GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:41
Tarih:15.12.2012

MHP GRUBU ADINA EMİN ÇINAR (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ve Atom Enerjisi Kurumunun 2013 yılı bütçeleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Günümüz dünyasında bilim ve teknoloji ilerledikçe ülkelerin enerji ihtiyaçları da hızlı bir şekilde artmaktadır. Bundan dolayıdır ki enerji ihtiyacı artan ve kendi ayakları üzerinde durmak isteyen her ülke, enerji ihtiyacını karşılamak için alternatif enerji kaynaklarına yönelmektedir.

Dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri, enerji ihtiyaçlarının büyük kısmını kendileri karşılamaktadır. Gelişmek ve büyümek isteyen ülkeler, enerji ihtiyaçlarını kendi kendine karşılamak için gerekli yatırımları yıllar önce başlatmış ve bugün de bu yatırımlara hızla devam etmektedir. Arjantin, Brezilya, Hindistan ve Güney Kore gibi, gelişmekte olan ülkeler, enerji ihtiyaçları için nükleer çalışmalarını yapmış, bu konuda da bir hayli yol kat-etmişlerdir. Bu ülkeler nükleer enerjiyi sadece elektrikte değil, tıp ve tarım alanlarında da kullanmaktadırlar. Ancak ne yazık ki ülkemizde bu konuda hâlâ bu ülkeleri takip edebilecek bir seviyeye dahi ulaşılamamıştır. Bugün, 59 adet nükleer santrali bulunan Fransa, enerji ihtiyacının yüzde 80'ine yakınını nükleer enerjiden sağlamakta, hatta, dünyadaki diğer ülkelere de ihraç etmektedir. Bizde ise bu durum içler acısıdır.

Ülkemizi son on yıldır tek başına yöneten AKP iktidarı, enerjide sınıfta  kalmıştır. 2002 yılına göre enerji ithalatımız, yüzde 580 oranında artmıştır. 2002 yılında enerjiye ödenen para 9 milyar 204 milyon dolar iken, 2011 yılında enerjiye ödediğimiz para 54 milyar 118 milyon dolardır. 2012 yılının ilk 3 çeyreğindeki enerji ithalat miktarı ise 39 milyar dolardır. 2012 sonunda ise 60 milyar doları aşması beklenmektedir.

Bunun yanında ithalatın ağırlıklı olarak Rusya ve İran'dan yapılması, ileride ciddi sorunları da beraberinde getirecektir. Unutmayalım ki dün Suriye'yle kardeş iken, bugün düşman konumuna gelmiş durumundayız.Yarın Rusya ve İran'la ne olacağımız ise belli değildir.

Enerjide bu kadar dışa bağımlılık, bir ülkenin geleceğine dinamit koymaktan başka bir şey değildir. Sadece enerji değil, her alanda kendi ayaklarımız üzerinde durabilmeliyiz. Maden arama çalışmalarını hızlandırmalı, rezervleri artırmalıyız. Herhangi bir krizde vatandaşımızı mağdur etmemeliyiz. En kötü güne şimdiden hazırlıklı olmalıyız. Unutmayalım ki komşumuz Yunanistan, yaşadığı ekonomik krizde gerekli tedbirleri alamadığı için, ciddi manada, vatandaşını kış gününde ısınma problemiyle yüz yüze bırakmıştır. İnsanlarının ısınmasını sağlayacak doğal gaz stoklarını oluşturamamıştır. Ekonomisi bozuk olduğu için, üretime yönelik de herhangi bir çalışma yapamamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakan, bütçe görüşmelerinin ilk gününde, Türkiye'de, devri iktidarları döneminde bilim ve teknoloji alanında bir hayli yol katedildiğini ifade etmiştir. Ülkemizde kullanılan bilgisayarların, cep telefonlarının, İnternet'in ve birçok teknolojik ürünün arttığını ve bunu da bir refah olarak sunmuştur.

Şimdi soruyorum: Bu kullanılan teknolojik aletlerin kullanılmasıyla alakalı en önemli şey nedir? Tabii ki elektriktir. Peki, elektrikte kendi öz kaynaklarını üreten bir ülke miyiz, yoksa dışa bağımlı bir ülke miyiz? Yarın enerji konusunda, ciddi manada bir darboğaz bizleri beklemektedir. Buna karşı şimdiye kadar ciddi önlemlerin alınması gerekmekteydi ama görüyoruz ki Hükûmet, bu konuda gerekeni yapmamıştır.

2013 yılı bütçesinde Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna ayrılan pay, sadece ve sadece 0,03'tür. Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü de bundan farklı değildir, ona da ayrılan pay yüzde 0,1'dir. Bu kadar küçük bütçelerle nasıl bilimsel araştırmalar yapacağız, nasıl nükleer santralleri kuracağız ya da maden arayıp bulacağız?

Değerli milletvekilleri, Hükûmet, bir an önce enerji çalışmalarına daha da hız vermelidir. 2012 yılında faaliyete geçeceği iddia edilen nükleer santralden henüz bir haber yoktur. Ortada olan, yalnızca vaat ve popülist politikalardır. Hükûmet tarafından acil olarak bu konuda yapılması gerekenler şunlardır: Enerjide dışa bağımlılık azaltılmalı, güvenli enerji kaynakları oluşturulmalı, yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması sağlanmalı ve nükleer başta olmak üzere yeni enerji teknolojileri üretecek seviyeye bir an önce ulaşılmalıdır. Ülkemizin enerji ihtiyacının kaynak çeşitliliği sağlanarak, kesintisiz ve yeterli bir şekilde, düşük maliyette, güvenli, çevreye duyarlı bir arz sistemi içinde karşılanması sağlanmalıdır. Bu çerçevede kamu enerji yatırımları artırılmalı, yerli ve yabancı sermayenin bu alandaki yatırımları teşvik edilmelidir.

Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak ve aynı zamanda mevcut tarım potansiyelini verimli kullanmak için biyoyakıt üretimine önem verilmeli, bu çerçevede enerji tarımına yapılacak olan yatırımlar desteklenmelidir.

Enerji ihtiyacının karşılanması için yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından ve alternatif enerji kaynaklarından yararlanılmalı ve bu alandaki araştırma ve geliştirme çalışmaları teşvik edilmelidir. Bir an önce nükleer enerjiye geçilmelidir.

Temiz enerji kaynaklarından biri olan su potansiyeli en üst düzeyde kullanılmalı, hidroelektrik üretimi artırılmalıdır. Petrol arama ve çıkartma faaliyetlerinde yeni teknolojilerin geliştirilmesine önem verilmelidir.

Enerji üreten ve tüketen ülkeler arasında sadece enerjinin transferine, geçişine imkân sağlayan bir ülke konumunda olmanın ötesinde, Türkiye'nin katma değerli enerji ürünleri üretebilecek altyapıya sahip, piyasanın önemli aktörlerinden birisi olması sağlanmalıdır.

Madencilik alanında yapılması gerekenlerse şunlardır:

Bilinen maden rezervlerine ilave olarak yeni rezervler bulunmalıdır.

Sanayi ve enerji sektöründe ham madde talepleri ucuz ve güvenli bir şekilde sağlanmalıdır.

İşlenmiş maden ihracatımız artırılmalıdır.

İthal zorunluluğu olan madenlere -arz güvenliği sağlanmak amacıyla- özel sektörün, Türk cumhuriyetleri başta olmak üzere yurt dışında yatırım yapmaları desteklenmelidir.

Ülke ekonomisinin ihtiyacı olan maden ve endüstri ham maddesinin temininde devamlılık ve arz güvenliği sağlanmalıdır.

Altın, toryum, bor ve benzeri kıymetli madenlerin işlenmeden cevher olarak satılmasından vazgeçilmeli, yüksek ileri teknoloji kullanılarak katma değeri yüksek yeni ürünlere dönüştürülmeli ve bu şekilde değerlendirilmelidir. Bununla alakalı AR-GE faaliyetlerine daha fazla kaynak aktarılmalıdır.

Yer altı kaynakları arama faaliyetlerine tahsis edilen kaynak artırılarak özel sektörün, arama faaliyetlerine gitmesini sağlayıcı tedbirler alınmalıdır.

Arama ve işletme faaliyetlerinde teknoloji transferine önem verilmelidir.

Sektörde yürütülecek olan ekonomik faaliyetleri planlayacak, yönlendirecek, destekleyecek, bilgi ve veriyi üretecek bir yapılandırmaya gidilerek üretim maliyetlerinin düşük tutulabilmesi için madencilik tekniklerinden ve mali denetimlerden uzak bir şekilde gösterilen faaliyetteki kayıt dışılık önlenmelidir.

Madenciliğe yönelik, arama, ruhsatlandırma, üretim, yatırım ve teşvik gibi konularda etkin bir koordinasyon ve denetim sağlanmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizden sonra kürsüye gelecek Sayın Bakan ve diğer konuşmacılar, muhtemelen bu sözlerden sonra diyeceklerdir ki: "Biz bunların hepsini yapıyoruz." İlk günden beri söylediğiniz gibi "Ülke şöyle kalkındı, ileriye gittik, bizden önce şöyleydi, şimdi bu hâle getirdik." diyerek bu söylemleri sürdüreceksiniz. Ama ne söylerseniz söyleyin, özellikle son yıllarda vatandaşın kullandığı elektrik fiyatının yüzde 100'den fazla arttığının, yine kullandığı doğal gazın fiyatının yüzde 180'den fazla arttığının, enerji ithalatında Türkiye rekorları kırdığınızın hiç kimseden kaçıracak ve saklayacak bir yönü kalmamıştır.

Saygıdeğer milletvekilleri, üzerinde konuştuğum Maden Tetkik Arama ve Atom Enerjisine ayrılan bu bütçelerle herhangi bir faaliyetin ve enerjide ciddi manada, ülkemizi rahatlatacak bir politikanın gerçekleşmesi mümkün değildir.

Ben, bu duygu ve düşüncelerle 2013 yılı bütçesinin tekrar, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çınar.