GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:13.04.2020

SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Tabii, uzun süredir toplumda bir beklenti vardı, beklenti şuydu arkadaşlar bu teklifle ilgili, bizim de beklentimiz şuydu: Adalet sistemini düzeltmek, yargı reformu yapmak, haksız tutuklamaları ortadan kaldırmak, hukuksuz yargı kararlarını ortadan kaldırmaktı. Ama tabii, amaç gerçekten coronavirüs nedeniyle cezaevlerini boşaltmak ise maalesef biz bunu göremiyoruz. Neden göremiyoruz? Çünkü gerçekten bu düzenleme toplumda infial yaratan birçok suçluya yarıyorken "tweet" atarak düşüncesini dile getiren insanlar maalesef yine içeride kalacak.

Şimdi, az önce Sayın Akbaşoğlu "İnsan bizim için önemli." dedi, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." dedi. Ben buradan Sayın Akbaşoğlu'na şunu soruyorum: Peki, tutuklu insanlar, gazeteciler, düşünce suçlarından dolayı orada kalanlar coronavirüse yakalanmayacaklar mı, onlar insan değil mi?

Şimdi, teklifin gerekçesinin giriş bölümü "Çağdaş ceza infaz sisteminin temel amacı; hükümlülerin sosyalleşmesini teşvik etmek, yeniden suç işlemelerini engelleyici etkenleri güçlendirmek, üretken, kanunlara ve toplumsal kurallara saygılı ve sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumlarını kolaylaştırmak..." diye devam ediyor. Peki, şu soruyu sormak istiyorum özellikle bunu hazırlayan arkadaşlara: Şimdi, mahkûmların okuyacağı gazeteleri... Basın İlan Kurumunun ilan kriterlerine göre mi sosyalleşme olacak? Yani bir hükümlü Sabah gazetesini okursa ya da A Haber'i izlerse sosyalleşmeyi tamamlamış mı olacak? Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar!

Bakın, yine, başka bir konu: Şimdi, özel yetkili mahkemeler kaldırıldı, sulh ceza hâkimlikleri kuruldu. Cezaların infazıyla ilgili infaz hâkimlikleri oluşturuldu, infaz hâkimliklerinin denetiminde komisyonlar oluşturuldu. Peki, bu komisyonlarda baro başkanları neden yok? Ayrıca, Cumhurbaşkanına hakaretten orada bulunan mahkûmlar, bu komisyonlar tarafından objektif değerlendirilecek mi? Bu da başka bir soru.

Değerli arkadaşlar, şimdi, hangi düzenlemeyi yaparsanız yapın, eğer, gerçekten, yönetimde adalet olmazsa, demokrasi olmazsa hukuk düzeni işlemez. Ben bu kürsüde daha önce "Ben Kralım." diyen Prusya Kralı Friedrich'in hikâyesini, Potsdamlı değirmencinin hikâyesini anlaşmıştım. Yine, Hazreti Ali'nin "Devletin dinî adalettir." sözünü, Ömer'in adaletini burada defalarca dile getirdik. Yine, Aristo şöyle diyor: "Adalet, önce devletten gelmelidir çünkü hukuk devletin toplumsal düzenidir." Yani Arkadaşlar, devleti yönetenler adil olmalıdır, devleti yönetenler vatandaşıyla çatışmamalıdır, devleti yönetenler ana muhalefet liderleriyle çatışmamalıdır; memurlara, gazetecilere bir şeyler dememelidir ve eleştiriye açık olmalıdır.

Basında yer aldı, Sayın Cumhurbaşkanı 30 bin vatandaşla davalı. Değerli arkadaşlar, yine, soruşturma açılan vatandaş sayısı 70 binin üzerinde. Şimdi, eğer devleti yönetenler adaleti tesis etmeyecekse, devleti yönetenler merhametli olmayacaksa, devleti yönetenler kapsayıcı olmayacaksa adalet de olmaz, eşitlik de olmaz, hukuk da işlemez. Dolayısıyla, buradan şunu ifade etmek istiyorum, şimdi bir kez daha söylüyorum -"İnsan, insan." dendi- düşünce suçluları, tutuklular, "tweet" atanlar coronavirüse yakalanmıyor mu? Eğer coronavirüse yakalanmıyorsa o zaman biz de hepimiz oraya girelim, onların yanında olalım, biz de yakalanmayalım. Öyle bir şey var mı arkadaşlar?

Bakın, yine, size Amerika'dan bir örnek vereceğim. Bilim adamı, Profesör Doktor Mehmet Çilingiroğlu, Amerika'da canlı yayında Trump'a maskeyle ilgili ağır eleştirilerde bulundu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin Sayın Topal.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

...ama hâlâ orada ve görevinin başında. Açık bir şekilde eleştiriyor ve hiçbir şey olmuyor. Yani burada olsaydı acaba neler olurdu, onu takdirinize bırakıyorum.

Değerli arkadaşlar, konuşacak çok şey ama son olarak şunu ifade etmek istiyorum. Özellikle bana yurt dışından çok telefon geliyor. Suudi Arabistan'da, Libya'da -orada savaş var arkadaşlar- Kıbrıs'da, Umman'da, Katar'da, Dubai'de, Kuveyt'te ve Afrika'nın diğer ülkelerinde, yurt dışındaki birçok ülkede, özellikle Arabistan'da gerçekten... Dün de sosyal medyaya düştü, bir vatandaşımız dışarıda açlıktan ölüyor yani bu yüzden, yetkililere bir kez daha buradan sesleniyorum: Yurt dışındaki vatandaşlarımızı lütfen bir an önce getirelim, vatandaşlarımız çok mağdur. Bu konuda çözüm bekliyoruz.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.