| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 12.04.2020 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz 53'üncü madde, belki de bu paketin en kritik, en önemli maddelerinden biri. Çünkü, kamuoyuna iddia ettiğiniz birçok tezinizin aslında doğru olmadığını gösteren bir madde. Öncelikle, tabii, kanunun geneli anlamında daha önce söylediğimiz, sözcülerimizin söylediği bir hususu bir kere daha vurgulayacağım. Corona salgınıyla karşı karşıya olduğumuz ve cezaevlerinin boşaltılmasını, daha sağlıklı hâle getirilmesini tartıştığımız bir dönemde, yaklaşık 100 bin çeşitli suçlardan hüküm giymiş mahpusu çıkarırken henüz hükümlü dahi olmayan, yargılamaları devam eden 50 bin ile 90 bin arasında sayıları değişen -bir bölümü tutuklu, bir bölümü de hükümözlü tutuklu- tutuklunun hiçbir şekilde bu paketten yararlanmıyor olması kabul edilemez, belki de en büyük adaletsizliklerden biridir bu paketle ilgili. Mutlak suretle kapsam içine alınmasında -daha önce söylendi, ben bir kez daha söyleyeceğim- infazda adaleti, eşitliği sağlamak istiyorsak fayda vardır.
Değerli arkadaşlarım, hem Komisyon tutanaklarında hem de Mecliste bu maddeyle ilgili tartışmalarda şunlar söylendi: Açık cezaevlerindeki 75 bin hükümlü çıkacak, serbest kalacaklar ve onların yerine -biliyorsunuz son anda eklenen ve bizim de şu anda kaldırılmasını istediğimiz- geçici 9'uncu maddenin 6'ncı fıkrasıyla, onların yerine de her tür suçtan, aklınıza gelebilecek her tür suçtan, kadını ölüme iten, kadına şiddet, kadına dayak, ölüme iten maddeler dâhil aklınıza gelebilecek her türlü maddeden içeride yatmakta olan hükümlülerin açık cezaevine çıkışlarına imkân sağlanacak. Şu anda bütün kadın örgütleri bu nedenle ayaktalar. Tabii, bunun tek istisnası var her tür suçtan derken, tek istisnası var; o da düşünce suçluları, gazeteciler, siyasetçiler, akademisyenler, hukukçular bu maddeden yararlanamayacaklar.
Komisyondaki görüşmeler sırasında ve yine Genel Kurulda iktidar sözcüleri şunu söylediler, tekrar etmek isterim, gözden kaçmış olabilir "Açık cezaevlerindeki 75 bin kişi çıktığında, o cezaevlerinde tavuklar beslenecek, işte domatesler sulanacak gerekçesiyle 10 binlerce, aralarında on yılın da üzerinde hapis cezasına çarptırılmış olan hükümlünün açık cezaevine çıkmasına imkân sağlanacaktır." dediler ama bunların arasına -işte hep sayıyoruz- Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, OdaTV'deki arkadaşlarımız; Murat Ağırel Yeniçağ gazetesindeki arkadaşımız: Ferhat Çelik, Aydın Keser, Yeni Yaşam gazetesindeki arkadaşlarımız alınmayacak; Ahmet Altan 70 yaşını geçmiş olmasına rağmen alınmayacak, Osman Kavala iki buçuk yıldır tutuklu hâlâ, alınmayacak, Selahattin Demirtaş, İdris Baluken yine düşünceleri nedeniyle alınmayacak. İşte bu nedenle biz "Bu paket hiçbir şekilde vicdanlara sığmıyor, hiçbir şekilde hukukun terazisine sığmıyor." demeye devam ediyoruz, edeceğiz. Üstüne üstlük az önce Sayın Grup Başkan Vekilimiz de ifade etti: Biz iyileştirme, biz düzeltme, biz düşünce suçlusuna, biz siyasi tutuklulara iyileştirme beklerken daha biraz önce, yaklaşık birkaç saat önce 48'inci maddeye verilen bir önergeyle yine MİT Kanunu kapsamındaki suçlar kapsam dışına çıkarıldı ve böylece Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, az önce saydığım değerli meslektaşlarımız eğer bu maddeyle ilgili bir yargılama olması durumunda maalesef bu infaz indiriminden... İşte, kimler faydalanıyordu bir kere daha tekrar edeyim: Yağmacılar, çeteciler, hırsızlar, rüşvet verenler, irtikap suçu işleyenler, kadını ölüme itenler, dayak atanlar, uyuşturucu satıcıları, aklınıza gelebilen her türlü suçtan hüküm giymiş olanlar çıkarken maalesef düşünce suçluları çıkamayacak. Madenlerdeki işçi katilleri, gezi direnişçilerinin ölümüne neden olan yetkililer, kadın, çocuk katilleri hepsi bir şekilde izin sistemiyle, özel düzenlemelerle vesaire indirimlerden faydalanırken; biz aydınımızı, siyasetçimizi, gazetecimizi içeride ölümle, virüsle baş başa bırakmaya devam edeceğiz. İşte bu nedenle biz "Bunu vicdanlar kabul etmiyor." diyoruz.
Kadına şiddet artıyor, söylendi, ben de bir kez daha ifade etmek isterim. Özellikle salgın döneminde, evlere kapanılan şu dönemde geçmiş aylara göre kadın cinayetlerinde olağanüstü artış var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Kadınlara yönelik şiddette artış var ama biz buna rağmen özellikle bu maddeyle ve bu maddeye eklenen, son dakikada eklenen önergeyle kadına şiddet suçlularına çıkış yolunu, kadın katillerine, kadınları yaralayanlara çıkış yolunu açmış oluyoruz. Her ne kadar aksi oluyor deseniz de maalesef bu yaşanıyor ve kadın örgütleri, kadınlar; yüzbinlerce, milyonlarca kadın şu anda feryat içinde.
Değerli arkadaşlarım, bir yandan biz bu paketle düşünce özgürlüğü cezaevinde kalıyor derken maalesef hicap duyuyorum ama Meclise gelen ya da gelmesi planlanan her torbada, her kanunda yine düşünce hapsediliyor. İşte, cuma günü Millî Eğitim Komisyonuna YÖK'le ilgili teklif geldi, akademisyenlerin sadece düşünceleri nedeniyle üniversiteden ihracı var içinde. İşte önümüzdeki günlerde ekonomik paket gelecek ama ekonomik paketle ilgisi olmayan bir şekilde WhatsApp'ın, Facebook'un, Twitter'ın kapatılması, erişime engellenmesi var. Yani yine düşünen, düşündüğünü ifade eden vatandaşlara baskı var, sansür var, yasak var. Çıkış yolu bu değildir; çıkış yolu hukuk devletidir, çıkış yolu demokrasidir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.