| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 10.04.2020 |
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maden ocakları can almaya devam ediyor. Bugün Soma'da yaşanan göçükte 1 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 2 maden işçisi hâlâ göçük altında.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 3 arkadaşımız hayatını kaybetti.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - 3 olmuş, şimdi arkadaşlar sıralardan söylüyorlar.
Yaşamını yitiren işçi kardeşlerimizin ailelerine ve bütün maden işçilerine başsağlığı diliyorum. 6552 no.lu Yasa gerektiği gibi düzenlenmeyince işçi sağlığı, iş güvenliği sermayenin insafına bırakılıyor ve böyle, aslında kaza değil, katliamlarla karşılaşıyoruz.
Yine, az önce zikredildiği için Değerli Deniz Gezmiş'i anmadan konuşmama başlayamayacağım. Deniz Gezmiş idam sehpasında son söz olarak şunu söylemişti: "Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm, yaşasın işçiler, köylüler." diyen Deniz Gezmiş'i, devrimci bir lider olarak ve önder olarak Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını saygıyla anıyorum.
Evet, coronavirüs dolayısıyla dünyada çok ağır belirsizlikler ve öngörülemez hâller var. Bu, her açıdan öyledir. Otoriter ve totaliter rejimler, tek adam rejimleri bu dönemi "altın çağ" "Allah'ın lütfu" olarak görüyorlar, tıpkı şu anda AKP rejiminin gördüğü gibi.
Coronavirüs, Türkiye'de çok sert bir artış gösteriyor hem ölümlerde hem vakalarda ve böylesi bir süreçte kamuoyu yanıltılarak denildi ki: "Virüs dolasıyla bir af yasası gelecek ya da infaz yasası gelecek." Gelmesi gerekiyor da. HDP olarak bizim itiraz ettiğimiz, bu yasanın buraya gelmesi değil, bunun kamuoyu tarafından net olarak bilinmesini isteriz. Burada, coronavirüs koşullarında yani olağanüstü koşullarda hayat normalmiş gibi davranmaya çalışan iktidarı uyarmak istiyoruz. Yarın cezaevlerinden tabutlar çıkmaya başladığında şu sıralarda bizler şu an oturduğumuz gibi oturamaz, halkın yüzüne, toplumun yüzüne bakamaz bir hâle geleceğiz. Cezaevlerinde artış çok daha hızlı olacaktır dışarıdan. Bugün Sağlık Bakanı diyor ki: "1 kişi 16 kişiye bulaştırıyor." Dışarıda bile koşullar böyleyken cezaevindeki koşulları varın siz düşünün.
Evet, düşman hukuku diyoruz. Bu düşman hukuku sadece cezaevlerinde değil, dışarıdaki açık cezaevinde de aynı biçimde uygulanıyor. Bakın, bugün, büyükşehir belediyeleri yardım kampanyaları başlattı ama bu belediyeleri yani İstanbul'u, Mersin'i, Adana'yı, Ankara'yı AKP kaybettiği için oradaki dayanışma kampanyasının hesaplarını bloke edebiliyor, aşevlerini kapatabiliyor. Yine, aynı biçimde, küçücük dayanışma ağlarına dahi tahammül etmeyen AKP, herkes birbirine düşman olsun, dayanışmasın ama AKP'den medet umsun pozisyonuna getirmek istiyor.
Bakın, cezaevine dönmek ve bir örnek vermek istiyorum: Sabri Kaya... Sabri Kaya 54 yaşında, Osmaniye T Tipi Cezaevinde, 2 kez açık kalp ameliyatı geçirmiş -hekim arkadaşlar çok iyi bilirler- Coumadin kullanmak zorunda. Birkaç hafta önce birden Coumadini kesiliyor; kalp krizi geçiriyor, pıhtı atıyor, beyne de pıhtı atıyor ve şu an yoğun bakımda. Hiçbir biçimde ailesine de doğru düzgün haber verilmiyor. İşte, Sabri Kaya ve Sabri Kaya'lar gibi hasta tutsaklar cezaevlerinde coronavirüse yakalandığı zaman bu Meclis vicdanıyla nasıl hesaplaşacak, bunu oturup düşünmesi gerekmektedir.
Evet, iktidarın corona reklam filmini izliyoruz; "Biz şu ülkeden daha iyi hizmet yaptık, şöyle yaptık, böyle yaptık..." Keşke doğru olsaydı da sizleri alkışlasaydık. Maske dağıtamayan bir iktidar hâlindesiniz çünkü her şeyi kendi merkezinizde toplamaya çalışan, yerel yönetimleri çalıştırmayan, HDP belediyelerini görevden alan, CHP belediyelerinin hesaplarını bloke eden bir merkezî hükûmet anlayışı içindesiniz. Oysaki merkezî hükûmetin yapması gereken şudur: Yerel yönetimlerle aktif bir biçimde bu çalışmayı yürütmek ama bunu yapabilecek bir mantık yok çünkü burada da partizanlık yapıyorsunuz. Coronavirüs günleri partizanlık yapacak günler değildir. Vicdanınızla, bilincinizle, bilim insanlarının yol göstericiliğiyle davranmak zorundasınız.
Velhasılıkelam, uzun reklamlar çok sıkıcıdır, bıktırıcıdır, pandemi günlerinde ise tehlikelidir, öldürücüdür. Toplum reklam filmi izlemek istemiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Toplum, pandemi sürecinde, "ama"sız "fakat"sız bir biçimde, açlıkla, hastalığın yayılmasıyla esaslı bir mücadele beklemektedir sizden. "Tek adam rejimi olarak corona virüsünün bana verdiği güçle sizi ölüme mahkûm ediyorum." demiş oluyorsunuz içerideki tutsaklara ve bu bir cinayettir, bu cinayete biz asla ortak olmayacağız.
Coronavirüsle ilgili, Bilim Kurulu cezaevleri için ne önermeler sunuyor, buna dönüp bakmak zorundasınız. Aksi takdirde herkes şu soruyu soracak: "Bu devlet neden var?" Devletin görevi partizanlık yapmak değildir. Şu an devlet, AKP sayesinde partizanlık yapıyor. Pandemi günlerinde bile esaslı mücadelesini, yüz yılda bir yaşanan böylesi büyük bir felakette esaslı mücadelesini yerine getirmiyor, partizanlık yapıyor ve bunun hesabını mutlaka halklar sizden soracaktır. (HDP sıralarından alkışlar)