| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 12.04.2020 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuştuğumuz yasayla ilgili, geneli hakkında değerlendirmede bulunurken bir hususun özellikle altını çizmiştim; burada ortaklaşabilmenin. Biliyorsunuz, devlet kavramı dünya tarihinde ortaya çıktığından beri 2 tane temel, önemli argüman vardır: Birincisi nedir? Kamu düzenini sağlayan askerî, silahlı bir kuvvetin bulunması. İkincisi, temel olarak nedir dediğimizde, burada da kamu düzeni bozulduğunda, insanlar arası ilişkilerde karar verecek bir yargı organı bulunması, adli ve hukuki. Bu öyle bir dengedir ki aynı zamanda, bir toplumsal sözleşmeye dayanır. Seçtikleri temsilciler vasıtasıyla çıkartılan yasalara göre o ülkedeki vatandaşlar yargılanır, ceza alır.
Şimdi, değerli arkadaşlar, toplumsal sözleşmenin ihlal edildiği genel ya da özel af gibi düzenlemelerde, muhakkak ortaklaşmak lazım. Bizim gerek Türk Ceza Kanunu'muzda gerek Anayasa'mızda nitelikli çoğunluğun aranmasının sebebi, felsefesi de buna dayanır. Şimdi, siz bunu tanımıyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Biz, 2 parti bir araya geldik, bir teklif getirdik, sizinle de görüştük." Diğer 3 parti temsilcileriyle de görüşme gerçekleşti, hepimize geldiniz, gittiniz; anlattık. Ama toplamda, bizlerin söylediği, ileri sürdüğü hiçbir tezi kabul etmediniz. "Benim dediğim olur, benim çizdiğim çerçeve olur." dediğiniz zaman, bu anlaşma olmuyor, bu dayatma oluyor. Anlaşma istiyorsanız, herkesin kendi düşüncesinden belli oranda fedakârlık yapması lazım. Biz, bunu görmedik. Bu sorumlulukla, burada çıkan sonuçla her ne olursa olsun, siz yüzleşeceksiniz, bu sonucu halka anlatmakta zorluk çekeceksiniz, bundan sonra Türkiye'deki adaletsizliğin daha fazla derinleşmesine sebebiyet vereceksiniz.
Değerli milletvekilleri, toplumu tek bir lider ve tek bir düşünce etrafında örgütlemeye çalışan devletler olmuştur, tarihte de vardır, bugün de vardır. Bu devletlerin ortak bir özelliği vardır; kendisi gibi düşünmeyen herkesi hain ilan eder, terörist ilan eder. Türkiye gibi terörden çok çekmiş bir ülke olarak çok dikkat etmemiz gereken bir durum var, o da şu değerli arkadaşlar: Etnik ve dinî temelli bölücü faaliyet yürüten, terörizm yapan bütün terör örgütlerinin hitap ettiği alan siyah ile beyaz gibi değildir, bir de gri bir alan vardır. Bir devletin mahareti o gri alanda bulunan, bulunabilecek insanları daha fazla tehlikeli hâle getirmeden sistemin içinde kazandırabilmektir. Bunun yolu da siyaset kanallarını, konuşma kanallarını, basın özgürlüğünü açık tutmaktan geçer. Bizim itirazımız şuna değerli arkadaşlar: Şu an içeride bulunan siyasetçilerin önemli bir kısmı yazdıkları için, söyledikleri için... Takibata uğrayan, hakkında işlem yapılan vatandaşlarımız açısından da bu insanlar "Yaşasın Reis!" "Yaşasın Cumhur İttifakı!" deseydi bugün çok makbul insanlardı, bugün bunların hiçbiri olmazdı ve hepsi de bırakın vatan haini olmayı -tırnak içinde- ülkenin bekasını savunan makbul vatandaş olurdu. Bizim itirazımız bu adaletsizliğe, bu ayrımcılığa. Bu teklif böyle devam ettiği sürece -46'ncı maddeye geldik- biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak hakkaniyetten, eşitlikten, infaz adaletinden uzak böyle bir düzenlemenin içinde bulunmayacağımızı buradan bir kez daha ilan ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bakın, madde özeline gelince, çarpıklığı Komisyonda ifade ettim, burada bir kez daha söyleyeceğim: Burada -ciddi bir indirim- özel bir af kapsamında çıkacak gaspçısı, çetecisi, rüşvetçisi, irtikâpçısı olacak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın, Sayın Emre.
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
...ve aynı zamanda, bununla çelişkili, Türkiye'de yürüyen 860 bin ceza dosyasını göz önünde bulundurarak, basit suçlardan da bir yılın altında işlenen suçlardan da insanları cezaevine göndereceğiz. Bu suçlar nedir? Bir göz atalım: Basit müessir fiil, taksirle yaralama, yardım yükünü yerine getirmeme, haksız arama, dilekçe hakkının engellenmesi, kişinin huzur ve sükûnunu bozma, hakaret, işaret ve engel koymama, gürültüye neden olma. Gerçekten Allah akıl fikir versin, ne diyeyim ben? (CHP sıralarından alkışlar)
Yani, her şey bitti de bu mu kaldı? Diğerlerini çıkardınız, bunlardan ötürü "Ya, bir de bir cezaevini görsünler." mantığıyla insanları cezaevine mi göndereceksiniz? Bu çarpık ve yanlış düzenlemeyle baş başa kalın, biz bu işin içinde olmayacağız değerli arkadaşlar.
Sağ olun Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)