GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:85
Tarih:14.04.2020

SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Aslında, 3-4 madde üzerinde daha konuşma yapacaktık ama diğer maddelerde önergeler çekildiği için şu anda bütün konuşmamı, eğitimle ilgili bütün sorunları tek maddede toparlamaya çalışacağım. Takdir edersiniz ki tek maddede toparlama şansımız maalesef yok.

Tabii, şu anda 6'ncı madde de açık öğretim öğrencilerinin öğrenim sürelerinde bir kısıtlama getiriliyor. Yani, dört dönem kayıt yaptırmayan öğrenci arkadaşlarımızın kayıtları düşüyor. Aslında bu Anayasa'nın 40'ıncı maddesine aykırı. Neden aykırı? Evet, bir koşul konulsun diyoruz ama parasız olsun, parasız eğitim olsun, ondan sonra kaydını yaptırmayanlar gitsin; olabilir. Bu maddeyi o yüzden doğru bulmuyorum. Yani önce, parasız eğitim getirilsin, parasız olarak herkes... Zaten bu Açık Öğretime başvuru yapan öğrenci arkadaşlarımız genelde kırsal kesimde mağdur olanlar, çalışmak zorunda kalanlar olduğu için bazen gerçekten kayıt parası bulamadıkları için kayıt yaptıramıyorlar. Önce, parasız bir kayıt yenileme sistemi getirilsin, ondan sonra dört dönem üst üste kaydını yaptırmayanlar için bu olabilir.

Değerli arkadaşlar, az önce de Sayın Atalay'ı dikkatlice dinledim. Milattan önceki bilim adamlarından, üniversitelerden bahsetti; Platon'dan Aristo'ya, Aristo'dan İbni Rüşd'e, Farabi'ye... Üniversitelerin zenginliğinden bahsetti, ben de katılıyorum ve kendisinin akademik bilgisine gerçekten de sonsuz saygım var, insani olarak da kendisini seviyorum ancak Aristo'dan bahsederken şunu burada dün de ifade etmiştim, bir kez daha ifade etmek istiyorum: Adalet, önce devletten gelmeli. Dediğimiz gibi, şimdi, bilim adamlarından söz ederken engizisyon mahkemelerinden de bahsetmişti. "Dünya dönüyor." dediği için Galilei'nin engizisyon mahkemeleri tarafından nasıl aforoz edildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz, burada da aynı şey olmuyor mu arkadaşlar? Yani o dönemki engizisyon mahkemeleriyle bu dönem "barış akademisyenleri"nin atılmaları arasındaki farkı nasıl izah edebiliriz? Bakın, Anayasa Mahkemesinin kararı var; temmuzda bir karar veriyor, ağır ceza mahkemeleri karar veriyor ve bütün bunlara rağmen OHAL Komisyonu hâlâ karar vermiyor, oyalıyor.

Şimdi, Sayın Atalay engizisyon mahkemelerinden bahsetti. Peki, fark nerede? Hiçbir farkı yok arkadaşlar. Yani üniversitelerde gerçekten bilim maalesef kan kaybetti; bunu burada ifade etmek istiyorum değerli arkadaşlar.

Şimdi, tabii, o kadar çok sorun var ki eğitim sisteminde. Mesela, bakın, genelde OECD ülkelerinde okul öncesi bir öğrenciye ortalama 8.377 dolar ayrılırken ülkemizde, maalesef, 1.798 dolar; yine, ilkokul öğrencisine 8.470 dolar ayrılırken bizde 1.395 dolar değerli arkadaşlar.

Özellikle coronavirüs nedeniyle bazı öğretmen arkadaşlarımız mağdur kaldı, bunu ifade etmek istiyorum, mesela ücretli öğretmen arkadaşlarımız, usta öğreticiler. Değerli arkadaşlar, bunların mutlaka sorunu çözülmeli -Komisyon Başkanımız yok- yani gerçekten hem usta öğreticilerin hem ücretli öğretmen arkadaşların sorunları mutlaka çözülmeli.

Ayrıca, şimdi EBA sistemi geldi arkadaşlar. EBA sistemi çöktü arkadaşlar. Bakın, maddi hatalar çok, konular çok basit. Ayrıca özel okullardaki sistem, videolar gerçekten çok daha iyi ve bu yüzden şu anda mevcut devlet okullarındaki öğrenciler bu sistemle mağdur ediliyor. Bu sistemin bir an önce mutlaka kurulması gerekiyor, fırsat eşitliğini sağlamamız gerekiyor. Keza, üniversiteye hazırlanan öğrencilerimiz de aynı şekilde değerli arkadaşlar.

Yine, öğretmenlik meslek kanununu bir an önce getirmemiz gerekiyor ki bunu ortadan kaldıralım; sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımı olmaması gerekiyor. Atama bekleyen öğretmen arkadaşlarımız... Tabii, daha çok konuşulabilir ama süremiz daraldı.

Son olarak şunu söylemek istiyorum değerli arkadaşlar: Sokağa çıkma yasağı ilan edildiği zaman binlerce vatandaşımız mağdur oldu. Özellikle başka illere gönderilen ürünler maalesef çöpe atılmak zorunda kaldı. Onların mağduriyetleri giderilmeli değerli arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERKAN TOPAL (Devamla) - Toparlayabilir miyim?

BAŞKAN - Tamamlayalım.

SERKAN TOPAL (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Dediğim gibi, sokağa çıkma yasağı ilan edildiği dakikada mağdur olan vatandaşlarımızın mağduriyetleri mutlaka giderilmeli.

Son olarak, bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum değerli arkadaşlar: Yurt dışında olan birçok vatandaşımız var, özellikle Hatay'da yaklaşık 20-25 bin kişi gerçekten mağdur bu konuda. MHP Milletvekilimiz değerli Lütfi Kaşıkçı, yine, Sayın Hacı Bayram Türkoğlu ellerinden geleni yapıyorlar, teşekkür ediyorum ama gerçekten, özellikle Arabistan'da, Libya'da, Katar'da, Kuveyt'te, Umman'da, Sudan'da, Irak'ta ve Kıbrıs'ta en az 20 bin Hataylı var ve orada gerçekten, parasız olan, Libya'da çatışmaların ortasında kalan, Arabistan'da sokakta olan, aç olan vatandaşlarımız var. Evet, bugün 2-3 uçak getirildi, Kuveyt'ten de getirildi ama arkadaşlar, yine yetmiyor. Sizlerden ricam, bir kez daha, bu ülkelerde olan vatandaşlarımızı, ivedi bir şekilde, ya getirelim ya da oradaki sorunlarını çözelim.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)