| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 11.04.2020 |
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli vekiller; iktidar, dün akşam dünya pandemiler ve epidemiler tarihine yerli ve millî bir katkı yaptı. Bu katkı, sokağa çıkma yasağını öncelerken, onunla birlikte, aynı zamanda sürü bağışıklığını da gündeme getiren bir katkı oldu. Bunun önümüzdeki günlerde -üzülerek söylüyorum ki- neye tekabül edeceğini hep beraber göreceğiz.
Türkiye ekonomisi uzunca bir süredir zaten bir resesyon içerisindeydi. Virüsün hem ülke hem de dünya ekonomilerini etkisi altına almasıyla birlikte bu resesyon sürecinin giderek daha ağırlaşacağının sinyalleri çoktandır ortada var. "Üretimi artırmak, üretimi artırmak, üretimi artırmak." diye bütün muhafazakâr, sağ muhafazakâr, neoliberal siyasetçilerin ortak bir kavramı var, ortak bir söylemi var. Üretimi artırmak ekonomiler için elbette önemli, elbette olmazsa olmaz, üretim olmadan ayakta kalmak mümkün olmaz, tüketim mümkün olmaz.
Ama üretim kadar, belki en az onun kadar önemli başka bir mesele, paylaşımdır. Paylaşımın hakça ve adilce yapılmadığı yerlerde üretimin artması tek başına bir zümrenin zenginleşmesini sağlar. Nitekim bugün dünyadaki 2 bin civarında dolar milyarderinin dünyanın geri kalan yüzde 60'ının servetinden daha fazla bir servete sahip olduğunu ve dünyanın yüzde 46'sının da sefalet düzeyinde yaşadığını hep beraber biliyoruz. Bu musibet hiçbir şey öğretmediyse siz kapitalistlere şunu öğretmeli: Artık kapitalizmin sonu geldi. Yani Davos'ta bile patronlar kulübü bu işin böyle gitmeyeceğine ilişkin tonla laf ettiler, yüzlerce sayfa yazı yazıldı. Bu işin böyle gitmesi yani sürekli doğadan alan, sürekli işçi sınıfının emek gücünü sömürerek ayakta kalmaya çalışan bir sistemin ne ülkemiz açısından ne dünya açısından sürdürülebilirliği kalmadı arkadaşlar. O sebeple, böylesine bir dönemde kritik bir viraj almanın zamanı yalnızca "Türkiye'de üretim artsın." demek değil, aynı zamanda gerek Türkiye'de gerek dünyada bir bütün olarak paylaşım ilişkilerini yeniden, adilce planlayacak yeni bir paradigmaya ihtiyaç var. Doğayla ilişkilerimizi yeniden tanımlayacak, insanı doğanın efendisi değil, doğada eşit hak sahiplerinden biri olarak görecek yeni bir paradigmaya ihtiyacımız var.
Bakın, dayanışma ilişkileri toplumda çöktü. Her ne kadar televizyonlar yaşlıların ilaçlarını almaya giden gençleri gösterse de bugün gelinen noktada dayanışmanın önemi, ortak bir düşmana karşı, bir musibete karşı yan yana olmanın önemi ortada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Ama en azından, 80'den bu yana süren süreç, insanları, her koyunun kendi bacağından asılacağını, gemisini kurtaranın kaptan olacağını öğreten ve anlatan bir kültürle yoğurdu. Dolayısıyla üretim evet ama bununla birlikte toptan bir yeniden yapılanmaya, yol yakınken -artık ne kadar yakınsa- bütün doğru bildiğimiz, bütün gerçek olduğuna hiç şüphe duymadığımız şeylerin yeniden tartışma alanına alınmasına gerek ve ihtiyaç var. İktidarın coronayla mücadele ekonomi paketlerine bu zaviyeden bakıldığında onların meseleyi kavramaktan çok uzak ve çok geride bir yerde olduklarını ne yazık ki üzülerek görüyoruz. Bu paket içerisinde sermayeye, işverenlere bol miktarda destek olmasına rağmen, salgınla esasen yüzleşen insanlara yönelik yeterli destekler yok. Coronavirüs ayrım gözetir arkadaşlar, sermayeyle başka, fukarayla başka uğraşır. Tedavi yol ve yöntemleri bile bunu gösteren şeylerden biridir.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)