| Konu: | 15 Nisan Türk Tarih Kurumunun 89'uncu yıl dönümü ile Dünya Sanat Günü'ne, coronavirüs salgınının ülkede yoksullaşmayı beraberinde getirdiğine, sorumlulukları artan belediyelerin gelir kaynaklarının artırılması ve giderlerinin azaltılması, ücretsiz izne asgari ücret tutarında maaş desteği sağlanması, kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortası ön koşullarının kaldırılması, sendikalarla toplu iş sözleşmesi ile grev hakkını kolaylaştıracak yaklaşımların oluşturulması gerektiğine, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun "Kendimizin tıbbi ekipman ihtiyacımızın olmasına rağmen İngiltere, İtalya, İspanya gibi önemli müttefiklerimizin de aralarında bulunduğu 34 ülkeye yardım elimizi uzattık." ifadesine, terör tanımının ne kadar genişletileceğini ve daha nerelere dayanacağını öğrenmek istediklerine, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'la ilgili yayınlara yönelik "terör örgütlerine hedef göstermek" suçundan soruşturma başlatılmasına, Fahrettin Altun'un katıldığı taşınmaza ait ihaleni |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 15.04.2020 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türk Tarih Kurumunun kuruluş yıl dönümünü, geçmişte tarihimize gerçekten değerli katkıları bulunan herkesi yâd ederek kutluyorum.
Dünya Sanat Günü'nde de sanatçılarımıza vereceğimiz değerle onların önümüzdeki coronasız günlerde tüm dünyaya verecekleri barış mesajlarını içeren eserleriyle birlikte daha nice sanat yılları yaşamalarını diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; gerçekten dünya olarak zor günler geçiriyoruz. Coronavirüs salgını, tüm dünyada etkisini gösteriyor, ülkemizde de yoksullaşmayı beraberinde getirdi. İnsanlarımız çalışamıyor, üretemiyor, tüketemiyor; başta dar gelirli ve yoksul vatandaşlarımız olmak üzere, tüm halkımızın merkezî ve yerel yönetimlerin de desteğine ihtiyacı var. Bu süreçte görev ve sorumlulukları çok fazla artan belediyelerin de gelir kaynaklarını artırmak gerekiyor, giderlerinin de azaltılması gerekiyor. Bununla ilgili önerilerimiz şöyledir: Yıl sonuna kadar ödenmesi gereken tüm sosyal sigorta prim borçları faizsiz olarak ertelenmelidir. Vergi tahsilatından büyükşehirlere sağlanan pay yüzde 4 daha fazla olmalıdır. İdarelerin borçları nedeniyle 2020 yılında bu paydan kesinti yapılmamalıdır. Yüzde 2 olan İller Bankası kesintisi uygulanmamalıdır. Genel bütçe vergi gelirinden yüzde 1 ek kaynak, toplu taşıma kullanımı için aktarılmalıdır. Muhtasar ve KDV beyannamelerine ilişkin tahakkuk edecek vergiler 2021 yılı sonuna kadar 12 takside bölünmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyursunlar efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - DSİ borçları nedeniyle belediyeye aktarılacak paydan kesinti yapılmamalıdır. 2020 yılı elektrik tüketim bedelleri faizsiz ertelenmelidir. Belediyelere yapılacak akaryakıt, doğal gaz ve elektrik tesliminden yıl sonuna kadar KDV alınmamalıdır. Ücretsiz toplu taşıma hizmetinin finansmanını rahatlatmak için belediyelere taşıt başına aylık bin lira ödeme yapılmalıdır. Toplu taşımada kullanılan elektrik tüketiminden vergi kesilmemelidir. Biz bunları sadece kendi belediyelerimiz için söylemiyoruz. Yaklaşık 298 belediyeye sahibiz, bin belediye başka siyasi partiler tarafından idare ediliyor ama yerel yönetimler ve merkezî yönetim el ele biz coronavirüse karşı bir mücadele veriyoruz. Bu mücadelede halkımızla iç içe olan belediyelerimizin gerçekten desteklenmesi gerekiyor. Bunu Meclisimizin dikkatine sunuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edelim efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Teşekkür ederim efendim.
Bugün gelmesi muhtemel olan yasa teklifinde belediyelerle ilgili gelirlerin ertelenmesi konusu da gelecek ama biz muhakkak kendi tedbirimizi de almalıyız. Bu yasa teklifinde ücretsiz izne 1.170 lira maaş desteği olması gerektiği söyleniyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim bu konudaki teklifimiz asgari ücret tutarındadır. Kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortası ön koşulları da muhakkak kaldırılmalıdır. Bu yasa teklifinde getirilecek olan işçi ve sendikalarla toplu iş sözleşmesi ve grev hakkını ortadan kaldıracak tedbirler değil, tam tersine, onları kolaylaştıracak yaklaşımlar gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım, az önce arkadaşlarımızın da bahsettiği, Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya'nın da ifade ettiği maskeyle ilgili olayda milletvekilimiz konuşurken iktidar masalarından sesler yükseliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Teşekkür ederim.
Ahmet Kaya söylemiyor, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri söylemiyor, bakın, biz bunu nasıl anlatıyoruz, Dışişleri Bakanımız diyor ki: "Bizim ihtiyacımız olduğu hâlde biz başka ülkelere sağlıkla ilgili maske ve yardımlarda bulunuyoruz." Bunu kim söylüyor? Mevlüt Çavuşoğlu söylüyor. Nasıl söylüyor? "Kendimizin tıbbi ekipman ihtiyacımızın olmasına rağmen -aynen bu kelimelerle- İngiltere, İtalya, İspanya ve müttefikimiz olan 34 ülkeye yardımda bulunuyoruz." diyor.
Arkadaşlar, çok güzel bir sözümüz vardır "Eve lazım olan camiye haramdır." derler. Ülkemiz gerçekten çok büyük sıkıntılar çekiyor. Arkadaşlarımızın sözlerine muhalefet etmek değil, onları can kulağıyla dinleyerek destek vermek gerekir.
Değerli arkadaşlarım, bir Fahrettin Altun meselesidir, bu kadar olayın arasında tartışılıp konuşuluyor. Ben bu konuya fazla girmeyeceğim ama biz bu terör tanımını ne kadar genişleteceğiz? Bu terör tanımı daha nerelere dayanacak? "Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte" diye başlayan bu tanım ucu, "Fahrettin Altun'un adresi gösterildiği için bu terör örgütlerine hedef gösterilmiştir." adı altında böyle bir davanın açılması gayri ciddidir ve gerçekten utanç vericidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım Efendim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ama ben size, Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir belge göstermek istiyorum. Fahrettin Altun'un avukatı açıklamış: "İstanbul Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü, kira ihale ilanında 35 tane taşınmaz mülk ihaleye çıkartılmıştır, müvekkilim de bu ihaleye girmiştir." diyor. Bir kere bu 35 değil 36'dır. "Müvekkilim" dediği Fahrettin Altun'un, ihaleye girdiği madde 17'dir. Burada gösteriyorum, sarıyla da işaretlemişim. Bütün diğer ihalelerde ihale saatleri belli, bir tek Fahrettin Altun'un girdiği taşınmazın ihale saati belli değil. Neden? Buraya yeteri kadar insanlar katılıp da hazine arazisinin kiralanmasıyla ilgili bu konuda insanların önünü kesmek için midir değil midir? Neden bir tek onda saat yoktur?
Bunu da takdirlerinize sunuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)