| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 13.04.2020 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
207 sıra sayılı Teklifi görüşüyoruz. Peki, biz bir bütün olarak bu kanunu nasıl görüşüyoruz? Adalet ve Kalkınma Partisinin bütün torbaları gibi, bütün torba kanunları gibi temel kanun olarak görüşüyoruz. Temel kanun olarak görüştüğümüzde ne oluyor? Siyasi partiler, kanunun geneli ve bölümleri dışında, maddeler üzerine görüşlerini açıklayamıyorlar. Adalet ve Kalkınma Partisi siyasi partilerin kanunların maddeleri üzerine görüşlerini açıklamalarını bu biçimde, fiilen engellediği için, siyasi partiler ne yapıyorlar? Usulen, evet usulen birer önerge veriyor ve böylece, milletvekillerinin kanunla ilgili görüşlerini öğrenebiliyoruz. Yani sizin torba kanun, temel kanun hilenizle baş edebilmemizin yolu bu. Düşünce ifade edilebilmek için kendine bu biçimde bir kapı açıyor. Peki, siz buna karşı ne diyorsunuz? "Cambaza bak, cambaza!" diyenler gibi, temel kanun hilenizi unutturmak için, bu önergeleri sosyal medyada gösteriyorsunuz ve diyorsunuz ki: "Muhalefetin bu kanuna ilişkin önergeleri bu." Allah akıl fikir versin. Ne diyeyim size bilmiyorum yani.
Şimdi görüşmekte olduğumuz 60'ıncı madde ne getiriyor? 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu'nun "Elektronik cihazların kullanılması suretiyle takip" başlıklı 15/A maddesi var. Buna göre, tutuklular, şüpheliler, sanıklar, hükümlüler elektronik cihazlarla takip edilebiliyor. Şimdi, siz yeni bir hüküm ekliyorsunuz; buna göre, eğer şüpheliler, sanıklar, hükümlüler kendilerine ait cihazlara kendi istekleriyle bir uygulama indirirlerse bu biçimde de takip edilebilecek. Komisyonda sorduk, dedik ki: "Böyle bir teknoloji var mı elinizde, uyguladınız mı?" "Bizde yok, biz uygulamadık ama dünyada örnekleri var." dediler. Biz uyarımızı yaptık; dolayısıyla, umarız bir sorun çıkmaz.
Özel olarak bu maddeye, 60'ıncı maddeye bir itirazımız yok. Bizim esas itirazımız getirdiğiniz infaz rejimine çünkü bu, büyük bir adaletsizlik yaratıyor. Tartıştığımız şey, suç işlediği iddia edilen kişinin aldığı cezanın az mı, çok mu olduğu değil. Aslında biz burada suçluları da tartışmıyoruz. Tartıştığımız şey, infaz rejimiyle getirdiğiniz adaletsizlik ve eşitsizlik. Bugün görüştüğümüz teklif, çok açık söyleyeyim, doğrudan suç işlemeye teşvik anlamına geliyor. Nasıl mı? Ben size bir iki örnekle anlatacağım. Şimdi, bakın, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl bir yöntemle çözülmesini isteyen Kürtler vardır. Hem kişisel hem de kolektif hakları tanınmalıdır. Ülkeyi yönetenler Kürtleri de coğrafyalarını da tarihlerini de yok sayıyor. Yüzlerce, binlerce, on binlerce kişi sadece bu ve benzeri düşünceleri savunduğu için, yalnızca konuştuğu ve fikirlerini açıkladığı için örgüt üyesi suçlamasıyla cezaevinde. Bu düşünceleri nedeniyle yargılananların alacağı ceza en az beş yıl, beş yıl ile on yıl arasında hapis cezası; TMK kapsamında olduğu için yüzde 50 artırılacak, yedi buçuk yıl. Mahkeme iyi hâlden 1/6 oranında indirim yapacak, altı yıl üç ay hapis cezası. Cezaevinde en az kalacağı süre, dört yıl sekiz ay. Koşullu salıvermeden de yararlandırmayacaksınız, denetimli serbestlik de olmayacak, bir kişi sadece konuştuğu için dört yıl sekiz ay hapiste kalacak.
Şimdi, başka örnekler verelim, hırsızlık suçunun nitelikli hâlini düşünelim: TCK madde 142. Biri, kendisini bedenen koruyamayacak yaşlı Ahmet amcanın emekli maaşını çalıyor, alt sınırdan beş yıl hapis cezası alacak; 1/3 oranında artırılacak ve cezası altı yıl sekiz ay olacak. İyi hâl indirimiyle cezasını 1/6 oranında indireceksiniz, alacağı ceza en az beş yıl sekiz ay olacak. Şimdi, getirdiğiniz infaz rejimiyle koşullu salıvermeyi bir yıldan üç yıla çıkaracaksınız. Cezaevinde kalması gereken süre iki ay on gün, tek bir gün cezaevinde kalmadan dışarı çıkacak ve size şunu söyleyebilir: "Ben sizden iki ay alacaklıyım." Üstelik yaşlı Ahmet amcanın hiçbir mağduriyetini gidermeden.
Yağma suçundan bir örnek vereyim, nitelikli hâlini gasbın, yağmanın nitelikli hâli, TCK 149/(1): Şimdi, yağma suçunun bir suç örgütüne, bir çeteye, bir mafya örgütüne çıkar sağlamak için silahla işlendiğini varsayalım. Yine, yaşlı Ahmet amcanın emekli maaşının bu şekilde gasbedildiğini varsayalım. Cezası ne kadar? On yıldan on beş yıla kadar hapis. Mahkeme alt sınırdan on yıl hapis cezası verdi, iyi hâlden 1/6 oranında indirim yapıldı; verilecek hapis cezası en az sekiz yıl dört ay olacak, en az sekiz yıl dört ay.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Şimdi, siz, yeni getirdiğiniz infaz sistemiyle bunun cezasını 1/2'ye düşürüyorsunuz. Ne olacak? Dört yıl iki ay hapis cezası. Koşullu salıvermeden yararlanması için, bir yıldan üç yıla çıkardığınız için, bir yıl iki ay hapis cezasında kalıp çıkacak. Denetimli serbestlikten de yararlandırırsanız, bu gaspçı, suç örgütü için hırsızlık yapan, gasbeden bu kişi iki ay sonra kapının önünde kendini bulacak. Siz suçla böyle mi mücadele ediyorsunuz? Cezaevindeki 58 bin kişi sizin Hükûmetiniz döneminde 280 bine çıktı. Anlaşılan o ki siz, bunu, cezaevlerini gerçekten bacasız bir fabrika olarak görüyorsunuz. Sizin bir suç siyasetiniz yok, sizin suçla ilginiz yok. Bu düzenleme başka biçimde açıklanamaz. Siz çek ve senet mafyasını da uyuşturucu baronlarını da akla gelebilecek ve yeryüzünde herkesin suçlu olarak gördüğü kişileri sokağa bırakmaya hazır ve heveslisiniz; yeter ki muhalifler içeride kalsın. Çok şey kaybetmiştiniz, vicdanınıza karşı da bir sorumluluk hissetmediğinizi düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - On saniye verirseniz sevinirim Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Sözlerimi tamamlarken 20'nci yüzyılda İran'ın yetiştirdiği en önemli şairlerden olan Füruğ Ferruhzad'ın bir şiirinin dizesiyle sözlerime son vermek isterim. "Ben yüreğini yitirmiş bu zamanlardan korkuyorum." diyor.
Evet, biz, yüreğini yitirmiş bu zamanlardan korkuyoruz diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)