GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:12.04.2020

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde bizler bu ülkede yaşanan adaletsizliği, vicdansızlığı; bu iktidarın sadece cezaevindeki tutsaklara değil dışarıyı da cezaevine çeviren yönetim anlayışını; pandemi sürecini yönetememesini; ülkedeki sosyal, siyasal, ekonomik hiçbir alanda yönetememesini konuşmaya devam ediyoruz.

Coronavirüs gerçeğini sanıyorum ki sokakta yürüyen sade vatandaş, şu sıralarda oturanlardan bin kat daha iyi anlamış bu tehlikeyi. Coronavirüs tehlikesi sıradan bir tehlike değil, böylesi tehlikeler yüzyılda bir yaşanır, oysaki alınan önlemlere baktığımızda sadece şu an görüştüğümüz yasada, cezaevleriyle ilgili sergilenen sorumsuzluk bize bir kez daha gösteriyor ki coronavirüsün bu ülkeye ödeteceği, dünyaya ödeteceği bedelleri hâlâ bu iktidar anlamamış. Şimdi Görüştüğümüz Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, doğrudur, eyvallah, görüşelim. Cezaevlerindeki doluluk oranını hesap ettiniz mi? Diyelim ki 80 bin, 90 bin insan dışarı çıktı, geri kalan 200 binin üzerindeki insan ne olacak? Bunları hesap ettiniz mi? Etmiyorsunuz.

Kamuoyuna bunu coronavirüs dolayısıyla çıkardığınızı ifade ettiniz ama biz bir kez daha ifade ediyoruz ki bu bir özel aftır. Sürü bağışıklığı yöntemini cezaevlerinde uyguluyorsunuz. Bu hafta sonu istifa edip tekrar görevine dönen İçişleri Bakanı Soylu'nun, Cumhurbaşkanı koordinasyonuyla -muhtemelen Hükûmetin haberi yok, Sağlık Bakanının haberi yok, Bilim Kurulunun haberi yok- ilan ettiği iki günlük sokağa çıkma yasağında sürü bağışıklığı gelişsin diye belki yöntemler izliyorsunuz ama bunun deneyini, bunun laboratuvarını şimdi cezaevi olarak göreceksiniz. Bu yasayla cezaevlerine diyorsunuz ki: "Sürü bağışıklığı gelişsin." Bakın, cezaevlerine coronanın girmesi dışarıdaki bedelden katbekat daha fazla tabut çıkması anlamına gelecektir. Bakın, bu görüştüğümüz 50'nci maddede diyorsunuz ki: "Kadın, çocuk, 65, 70, 75 yaşındaki insanların ceza miktarlarına göre hapis cezalarını alternatif infaz biçimi olarak evde çekme sürelerini uzatmak..." Doğrudur, buna hiçbir itirazımız olmaz. İtirazımız tam olarak 50'nci maddede olduğu gibi ve elbette kanunun tamamında olduğu gibi yaptığınız ayrımcılığa ve eşitsizliğedir. Bakın, aynı koşullarda olan yani kadın, çocuk, 65, 70, 75 yaşındaki insanlar siyasetçiyse, gazeteciyse, kadın aktivistse, akademisyense, öğrenciyse, doğa ve insan hakları savunucusuysa, hasta mahpussa, bütün bunlar bu değerlendirme ve kapsam dışındadır. İşte bizlerin tam da eleştirdiği nokta budur.

Bakın, mesela Adana'da, gerçekten ülkeyi bütün dünyaya rezil eden bu iki günlük sokağa çıkma yasağında, bir fotoğraf sanatçısı Fadime Aygün, o iki saat zarfında dışarı çıkıyor -markete koşuşan insanlardan fotoğraf kareleri almak için- gözaltına alınıyor; yarın, öbür gün Fadime Aygün'e de terörist muamelesi yapılarak dava açılacak. İşte bu ülkedeki terör kavramı tanımının ödettiği bedel budur. Bizler hiç kimseden adalet dilenmiyoruz, kibriniz Meclis koltuğundaki sayınızla bütünleştiği için adaletin ve eşitliğin dağıtıcısı olarak kendinizi görüyorsunuz. Adalet ve eşitlik hiç kimsenin ne malıdır ne mülküdür. Bu, evrensel bir haktır ve bizler bu hakkı sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) - Aklını ve vicdanını yitirmiş; "Önce ben, geri kalan teferruattır." diyen bu iktidar anlayışı, corona günlerinde bile cezaevlerindeki uygulama için infaz yasasında bir mutabakat aramaktan imtina ediyor. Âdeta şu çoğunlukta olan koltuklarınızı muhalefetin üzerinde bir ezme aracı olarak kullanıyorsunuz. Az önce ifade etmiştim, sürem yetmediği için tamamlayamadım ama şunu söylemem gerekiyor: Felaketlerin bedeli ağırdır ama her daim değil. Elbette bitecektir bu coronavirüs günleri ve virüsten kurtuluşu sağlayan aşı bulunacak. Vatandaşına karşı corona gibi yaklaşan AKP virüsünün, iktidarın da aşısını bu ülkenin yoksulları, işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri, ezilenleri ve sömürülenleri, cezaevlerinde düşüncelerinden dolayı esir bulunanları, şimdi bu yasayla ölüme terk etmek istediğiniz insanlar hep beraber bulacak. (HDP sıralarından alkışlar)