GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:11.04.2020

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bu gergin ortamda nasıl bir konuşma yapılır bilmiyorum ama 207 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 24'üncü maddesi üzerine birkaç şey söyleyeceğim, görüşlerimizi paylaşacağım.

Hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyorum. Ayrıca herkese, bütün yurttaşlarımıza sağlıklı günler diliyorum.

Bakın, bu 24'üncü madde gerçekten çok önemli bir madde, iki gündür bu maddenin üzerinde durmamın nedeni de bu. Dün de 24'üncü maddeden bahsettim, bugün de 24'üncü madde üzerine birkaç şey söyleyeceğim. Doğuracağı sonuçlar açısından çok büyük sonuç doğuracağı için değil, bu madde kabul edildiğinde çok büyük bir etki alanı yaratacağı için değil. Bu madde, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak demokrasilerden, özgürlüklerden ve en temel insan haklarından ne kadar uzaklaştığınızı göstermesi açısından hayati önemde bir madde. Çünkü dünden farklı olarak bugün neyi savunduğunuzu gösteriyor, tam olarak 24'üncü madde bu açıdan tipik bir örnek.

Şimdi, dün de söyledim -bu 5275 sayılı Yasa'nın- iletişim haklarının kısıtlanmasına ilişkin disiplin cezası gerektiren davranışlara ne yapıyorsunuz, bir yenisini ekliyorsunuz. Zaten mevcut düzenleme antidemokratik. Sessizce susma hakkını kullanan kişi bile bu mevcut yasaya göre disiplin cezasıyla cezalandırılıyor ama siz bunlarla mücadele etmiyorsunuz, bunları ortadan kaldırmıyorsunuz, yerine yeni bir fiil daha ekliyorsunuz, cezalandırmanın kapsamını değiştiriyorsunuz ve bundan sonra bize diyorsunuz ki "Biz demokratız, biz özgürlükçüyüz." Çok açık söylüyorum: Siz özgürlükçü değilsiniz, artık reddettiklerinizden farklı değilsiniz. Mevcut yasaklarla mücadele etmek yerine mevcut yasaklara yenilerini ekleyen bir partisiniz. Siz demokrat değilsiniz, otoriter ve baskıcısınız çünkü baskıcı düzenlemeleri ortadan kaldırmıyorsunuz. Emin olun, bu kanunla bunların üzerine yenilerini ekliyorsunuz. Bence bu teklifi geri çekmelisiniz. Bu teklifi geri çekerseniz, bu maddeyi geri çekerseniz cezaevindeki 300 bin mahkûm hiçbir şey kazanmaz, hiç kimse için yeni bir sonuç doğurmaz ama eğer bu maddeyi geri çekerseniz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak siz bir şey kazanabilirsiniz. Ne kazanırsınız, biliyor musunuz? Antidemokratik disiplin rejimine yeni bir kısıtlama koymamış olursunuz yani bu maddeyi geri çekerseniz siz kazançlı çıkarsınız, yasakçılığınızı bir parça durdurmuş olursunuz.

Sevgili Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlar, birileri "terör, terör, terör" diyerek size istediği her şeyi yaptırıyor. Eğer "Hiç kimsenin bize bir şey yaptırdığı yok, hepsini biz bilerek ve isteyerek yapıyoruz." diyorsanız zaten sizin için hiçbir umut kalmamıştır ama ben hâlâ içinizdeki ve dışınızdaki, dışarıdaki birilerinin size bunu yaptırdığını düşünüyorum. Kalbi durmuş bir kişiyi son bir olasılık olarak yaşama döndürmek için doğrudan kalbin içerisine atropin yapılarak kalbi çalıştırılmaya çalışılır. Eğer bütün bunlara siz tek başınıza karar veriyorsanız emin olun atropin şansını bile kaybetmişsiniz demektir. Ben yine söylüyorum: Hâlâ "Cambaza bak, cambaza bak." diyerek cüzdan çalan hırsızlar gibi birileri gece gündüz size "terör, terör, terör" diyerek istediği her şeyi yaptırıyor, hiç şaşmıyor bu söylediğim.

Dün Millî Eğitim Komisyonunda bir yasa görüşmesi yaptık. Bu yasa görüşmesinin tek nedeni, Anayasa Mahkemesinin bir iptal kararı üzerine yasal düzenleme yapmaktı, 2547 sayılı Yasa'nın 53'üncü maddesiyle ilgili. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi ne, biliyor musunuz? Anayasa Mahkemesi diyor ki: "Siz öğretim üyelerine, öğretim görevlilerine Devlet Memurları Kanunu'ndaki bütün cezaları uygulayamazsınız." Şimdi, ne yapması gerekiyor Türkiye Büyük Millet Meclisinin? Anayasa Mahkemesinin bu kararına uyması ve 657'ye atıf yapan maddelerin hepsini ortadan kaldırması gerekiyor. Dün görüştüğümüz teklifte diyorsunuz ki: "Üniversite öğretim üyeleri, üniversite öğretim görevlileri terör örgütü propagandası yaparsa eğer öğretim üyeliğinden ihraç ederiz." diyorsunuz. Bu propagandadan, propagandadan. Propagandanın nasıl olduğunu biliyoruz. Sonra YÖK'ün temsilcileri ne dedi, biliyor musunuz? Dediler ki: "Bu, 657'de var zaten."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan. Bakın, Anayasa Mahkemesi diyor ki "657'yi uygulayamazsınız." YÖK'ün Başkanı "657'de de bu madde var." diyerek, "terör, terör, terör" diyerek yine size istediği şeyi yapıyor. Siz bu teklifle şunu yapıyorsunuz: Avustralya'dan Danimarka'ya, Japonya'dan İngiltere'ye, Şili'den Kanada'ya kadar dünyanın her tarafında, suç deyince insanların aklına gelen fiillerin cezalarını önce dörtte 3'ten, üçte 2'den 1/2'ye indiriyorsunuz. Ardından da güvenlik tedbirleri kapsamında, bir yıl şartlı tahliyeden yararlanabilecekken bunu üç yıla çıkarıyorsunuz. Tek tek saymayacağım bu suçlardan altı yıl ceza alan bir kişiyi bir gün tutmadan kapının önüne bırakıyorsunuz. Size imzalatılan, oylatılan yasa budur ve size sadece "terör, terör, terör" diyerek, "Terör örgütü üyelerini affetmiyoruz." diyerek istedikleri her şeyi yaptırıyorlar. Ben böyle inanıyorum. Yok, "Biz yapıyoruz." diyorsanız atropin şansını bile kaybettiniz diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)