| Konu: | Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 15.04.2020 |
MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, doğrusu Muhammet Emin Akbaşoğlu'nu takdir edeyim çünkü o ne zaman konuşsa ben çocukluk yıllarıma gidiyorum. Ben de çocukluğumda her resmî bayramda kürsüye koşar huşu içinde kahramanlık şiirleri okur, hamaset nutukları atardım...
SALİH CORA (Trabzon) - Hiç değişmemişsin.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - ...ama hamaset ve kahramanlık edebiyatıyla yoksul insanların karnı doymuyor, işsizlerin iş kaygısı, fabrikalarda çalışmaya zorlanan işçilerin işinin devam edip etmeyeceği kaygısı tükenmiyor.
Bu iktidar, ısrarla beni haklı çıkararak yoluna yürüyor ve ben bundan ne yazık ki mutlu olamıyorum. Çünkü, ısrarla şunu söyledim: Çoğunluğun seçtiği bu iktidar, sadece zenginleri ve patronları koruyor. Anladım ki eksik söylüyorum, bu iktidar sadece patronları korumuyor, işçilere zulmediyor. Salgın geldi, salgın için attığı her adımda işçilerin ve yoksulların sırtına yeni yükler bindirdi. Küçük dükkânları kapattı ama yerine hiçbir şey koymadı, milyonlarca insan işsiz kaldı. Biz burada maskelerle oturuyoruz ama işçiler her gün fabrikaya gidiyor. Sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor "20 yaşından küçükler sokağa çıkamaz." deniliyor, öbür gün bir genelge geliyor "İşçi çocuklar çıkabilir." diyor ve işçiler ne yazık ki ağır bir sorunla yüz yüze geliyor.
Salgına karşı iktidarın politikası basit; patronları ve zenginleri koruyacaksın, işçileri ve yoksulları salgına karşı sokağa atacaksın. Bunu gören patronlar da hiç çekinmeden ısrarla bunu uygulamaya çalışıyorlar. İşçiler açlıkla tehdit ediliyor ve virüsün ortasında ölümüne yaşamaya zorlanıyor. Patronlar işçileri işten çıkarmaya, fabrikalar da insanları işten atmaya devam ediyor. Fabrikalar bir virüs tarlası gibi işçileri hasta ediyor ve işçiler yaşadıkları yerlere bunu taşıdığından, işçi mahalleleri virüsün en güçlü olduğu yerler olmaya devam ediyor. Fabrikalardan işçi çıkarma ve ölüm haberleri geliyor.
İstanbul'da Ünlü Tekstil; 100 işçide virüs çıktı, üretim devam ediyor. Denizli'de Denizlispor Başkanı Çetin'in sahibi olduğu Çetin Beton; virüs çıktı, üretim devam ediyor, virüse yakalanan işçi işinden atıldı. ETİ fabrikası; 24 işçide virüs çıktı bisküvi fabrikasında. TÜPRAŞ; buradaki Tekfen Holding virüs çıkan 17 işçiyi işinden attı. Canbebe; bebeklere bez yapan bu tesiste 10 işçide virüs çıktı, üretim devam ediyor.
Ve size bir fotoğraf göstermek istiyorum; Novotel. Hani her gün balkonlara çıkıp alkışladığınız doktorlar var ya, onları geçen gün "Müşterileri rahatsız oluyor." diye gece yarısı otelden sokağa attı. Doktorlar alkış istemiyor, doktorlar sağlık hizmetlerini verebilmek için koruyucu ekipman ve cihaz istiyor yani sorumluluğunuzu yerine getirmenizi bekliyor. Ne yazık ki bunların hepsi yapılmamaya devam ediyor. Ben haksızlık edildi iddiasındayım, "39 lira" deniliyor bütün hatipler konuşurken, oysa 39 lira 24 kuruş veriliyor. Kemal Sunal yaşasaydı bunu derdi herhâlde, "39 lira 24 kuruş, 39 lira olsaydı ne yapardık?" Kuruşla hesaplayabiliyorsunuz işçilerin aldıklarını ama patronlara gelince torbayla, patronlara gelince küfeyle ödemeye devam ediyorsunuz ve onlara, işçilere sadece sefalet ve açlık dayatıyorsunuz. "Evde kal." çağrıları yapıyorsunuz ama bu çağrıların hepsi ikiyüzlülük görülüyor çünkü işçilerin evde kalmayacağını biliyorsunuz ve her sokağa çıkma yasağınızda, her "Evde kal." çağrınızda işçilerin yaşamaya, çalışmaya devam etmesi gerektiğini vurguluyorsunuz ve bütün bunları yaparken, bir yandan İtalya, İngiltere'ye yardım malzemeleri gönderip şov yapmayı da eksik bırakmıyorsunuz.
Peki, ne yapılmalı? Ben, buradan işçi sınıfına ve yoksul halklara sesleniyorum: Bu iktidarın işçiler için yapacağı hiçbir şey yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Bu iktidar işçilere sadece zulüm yapar. Biz, iktidar için "Kürt halkına düşman." dediğimizde çok öfkeleniyorsunuz. Biz eksik söylüyoruz. Bu iktidar sadece Kürt halkına düşman değil, bu iktidar yoksul halklara düşman, bu iktidar işçi sınıfına düşman, bu iktidar patronların iktidarı ve zulmü işçilere yapıyor ve işçilerin yapacağı tek şey var, yoksulların yapacağı tek şey var, bu zulmün faturasını bu iktidardan sormak ve buradan tekrar sesleniyorum, işçilere, yoksullara, yoksul mahallelerinde yaşayanlara sesleniyorum: Bu Meclisten, bu iktidarın yönettiği bu Meclisten medet ummayın. Yapılacak iş çok basit; kendi özel örgütlenmelerini kurmalılar, kendi dayanışmalarını kurmalılar ve mücadeleyi yükseltmeliler çünkü devletin vermeye çalıştığı para, bizim devletten istediğimiz para bizim alnımızın hakkıyla kazandığımız paradan başka bir şey değildir. O bütçe çalışanların vergisiyle oluşturuluyor. hakkımızı istiyoruz ve sonuna kadar mücadele edeceğiz, o hakkı sizden alacağız. (HDP sıralarından alkışlar)