| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 10.04.2020 |
HDP GRUBU ADINA TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 16 Ocakta Hatay'ın Samandağ ilçesine bağlı Tekebaşı Mahallesi'nde, sabaha karşı yapılan ev baskınında uygulanan şiddete tanıklık eden bir annemiz geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını kaybetti ve bu anamızın oğlu Ümit Özçelik, Samandağ Abdullah Cömert Meydanı'nda bir adalet nöbeti başlattı. Bu nöbetteki amacı da buna, annesinin ölümüne sebebiyet verenlerin yargı önüne çıkarılmasıdır. Bunu daha önce de Meclise defalarca taşıdık. Bu konuda acil bir biçimde adım atılması gerektiğini belirtmeliyiz.
Evet, bütün dünyada, özellikle pandeminin de daha fazla açığa çıkardığı bir ekonomik kriz yaşandığı bir gerçektir. Sadece Türkiye'nin değil, bu, bütün dünyanın sorunudur doğrudur fakat bazen ülkeler, devletler aldığı önlemlerle, bugüne kadar uygulayageldikleri ekonomik politikalarla esasen buna ön almış olabilirlerdi. Fakat Türkiye ekonomisine baktığımızda -az önce tarımla ilgili konuşmalar oldu örneğin- deniyor ki, tarımın önemi nihayet fark edildi ki diğer bütün partiler bunun üzerinde vurgu yapıyor. Bakın, bugün Çukurova'nın, Amik Ovası'nın, yani Akdeniz Bölgesi'nin ne kadar verimli olduğunu birbirimize anlatmaya gerek yok. Fakat genel olarak, uygulanan tarım politikaları, çiftçinin bugüne kadar desteklenmemiş olması, tarım arazilerinin imara açılması ne yazık ki bu ülkeyi domatese bile -ithal edilecek düzeyde domatese bile- muhtaç etmiş durumdadır.
Evet, herkesin malumu Hatay'da, Adana'da, Mersin'de yurt dışı işçiliği, nakliyecilik; özellikle Hatay için diyorum sınır ticareti ve tarım temel gelir kaynaklarıdır. Oraya hiçbir zaman doğru düzgün bir fabrika kurulmadı. Çünkü Hatay'a sürekli -bir devlet geleneğidir- bir üvey evlat gözüyle bakılır. Bu iktidar, bu üvey evlat gözüyle bakmayı devam ettirdi, bu geleneği sürdürdü.
Yurt dışı: Bu savaş siyasetiyle beraber yurt dışı zaten kapandı. Özellikle Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da çalışan işçiler uzun bir zaman önce tek tek evlerine geri dönmek zorunda kaldı. Bir kısmı, özellikle Libya'da -yine bu kürsüden dile getirmiştik- Volkan Altınok, Mehmet Demir bir seneyi doldurmuş durumdalar, hâlâ Hafter güçlerinin elinde "Erdoğan'ın askerleri" diye tutulmuş olan 2 işçi, 2 emekçi var; aileleri hâlâ akıbetlerini bilmiyor bu insanların.
Bugün, nasıl Nail Noğay Roman kadına "Çocuklarım aç, nasıl evde kalalım?" dediğinde "Geber." dediyse, bu ülkedeki diğer halklara, Araplara, öteki gördükleri her kesime ne yazık ki bu zihniyet yansımaktadır ve "Geber." denmiş olmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Oruç.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Bugün, Suriye'deki savaşın en mağduru olan illerden biri, bir sınır ili olarak Hatay'dır ve 500 bine yakın Suriyeli sığınmacı var. Bugün, Suriyeli sığınmacılar oldukça düşük ücretle çalıştıkları için yerli işçiler işsiz kalıyor, bu da savaşın yarattığı büyük paradokstur. Bir barış siyaseti izlenseydi bu paradoks yoksulun, işçinin, emekçinin, göçmenin boynuna geçirilmiş bir ip olmak yerine daha fazla çözümcül şeyler üretilebilirdi.
Yine, aynı şekilde, bu bölgeden -demiştik ki- Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da çalışan çok sayıda işçi var. Coronavirüs dolayısıyla mağdur olan, şu an işinden alıkonmuş, kimisi esnaftır, dükkânını kapatmış, açlık ve yoksullukla cebelleşirken yurt dışında... Bu konuda diğer birçok milletvekili gibi bana da ulaşan çok sayıda işçi kardeşimiz oldu. Bunu Meclise bir biçimiyle taşıdık ama yeterli karantina olanakları sağlanmadığı için bütün işçilerin talepleri yerine getirilmemiştir. Buradan bu işçilerin taleplerinin yerine getirilmesini bir kez daha talep ediyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)