| Konu: | (2/2015) esas numaralı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/75) münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 14.04.2020 |
AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımız; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, tüm insanlığı tehdit altına alan virüs salgını nedeniyle hayatlarını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı, hasta olanlara da acil şifalar diliyorum.
Bugün burada, hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan ev kadınlarımızın emeklilik hakkı kazanabilmesi için vermiş olduğumuz 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'mizi görüşüyoruz. Biraz önce de bahsettiğim gibi, son dönemlerde tüm insanlık virüs belasıyla karşı karşıyadır. Tüm uzmanların, yönetenlerin de dediği gibi virüsten kurtulmanın birçok yolu var, bir yolu da "Evde kal." çağrısıdır. Ancak "Evde kal." demek yeterli değildir, bu çağrıyı "Evde tut."a dönüştürmek gerekiyor. Aile bireylerini evde tutmak kadınlarımızın özverileri, emekleri ve birleştirici özelliği sayesinde gerçekleşecektir. Zaten başta ev sorunlarıyla uğraşan kadınlarımızın bu dönemde iş yükü ve sorumluluğu her zamankinden çok daha fazla artmıştır. Ev işleri kadınlarımızın zorunlu göreviymiş gibi algılanmadan, emektar ve cefakâr kadınlarımızın hakkını teslim etmeliyiz. Bugün Gazi Meclis çatısı altında bunu sağlarsak emin olun ki ülkemizin yarınları için çok önemli bir adımı da atmış olacağız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde TÜİK verilerine göre 2019 yılının Mart ayı itibarıyla 11 milyonun üzerinde ev kadını bulunmaktadır. Ancak yaşamı var eden kadınlarımız için 5510 sayılı Kanun da dâhil olmak üzere onları sigortalılık statüsüne sokan hiçbir yasa ve düzenleme bulunmamaktadır. İsteğe bağlı bir sigorta biçimi var, bu da yapısı itibarıyla ihtiyaca cevap verememektedir.
Buna karşın, yurt dışında bulunan ve ülkemizde emeklilik statüsünden yararlanmak isteyen kadınlar için özel bir kanunla hak tanınıyor. Yurt dışında yaşayan yurttaşlarımıza tanınan bu hak, ne hikmetse ülkemizdeki kadınlara, ev kadınlarına verilmemektedir. Bu durum, Anayasa'mızın en temel eşitlik ilkesine aykırıdır. Anayasa'mızın 60'ıncı maddesi çok açıktır: "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar." diyor. Dolayısıyla devlet, insanlar arasındaki farkı artıracak -üstelik de adil ve eşit olmayan- tasarruflarda bulunamaz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadın olmak ayrıcalıktır, kadın olmak üretmektir, kadın olmak tüm eşitsizliğe ve olumsuzluğa direnmektir. Bu gerçeğin asla göz ardı edilmemesi lazım. Hayatımızın anlamı, evimizin direği, toplumsal yaşamımızın mihenk taşı kadınlarımız için ne yapsak azdır. Kurucu Lider'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi: "Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." Onca yokluk ve yoksulluğa inat bu ülkenin kurtuluşunda Nene Hatun'dan Kara Fatma'ya, Gördesli Makbule'den Adanalı Tayyar Rahmiye'ye hepsine çok şey borçluyuz. Tüm çaresizliklere karşın, bu ülkenin kalkınmasında, ailelerimizin ayakta kalmasında kadınlarımızın emeği yadsınamaz.
Unutmayalım ki toplumsal düzenimiz açısından en ağır görev ve sorumlulukları yerine getiren kadının güçlendirilmesi şarttır. Onların dezavantajlı durumlardan çıkarılması, emek, eşitlik gibi en temel insani normlar gözetilerek haklarının teslim edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, ev kadını olan yurttaşlarımızın emekli aylığı alabilmesi için sunduğumuz yasa teklifine destek verilmesini istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, bugün tarımla ilgili burada bir şey konuşmamayı düşünüyordum ancak ben bir tarımcıyım.
Değerli arkadaşlar, ziraat mühendisi bir tarımcı olarak, son iki üç günde, geçen hafta tarım ve hayvancılıkla ilgili... Corona virüsün yaygın olduğu, neredeyse hayatın durma noktasına geldiği şu dönemde, hafta sonu 10 bin baş Brezilya'dan besi hayvanı ithal edilerek İskenderun Limanı'na indirildi. Hiçbir karantinası alınmadan, bu yerli üreticiler düşünülmeden ve pazar günü, bir sokağa çıkma yasağı günü İskenderun Limanı'na getirilerek bu ithalat gerçekleşti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
AYHAN BARUT (Devamla) - Bu vahim olayı nasıl değerlendirecekler, bunu merak ediyorum.
Yine, tam da bugün yerli üreticilere başka bir darbe daha vuruldu, bunun sesi de Mersin Limanı'ndan geldi. Ülkemizde soğan hasadının başladığı şu günlerde, yakında da patates hasadının başlayacağı şu günlerde -bu haberim Mersin Limanı'ndan- tonlarca soğanın bugün Mersin Limanı'na indirildiği ve üstelik de ihracata muhtaç olan soğan ve patatese rağmen Mısır'dan tonlarca soğanın getirildiği, yarın da patatesin getirileceği tespit edilmiştir. Günahtır, yazıktır üreticilerimizin alın terine, emeğine. Hani yerliydik, millîydik, yesinler sizin millîliğinizi de yerliliğinizi de! (CHP sıralarından alkışlar) Yazıktır, günahtır, düşünelim bu üreticilerimizin emeklerini.
Hepinize saygılar sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)