| Konu: | Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 15.04.2020 |
CAVİT ARI (Antalya) - Değerli Başkanım ve milletvekili arkadaşlarım; ben de öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Tüm dünyayı ve ülkemizi saran bir corona virüsü salgınıyla karşı karşıyayız. Corona virüsü salgınının ülkemizdeki ekonomik ve sosyal hayata etkilerinin azaltılması hakkında düzenlenmiş bulunan kanun teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi bir kez daha selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu salgının önce sağlıkla ilgili olumsuz sonuçları var malum. Bu salgın ülkemizde görüldüğü günden bu tarafa büyük bir özveriyle mücadele eden tüm sağlık çalışanlarımızı, doktorlarımızı, hemşirelerimizi, hasta bakıcılarımızı, sağlık sektöründe kim varsa hepsini öncelikle buradan saygıyla selamlıyorum çünkü onlar gerçekten bu sürecin kahramanları. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, değerli arkadaşlar, bu sürecin ekonomik sonuçları var. İşte, şu dakikalarda biz bu ekonomik sonuçlarıyla ilgili görüşmekteyiz. Şimdi, "ekonomik sonuçları" deyince, ne oldu değerli arkadaşlar? Bakın, bizim küçük esnaf dediğimiz iş yerleri var. Bugün, alınan kararla ülkemizde berberden tutun, kuaförüne, aşçısına, restoranına, kantinine, kadın kuaförüne, kıraathanesine, kafesine, düğün ve nişan yerlerine kadar, hepsi kapandı. Şimdi, buradaki vatandaşlarımız gerçek anlamda bir ekonomik sıkıntı yaşamakta. İşte, bununla ilgili, bir vatandaşımızın bugün sosyal medyaya yansıyan bir feryadı var, diyor ki "Bugün itibarıyla bir aydır iş yerimiz kapalı. Şahsım olarak yaşadığım ve eleştirilerim şu şekildedir: Çözüm odaklı olun lütfen. Kredi alamadık devletten, alan varsa yazsın. Özel bankalardan erteleme veya iyileştirme alamadık. Araç kredimiz gecikmede, her gün mesaj geliyor, 'Satalım.' diyoruz, kelepirci dolu ortalık. Elektrik faturası geliyor dükkân kapalıyken ve denk getirseler kesecekler veya 1,6 faiz... Kiram ödenmedi, çalışanımız için ödeme yapamadık. İşveren olarak bir destek göremedik, BAĞ-KUR'a, sigortaya borç işliyor, üç kuruşluk maske gelmedi. Ne aldım? Koskoca bir hiç. Ya siz?" İşte bu vatandaşımız diyor ki: "Tamam, sustum. Her şeyi devletten beklemiyoruz. Devletimiz de var olsun sonsuza kadar ama iyi ki ailemiz ve dostlarımız var. Lakin şunu da unutmamak da fayda var: Halk varsa devlet var, halk varsa hükûmet var." İşte, vatandaşın feryadı bu arkadaşlar. Yani bugün, mücbir sebep nedeniyle iş yeri kapanmış esnafımız var, iş yokluğu nedeniyle iş yeri kapanmış esnafımız var. Şimdi, biraz önce bahsettim, mücbir sebep nedeniyle ve iş yokluğu nedeniyle iş yeri kapanan esnaf sıkıntıda. Yine, belirli saatlerde çalışmak zorunda bırakılan esnafımız sıkıntıda. Bu esnafımız ne istiyor değerli arkadaşlar? Diyor ki esnafımız: "Dükkânlarını genelgeyle ya da iş yokluğundan kapatmak zorunda olan esnafımıza, öncelikle, en az üç ay süreyle ya da salgın bitinceye kadar, geri ödemesiz, asgari ücret kadar nakit desteği sağlanmalı. Yine, bir yıl geri ödemesiz, beş yıl vadeli, mümkünse 50 bin TL faizsiz kredi desteği sağlanmalı. İş yeri kapalı olan esnaf ve sanatkârlarımıza kredi yardımı yapılmalı. Okulların tatil olması nedeniyle mağdur olan servisçi ve kantinci esnafımıza destek sağlanmalı. Şehir içi yüzde 50 kapasiteyle yolcu taşıyan otobüsçü, toplu taşıma esnafımıza ve çalışma günleri kısıtlanan taksici esnafımıza nakit desteği sağlanmalı. Esnafımızın elektrik, su ve doğal gaz faturalarının devlet tarafından sübvanse edilmesi ya da en az üç ay süreyle ertelenmesi beklenilmekte. SSK ve BAĞ-KUR primleri dükkânları kapalı olduğu sürece devlet tarafından karşılanmalı. Özel bankaların problem çıkarmadan esnafımıza destek sağlaması imkânı yaratılmalı." İşte esnafımızın ve esnafın meslek odalarının iktidardan beklediği bunlar değerli arkadaşlar. Yani hamaset laflarıyla bu işler olmuyor.
Bakın, buraya çıkan iktidar mensubu arkadaşlarımız diyorlar ki: "Belediyeler de bizim belediyemiz." Doğru, belediyeler de bizim belediyemiz ama bu, lafla, söylemekle olmuyor değerli arkadaşlar. Bakın, coronavirüs salgını yaşandıktan sonra belediyeler dâhil ciddi kampanyalar başlatıldı. İşsiz olan, iş yerini kapatan vatandaşlarımıza destek için kampanyalar başlatıldı. Ne yaptınız? İlk yaptığınız iş belediyelerin kampanyalarını durdurmak oldu. Hani hep beraberdik? Hani birlikteydik? Bu belediyeler bizim belediyemiz değil mi? Şimdi, belediyeler bu kampanyalarla ihtiyaç sahibi vatandaşa destek verecekti. Siz, önce onu önlediniz bu vesileyle. Şimdi, vatandaşımızın belediyelere yardım etmeye niyeti var ama iktidarın baskısından yardım edemez vaziyette.
Değerli arkadaşlar, bakın, 2/B ödemelerine erteleme getirildi. Bugün gün içerisinde çok sayıda çiftçi vatandaşımız bize ulaşmaya çalıştı. Diyor ki: "Tamam, nisan ayından bu tarafa 2/B ödemelerinin ötelenmesi doğrudur, iyidir. Peki, ya ekonomik nedenlerden dolayı bugüne kadar 3 taksitini geçirmiş ve bu nedenle 2/B hakkını kaybetmiş olan vatandaşımız ne yapacak?" Bu ülkede virüs nedeniyle ekonomik sıkıntı belki iki aydır var ama ülkede zaten ekonomik olarak yaşanan kriz uzun zamandır var. İşte, ekonominin yanlış yönetimi nedeniyle o vatandaşımız 2/B borcunu bugüne kadar ödeyemedi; ödeyemediği için, 3 taksiti geçirdiği için 2/B hakkını kaybeden vatandaşımız bulunmakta. Lütfen, onların sesine kulak verin diyorum ve 2/B hakkını kaybetmeyle karşı karşıya kalan "Ben bugün borcumu ödeyeceğim." diyen bu vatandaşa o hakkını yeniden geriye teslim edelim değerli arkadaşlar; bu çok önemli.
Şimdi, bakın, bu düzenlemede özellikle belediyelerle ilgili birçok tahsilatın ötelenmesine dair düzenlemeler var. Tamam, belediyelerle ilgili, belediyelerin tahsil edecek olduğu bu ödemelerin ötelenmesini vatandaş yönünden baktığımızda doğru görüyoruz, peki ya belediyelerin durumu? İşte, biz belediyelerin de durumunu rahatlatacak, onları ekonomik olarak güçlendirecek doğru tedbirler almak zorundayız. Doğru tedbirler almalıyız ki bu ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemde belediyelerimiz daha rahat hizmet yapabilsin değerli arkadaşlar.
Şimdi, elektrikle ilgili birtakım ötelemelerden bahsedilmekte. Ben size söyleyeyim değerli arkadaşlar: Bugün, hemen hemen her gün vatandaşımıza "Elektrik faturan gecikti." diye gecikme mesajları ve kesme mesajları gelmekte. Yani hâlen bu "Elektrik borcu yatmadı." diye elektriğinin kesilmesi tehlikesiyle vatandaş karşı karşıya.
Üniversite hastanelerinin borçlarının Hazine ve Maliye tarafından ödenmesi konusu. Destekliyoruz çünkü o hastaneler de bizim. Tıp fakülteleri, belli bir döneme kadar gerçekten ülkemizin yüz akıydı, çok önemli hastanelerdi ancak sizlerin yanlış politikaları nedeniyle, yanlış uygulamalarınız nedeniyle tıp fakülteleri bugün borç batağı içerisine düşürülmüştür. Özellikle, işte, böyle bir günde tıp fakültelerinin güçlü olmasının çok önemli olduğu ortaya çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın.
CAVİT ARI (Devamla) - Bu anlamda, her ne kadar geçici bir düzenleme de olsa tıp fakültelerinin özellikle yeniden güçlendirilmesi ve borçlarının Hazine ve Maliye tarafından üstlenilmesinin bu anlamda doğru olduğunu ifade edebilirim.
Değerli arkadaşlar, bu getirmiş olduğunuz ekonomik düzenlemeye esastan bakar isek aslında, hiçbir şey yok içinde, sadece ve sadece borçların üçer ay ötelendiğine dair ifadeler olduğunu görebiliriz, esaslı bir düzenleme olmadığını çok açık bir şekilde söylüyorum buradan. Vatandaşımız kendi derdine derman olunmasını beklemekte. Siz, esas, vatandaşın derdini çözecek öneriler, desteklemeler sağlayın. Esnafımız, çiftçimiz sizden bunu bekliyor.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)