| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 10.04.2020 |
TUMA ÇELİK (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütün dünya coronavirüs salgınıyla mücadele ederken siz yine şaşırtmıyorsunuz, hesap numaraları dağıtıyorsunuz, dayanışmaları engelliyorsunuz, mahpusları ölüme terk ediyorsunuz. Yani sosyal bir devletin yapmaması gereken ne varsa maalesef yapıyorsunuz.
Bakın, Türkiye'de cezaevleri düşüncelerini ifade edenlerle dolu; gazeteciler, siyasetçiler, öğrencilerle dolu. Bu sıralarda oturan çoğu milletvekilinin yapamadığını yapıp kendi düşüncelerini açıkça ifade eden gençlerle dolu. Sizin gibi düşünmeyen herkesi düşman gördüğünüz için bugün cezaevleri düşüncelerini açıklayanlarla dolu çünkü siz düşünceden korkuyorsunuz. Çıkarmak istediğiniz bu yasayla da sizin gibi düşünmeyen insanları böylesi küresel bir tehdit karşısında salgınla baş başa bırakıyorsunuz yani ölüme terk ediyorsunuz. Bunun da adı aslında düşman hukukudur.
Sayenizde cezaevleri kapasitesinin üstünde bir doluluğa sahip. Bu şartlar altında mahpusların beslenme imkânları sınırlı ve hijyene ulaşmaları zor hatta kendilerini koruyacak tedbirleri alamıyorlar çünkü yeterli sağlık personeli bulunmuyor. Korumasız insanları böylesi bir tehdit karşısında bırakan sizler, içinde bulunduğunuz bu kriz ortamını da fırsata çevirmeye çalışıyorsunuz, aynen 15 Temmuz sonrasında olduğu gibi. O zaman da FETÖ bahane edilerek kendinizden saymadığınız yüz binlerce insanı görevden aldınız, binlercesini de tutukladınız. Şu anda da aynı şeyi yapıyorsunuz aslında, coronavirüs salgını bahane edilerek daha seçim öncesinde belli bazı çevrelere verdiğiniz af sözünü yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Bu şekilde de kendinize yakın hissettiklerinizin cezaevlerinden çıkmasını sağlarken, düşman hukuku uyguladıklarınızı da salgınla baş başa bırakıyorsunuz. Yani Madımak suçlusu Ahmet Turan Kılıç gibilerin dışarı çıkmasını sağlarken; Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Ahmet Altan, Gültan Kışanak, Selçuk Mızraklı, Sara Kaya, Ferhat Kut, Aysel Tuğluk, Selma Irmak, Nilüfer Elik, Leyla Bozkurt, Ali Sincar, Mülkiye Esmez ve daha binlerce sizin gibi düşünmeyen, size biat etmeyen siyasetçi, gazeteci, akademisyen ve aktivisti ölüme terk ediyorsunuz, "Ölürseniz ölün." diyorsunuz.
Bu arada bugün Selahattin Demirtaş'ın, sevgili başkanımızın doğum günü, kutluyorum buradan.
Değerli arkadaşlar, bu yasa teklifi bu hâliyle geçerse büyük bir adaletsizlik yaratacak, vicdanları yaralayacaktır, ağır kırılmalara yol açacaktır. Anayasa Mahkemesinin kararları aslında çok açık: İnfazda ayrım yapamazsınız, infazda eşitlik esastır. Birleşmiş Milletlerin çağrıları da açık: İstediğinizi dışarı çıkarıp istemediğinizi ölüme terk edemezsiniz, ölümle karşı karşıya bırakamazsınız. Unutmayın, virüs ayrım yapmıyor, içeride de dışarıda da ayrım yapmayacak. Mesele, insanların sağlığı ve hayatıdır. Aslında, herkes savunduğu kesimler için bir şeyler yapar; sizler bu yasayla katilleri, hırsızları, dolandırıcıları, kaçakçıları, cezaevinden çıkarmaya çalışıyorsunuz, bizler de yanlış olan bu düzeni teşhir eden, değiştirmeye çalışan insanlar için mücadele ediyoruz, kurtarmaya çalışıyoruz o insanları ama bizim burada sizden bir farkımız var: Biz adaletli davranıyoruz, herkese eşitlik istiyoruz. Bu yüzden cezaevleri derhâl boşaltılmalıdır. Şimdi yapılması gereken şey, adli kontrol uygulamalarını etkin bir şekilde kullanıp hızla istisnasız, şartsız tahliyeler sağlanmalıdır. Aksi takdirde, mahpusların başına geleceklerden siz sorumlu olacaksınız ve bunun hesabını ne burada ne de başka bir yerde veremezsiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)