslararası toplum bu stratejik planlamayı yapamazken bugün, hamdolsun, aziz milletimizle bizler, Cumhur İttifakı olarak milletimizin huzurunda başımız dik, omzumuz yüksektedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine, aynı şekilde, sürem bitiyor çok vakit yok ancak biraz önce maalesef çok üzücü hadiseler ifade edildi. Terörü yumuşatamayız, infaz düzenlemesi nedeniyle dahi yapamayız. "Muhalefet fobiniz var, Kürt fobiniz var, HDP fobiniz var." dediler.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Yok mu?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Var.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen...
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Bakınız, bütün uluslararası topluma ifade ediyorum: Evet, bugün Kandil'deki PKK terör örgütünün ve onun tüm uzantılarının bir Cumhur İttifakı, bir AK PARTİ fobisi vardır.
Yine "Kürt fobisi var." diyorlar. Hayır, Kürt vatandaşlarımız... İşte, bugün hayatını kaybeden vatandaşlarımız oldu.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Onun için iradesini gasbediyorsunuz.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Zavallı vatandaşlarımız, odun toplamaya gidiyordu ve onların bugün PKK fobisi var, PKK'dan korkuyorlar ve yine "HDP fobisi..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Özkan.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - HDP fobisi yok.
MURAT SARISAÇ (Van) - HDP düşmanlığı var.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, laf atmayalım lütfen.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - HDP fobisi yok.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Var, var, var.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - HDP'nin... Millî ve yerli duruşla, bu ülkenin istiklal ve istikbal mücadelesini veren, aziz milletimizin gösterdiği istikamette, çizdiği rotada yol alan Cumhur İttifakı var, AK PARTİ var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)