| Konu: | Coronavirüs salgını sebebiyle insanların en az iki hafta evde tutulması gerektiğini ifade ettiklerine, iki günlük sokağa çıkma yasağının Türkiye'nin yönetilemediğini gözler önüne serdiğine, Bilim Kurulu üyesinin "Bugünkü karar sonrası sokağa taşan insanların etkilerini maalesef birkaç hafta sonra acı şekilde yaşayacağız. Gelen görüntüler çok vahim. Gerçekten çok üzgünüm." açıklamasında bulunduğuna, maskelerin dağıtımının düzgün şekilde yapılamamasının bile krizin yönetilemediğini gösterdiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 13.04.2020 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, çok zor bir hafta sonu geçirdi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz insanlarımızın evde tutulması, üstelik de bunun en az iki hafta, üç hafta kadar sürmesi gerektiğiyle ilgili çeşitli defalar da beyanlarda bulunduk. Ancak iki günlük evde kalma süreci yani sokağa çıkma yasağı öyle bir hâl aldı ki Türkiye'nin ne kadar yönetilemediğini bir kez daha gözler önüne serdi. İçişleri Bakanlığı "9 Nisanda sokağa çıkma yasağı genelgesi yazıldı." dedi, İçişleri Bakanlığı tekrar düzeltme yaptı, "Tarihini sehven yanlış yazdık." diyerek 10 Nisanda, 9 Nisanda söylediğini çürüttü. Soylu, 10 Nisanda ulusal kanallarda "Cumhurbaşkanı emri verdi, biz kararı uyguladık." dedi. 11 Nisanda da Muharrem Sarıkaya'ya konuştu, şöyle dedi: "Tecrübe önümüzde. Erken saatte açıklasaydık bazı ülkelerde gördüğümüz, izlediğimiz gibi marketlere akın olsaydı daha mı iyi olacaktı?" Bu, hangi marketlerde, hangi ülkelerde oldu? Sayın Soylu'nun bunu açıklaması gerekiyor. "Böyle bir ortam çok daha mı iyi olurdu yoksa daha mı kötü olurdu?" diye sormuş. Bence bundan daha kötüsü olmazdı. Daha sonra demiş ki Muharrem Sarıkaya'ya: "Bunu tespit edebiliyoruz, 250 bin kadar insan hareketi görüldü, o da kısa sürdü." Biz 2 insanın yan yana gelmemesi için mücadele verirken, 65 yaş üstü ve 20 yaş altı insanlarımızın sokağa çıkmasını engellemeye çalışırken ve onları evde tutmaya çalışırken 250 bin kişinin yan yana gelmesini makul bir şeymiş gibi söylemesini büyük bir şaşkınlıkla karşıladım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Daha sonra Bilim Kurulu üyesi şöyle bir açıklama yaptı: "Bugünkü karar sonrası sokağa taşan insanların etkilerini maalesef birkaç hafta sonra acı şekilde yaşayacağız. Gelen görüntüler çok vahim. Gerçekten çok üzgünüm." dedi.
Dünyanın neresinde olursa olsun, bu emri veren de bu emri uygulayan da bunun siyasi sorumluluğunu almalı ve gereğini yapmalıdır. Oynanan siyasi tiyatronun ne olduğunun üzerinde fazla durmayacağız ama Türkiye'de krizin yönetilemediği aşikârdır. Türkiye'de bir maskenin dahi düzgün bir şekilde dağıtılamadığının örnekleri gözümüzün önünde. İlk önce Bakan açıklama yapıyor "Devlet maske satacak." diyor, daha sonra bu maskeleri belediyelerimizin -özellikle Cumhuriyet Halk Partili belediyeler- hem üretip hem de dağıttığını görünce bu sefer, Bakan tekrar açıklama yapıyor "Bedava dağıtacağız." diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - "PTT dağıtacak." dediler "Bekçi dağıtacak." dediler "Eczane dağıtacak." dediler ancak hâlâ sağlıklı dağıtım gerçekleşmiyor ama biz bu arada şov yapmaya devam ediyoruz. İngiltere'ye maske gönderiyoruz, tulum gönderiyoruz üstelik de sağlık çalışanlarımız "Hâlâ bizim ihtiyacımız var." derken.
Tüm bunlar düşünüldüğünde görüyoruz ki bu kriz yönetilmiyor, ülke yine savruluyor. Bu ülkede bunun sorumlusu olan kişilerse birbirleriyle ilgili siyasi şov yapma peşinde. Ya insanlarımızın canlarıyla ve ülkemizin geleceğiyle ilgili gerekli tedbirleri alacağız ya da bu siyasi komediyi oynayanlar, bir an önce, bu ülkede bu görevlerini bırakacaklar. Gerçekten sorumlu olanlar, gerçekten ülkeyi düşünenler görevinin başına geçecek.
Teşekkür ederim.