GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 100'üncu yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın kutlanması, günün anlam ve öneminin belirtilmesi görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:23.04.2020

DEMOKRASİ VE ATILIM PARTİSİ GENEL BAŞKANI ADINA MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Çok Saygıdeğer Başkan, çok kıymetli milletvekilleri, çok değerli bakanlarımız, televizyonları başında bizleri izleyen çok saygıdeğer vatandaşlarımız; milletin iradesinin temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 100'üncü yılını anmak ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlamak üzere bir araya geldiğimiz bu özel oturumda DEVA Partisi adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

23 Nisan 1920'de büyük bir sorumluluk bilinciyle açılan, çatısı altında gururla bulunduğumuz yüce Meclis, istiklal için, hürriyetler için verilen müstesna mücadelenin çıkış noktasıdır. Milletin ve vatanın zor günlerinde yurdumuzun dört bir yanından gelen farklı görüşlerin bir arada omuz omuza verdiği bu mücadeleye önderlik eden başta Mustafa Kemal Atatürk'ü, Birinci Meclisin her bir üyesini ve aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

Sayın milletvekilleri, Birinci Meclisin kürsüsünün arkasında "Onların işleri istişare iledir." ayeti asılıydı. Kurtuluş Savaşı'nın en zor zamanlarında, temel hak ve hürriyetlerin ihlaline ve kanun hâkimiyetinin tesis edilmemesine dair ağır eleştiriler yapılabiliyordu. Bugün, bırakın istişareyi, milletimizin yarısından fazlasının oyunu alan belediye başkanlarımızı terör örgütleriyle ilişkilendirebilecek hazin bir hâldeyiz.

İlk Meclisin Mersin Mebusu Selahattin Bey şahıs hâkimiyeti yerine kanun hâkimiyeti ilkesinin önemini vurgulayarak "Yüce Meclis görüşme ve tartışma makamıdır, onay makamı değildir. Meclisin şahsına hürmet edilmelidir." diyordu. Bugün, Meclise onay makamı olarak dahi ihtiyaç duymayanlar var.

Coronavirüs salgını nedeniyle alınan birçok tedbir kararının temel hakları sınırlandırdığı açıkken ve bu sınırlamalara yasal zemin hazırlamak da zorunluyken bu durumda dahi Meclisin çalıştırılmaması nasıl izah edilebilir? Unutmayalım ki yasama yetkisi aslidir, devredilemez ve hiçbir şekilde de kesintiye uğratılamaz. Bu sebeple, Meclisin çalışmalarına ara verilmesini kesinlikle reddediyorum.

Bu denli önemli kanun tekliflerinin aynı gün komisyonlardan geçirilip Genel Kurula getirilmesinden, çuval kanun paketleriyle yasama yetkisinin işlevsizleştirilmesinden, Anayasa'ya aykırı kanunların Meclisten geçirilmesinden, ülkemizin kararnameler hatta son dönemlerde genelgelerle yönetilmesinden ve sonsuz adaletsizliklerden derin üzüntü duyuyorum.

Değerli milletvekilleri, çocuklarımıza kısır çekişmelerin hâkim olduğu, hukukun ayaklar altına alındığı topallayan bir Meclis, topallayan bir demokrasi bırakmamalıyız. Bugün milletvekili olarak birlikte görev yaptığımız tüm arkadaşlarımızı, yüz yıl önce Birinci Mecliste nasıl başladığımızı, yüz yıl sonra nerede olduğumuzu, önümüzdeki yüz yılda çocuklarımıza nasıl bir Meclis bırakmak istediğimizi düşünmeye ve Meclisi yeniden sistemin merkezine oturtmak ve tarihî hatadan dönerek güçlendirilmiş parlamenter sistem için birlikte mücadele etmeye davet ediyorum.

Bu duygularla herkesin bayramını kutluyor, kurucu Meclisimizin bizlere emanetini çocuklarımıza da en iyi şekilde teslim edeceğimize olan umudumun altını çizmek istiyorum. Bilvesile, siyasi partilerin konuşmalarından sonra TRT'nin yayınını kesmesini de milletimizin takdirine bırakıyorum.

Aynı zamanda bu gece başlayacak olan ramazan ayının da ülkemiz, milletimiz, İslam âlemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)