GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:85
Tarih:14.04.2020

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ilginç bir psikoloji içerisindeyim tabii ki. On sekiz yıllık bir AKP iktidarında, yıllarca Beyazıt Meydanı'nda "YÖK kapatılsın." diye eylemler yapmış bir insan olarak, AKP'nin 18'inci yılında, YÖK'ün o günkü bulunduğu darbe ürünü gerçekliklerinden, kurumsallık hâlinden çok daha katı, çok daha anlayışsız, müsamahasız, darbe kurumlarından da öte yaptırımcı bir sistemin aracı hâline getirildiği günlere geldik. Keşke bugünleri hiç görmemiş olsaydık. "YÖK kapatılsın." diye mücadele ederken, Beyazıt Meydanı'nda eylem yaparken geldik, şimdi "Üniversiteler kapatılmasın." diye AKP'ye karşı konuşma yapmak zorunda kalıyoruz.

Nasıl bir ülke, nasıl bir Türkiye, nasıl bir ideal; nereden nereye? Evet, dönüş yapmamamız gereken, ısrar etmemiz gereken, istikamette olmamız gereken nokta vicdan, ahlak, adalet, insanlık olmalıydı. Yoksa, gücü ve iktidarı ele geçirdikten sonra "Artık, sadece bizden olanların konuşma hakkı vardır. Artık, sadece bizden olanların yaşama, çalışma, meslek edinme hakkı vardır." diye böyle bir iddia, böyle bir ilke, böyle bir vicdan, böyle bir inanç olamaz zaten. Dolayısıyla, bir kez daha, bir kez daha getirdiğiniz her problemli yasa tekliflerinde, önerilerde bunu hatırlatmak zorunda kalıyoruz maalesef ki. Bir kez daha aynayı tutun kendinize, bir tutun, bir yoklayın; dün ne iddia ediyordunuz, bugün nereye geldiniz. Bugün üniversiteleri kapatacak hâle geldiniz. Dün bizim başörtülü kızlarımız üniversitelerden atılıyordu, bugün üniversiteleri kapatacak hâle geldiniz. Eleştirdiniz "Darbelerle hesaplaşacağız." dediniz, şimdi darbe kurumlarını kutsar hâle geldiniz, başınızın tacı yaptınız, darbe kurumlarından medet umar hâle geldiniz. Böyle mi yaşayacaktı AKP iktidarı? Darbe kurumlarına sırtını dayayarak, kirli ittifaklara girerek, eleştirdiğiniz yapılara sırtınızı dayayarak mı AKP'nin ömrünü, iktidarını uzatmaya çalışıyorsunuz?

Bir taraftan "terörizm" sözü artık dillerde, ağızlarda -affedersiniz-sakıza döndü ya! Bu nasıl bir şey, bu nasıl bir ifade? Bunu ifade ederken bile biraz insani olmak gerekiyor, biraz vicdani, biraz ahlaki olmak gerekiyor. Devleti eleştiren teröristmiş, yok efendim, devletin kuyusunu kazanlar teröristmiş. Kusura bakmayın; yanlış yapıyorsanız, iktidarsanız, partiyseniz, bir politika iddianız varsa eleştirileceksiniz, ayet inmiyor size. Attığınız adımları takip edeceğiz, hesap soracağız, eleştireceğiz, sorgulayacağız. Kimse eleştirilemez değildir, kimse kutsanmış değildir, ne kurumlarınız kutsaldır ne sözleriniz kutsaldır ne liderleriniz kutsaldır. Bugün de sorgulanacaksınız, yarın da bu yaptıklarınızın hesabını yine vermek zorunda kalacaksınız. Bugün kurduğunuz bu yargısız, hukuksuz, bozuk sistemle yarın siz bile yargılanmayı istemeyeceksiniz. İstemediğiniz, başınıza gelmesini istemediğiniz bir şeyi bugün dayatmayın. Sizin de çocuklarınız var, üniversitelere gidiyor, çok mu memnunsunuz Türkiye'nin eğitim sisteminden? Düşünen, soran, sorgulayan, "İnsanca yaşansın." diyen nitelikli nice bilim insanlarını KHK'lerle attınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Üniversiteye nitelik katan bilim insanları, öğrenmeyi, öğretmeyi, düşünmeyi, sorgulamayı, yaşama bakışı öğreten bilim insanları, ya yurt dışındalar ya hapisteler ya esnaf oldular ya da pazarcı oldular. AKP iktidarında bilim insanları pazarcı oldu. AKP iktidarında öğretmenler çöp topluyor, şu anda kâğıt toplayan öğretmenler var. Bu mu sizin eğitimdeki kaliteniz? Türkiye'yi uçurduğunuz seviye, modernlik, gelişme, çağlar üstü sıçrayış dediğiniz bu mu?

Toplumdaki yansıma çok farklı. Dünya, Türkiye sizin zihninizden ibaret değil, sizin, o sarayların, sırça köşklerin penceresinden baktığınız bir Türkiye yok. Gerçeklik bambaşka, Türkiye'nin sokaklarında yaşananlar çok başka.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)