| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 16.12.2012 |
BDP GRUBU ADINA SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, Gençlik ve Spor Bakanlığıyla ilgili konuşacaktım ama Türkiye'nin dış politikası konuşulurken ve geçtiğimiz bu önemli süreçten bir iki şey söylemek istiyorum ve bir iki çifte standarda vurgu yapmak istiyorum.
Aslında, geçen gün de söylemiştim ama Sayın Bakanımız burada olduğu için yeniden bunu tekrarlamak istiyorum. Tarih bizlere, yani bu ülkeyi yönetenlere bir fırsat sunuyor Sayın Bakanım, yani hem tarihi yeniden birlikte yaratabiliriz ve hayatın tanıdığı bu şansı da hep birlikte barış için değerlendirebiliriz.
Orta Doğu'da, evet, bu kadar ciddi gelişmelerin olduğu süreçte sizin Saddam sonrası ne yaptığınızı bir bütün olarak biliyoruz ama sizin o politikalarınızı tarih boşa çıkardı. O dönemde, yani Kürtlerin bir hak, hukuk, bir statü sahibi olmaması için ne gerektiyse hem merkezî hükûmette hem bölgesel hükûmette buna karşı ciddi çabalarınız oldu. En son, yani Talabani'nin seçilmemesi için de çok çaba sarf ettiniz ama oradaki realite farklıydı ve son dönemlerde yaptığınız Kürdistan Bölgesel Yönetimi'yle ilgili anlaşmaları önemli buluyoruz, onun için diyoruz ki tarih size tarihî bir fırsat sunuyor.
Siz Kerkük'te Türkmenlerle Kürtlere karşı bir şey oluşturacağınıza? Zaten oradaki Türkmenlerle Kürtler iç içe, bir barış içerisinde yaşıyorlar -bölgesel hükûmette de ciddi bir şekilde- yani resmî dilleri var ve merkezî hükûmette görev alıyorlar. Siz Musul'da da Arapları aynı şekilde Kürt oluşumuna karşı desteklediniz. Şimdi onun için diyoruz ki bu politikaların hepsi, bu kırmızı çizgiler yok oldu gitti, şimdi size tarih bir fırsat sunuyor. Türkiye Kürdistan'ında yaşayan Kürtlerle barış sürecini başlatın, Suriye'deki Kürtlerle de bu barış sürecini başlatabilirsiniz. Türkiye'deki Kürtlerle barışırsanız ve daha önceki bölgesel? Yani güney Kürdistan'daki gelişmelerde ciddi bir ekonomik anlaşma yaptığınız, siyasi anlaşmalar yaptığınız? Bunların hepsi önemlidir, bunları destekliyoruz.
Bakın, dün Dolmabahçe'de Suriyeli muhaliflerle Sayın Başbakan görüştü, önemli bir görüşmeydi. Aynı görüşmeyi Suriye Kürtlerini? Yani içinden PYD'yi çıkararak değil, yani PYD'nin orada ne kadar güç sahibi olduğunu siz de biliyorsunuz. Eğer gerçekten Kürtlerle bir diyalog ve müzakere sağlanacaksa Dolmabahçe'de Kürt muhaliflerin hepsi toplantıda olmalıdır. Sizinle dışarıda sohbet ettik, siz PYD'nin olmayacağını söylüyorsunuz ama bu olmayınca Suriye politikaları eksik kalır, yarım kalır. Sayın Bakanım, bir şeyi daha sizinle paylaşmak istiyorum. Bakın, gittiğiniz Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde Sayın Mesut Barzani'yle bir görüşmeniz oldu. Burada sizi karşılıyorlar, konukseverliğin evrensel yasalarını görüyorsunuz. Burada Türk Bayrağı var, hemen Mesut Bey'in arkasında da Irak Bayrağı ve yanında da Kürdistan bölgesel bayrağı var. Konukseverliğin evrensel yasası budur. Ama siz Mesut Bey'i burada, buraya davet ettiğinizde Mesut Bey'in bütün değerlerini, Kürt halkının bütün değerlerini yok hükmünde sayıyorsunuz. Bakın, burada sadece Türk Bayrağı var. Şimdi siz bunu yok hükmünde saydığınızda oradaki bölgesel yönetim yok hükmünde mi sayılıyor? Yani bir halkın diline, kültürüne, kimliğine, bayrağına, renklerine niye saygısızlık yapılıyor veyahut da neden korkuluyor? Aynı şey, mesela Sayın Başbakan da oraya gittiğinde, evet, Türk Bayrağı var, merkezî hükûmetin bayrağı var ve bölgesel bayrak var ama Sayın Mesut Barzani Türkiye'ye geldiğinde Sayın Başbakanla sadece Türk Bayrağı. Şimdi, bu da doğru değil çünkü isteseniz de istemeseniz de orada bir Kürdistan Bölgesel Yönetimi var, renkleriyle, bayrağıyla? Ha, bayrağın rengini mi bilmiyorsunuz? Sarı, yeşil, kırmızı; bu renklerden korkmayın, bu renkler Kürtleri temsil ediyor yani kardeş halkları bayraklarından, renklerinden korkmayın ve ben sizi gerçekten? Orta Doğu'da yani model bir ülke yaratılacaksa Kürtlerin müttefiki Türklerdir, Türklerin de müttefiki Kürtlerdir ve Kürtlerin ne kadar Türklere ihtiyacı varsa Türklerin de bir o kadar hem Türkiye'de hem de Orta Doğu'da Kürtlere ihtiyacı vardır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; aslında Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesi üzerinde konuşurken? Yani biz şiddet ülkesinde yaşıyoruz. Dünyanın dört bir tarafında spor deyince akla dostluk gelir, barış gelir. Mesela Güney Afrika'da, Mandela'nın ülkesinde, 11 resmî dil vardır, orada farklı halklar yaşar, orada spor şiddete dönüşmez -bakın farklı halkların yaşadığı bir coğrafyadan bahsediyorum- Mandela'nın tutumuyla oradaki bütün halklar spor alanında gök kuşağını oluştururlar ama bizim ülkemizde tam tersine. Bu akşam, Fenerbahçe-Galatasaray maçı var ama Fenerliler gidemiyor. Yahu, şiddetin bu kadar egemen olduğu bir alanda spordan bahsedebilir misiniz? Siz gidip dışarıdan dünyanın parasını vererek onlarca sporcuları transfer ediyorsunuz, alıp getiriyorsunuz yani olimpiyatlarda büyük bir hayal kırıklığına uğradınız. Nedir? Gittiniz, Kenya, Kenya, Kenya? Afrika'dan, Rusya'dan yine Rusya'dan, Özbekistan'dan, Çin'den ve Amerika'dan sporcular alıp getirdiniz, bunların başına bir Türk ismi koydunuz. Buna ne gerek var Allah aşkına ya! Sizin altyapınız yoksa, sizin okuldan başlayan? Yani çocuk okula adımını atıyor ama demir ve beton yığınları arasına hapsoluyor. Gidin, bakın, şu tepede bulanan okulların hiçbirinde yani çocuğun sporla ilgileneceği bir alan, açılacak bir alan yok ve sürekli bu noktada biz ezberimizi tekrarlıyoruz.
Sayın Bakanım, bakın, hayatın her alanında ayrımcı politikalar devam ediyor. Spor özellikle, yani futbolu kastediyorum ben, çok büyük paralara, büyük desteklere yani eğer sırtınızı dayamazsanız olmaz. Şimdi, Süper Lig'de 18 takım arasında sadece Kürt coğrafyasından bir tek Elâzığspor var. Birinci Lig'de 18 takım arasında sadece bir Şanlıurfa var. İkinci Lig'de 13 takım arasında, yeni, Malatyaspor'dan başka kimse yok çünkü büyük paralara? Yani şimdi herkesin bir Tayyip Erdoğan'ı yok ki yani şeye sırt çevirsin.
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Sırrı Bey, Elâzığ Türk coğrafyasında.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Pardon?
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Elâzığ Türk coğrafyasında.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ya, Kürt, Türk fark etmiyor, Türk coğrafyası olsun; canın sağ olsun, önemli bir şey değil.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Yani neredeyse Isparta, Afyonkarahisar'ı da alıp gideceksin sessiz kalsak.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, bu ayrımcı politikaları hayatın her alanında devam ettiriyorsunuz.
Sayın Bakanım, şimdi geçen gün bu kürsüde de söyledim, devletin bütün kurumlarında ciddi bir ayrımcı politikalar uygulanıyor. Yani devletin kurumlarında belli bir kesim yok hükmünde sayılıyor ama sizin Bakanlığınızda da -ve ben bunu özellikle sizin arkadaşlarınızdan medyaya yansıyan boyutunu söylemek istiyorum- ciddi bir Samsun örgütlenmesi var. Yani herkes Samsunlu olmak zorunda. Diğer muhalefet partileri de bunu seslendirdiler.
YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Tarım Bakanlığında da Diyarbakır.
AHMET YENİ (Samsun) - 3 kişi var ya!
YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) - Onlar bakanlıkları bakanlara göre yaptığı için?
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi bu politikalar doğru değil. Bu dışlayıcı olur, bu ötekini yabancılaştırır. Benim bu iddialarım aslında sizin birlikte siyaset yaptığınız arkadaşlarınızdan gelen şikâyetleri sizlerle paylaşıyorum. Yani onlar bize gelip şikâyette bulunuyorlar, diyorlar ki: "Gençlik ve Spor Bakanlığında ciddi bir örgütlenme, herkes Samsunlu olmak zorunda." Böyle diyorlar, ben de iletiyorum, aracıyım ben size bu noktada.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI SUAT KILIÇ (Samsun) - Her söylenene inanmamak lazım.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, Sayın Bakan, bakın, geçmişte bir Diyarbakırspor gerçeğimiz de vardı. Diyarbakırspor Birinci Lig'deydi. Gittiği her maçta? Yani saldırıya uğramadığı tek maç yoktur. Bakın, ondan dolayı şu anda "Diyarbakırspor" denilen bir takım yok. Şimdi, Türkiye'de spor bu noktada ve siz güçlülerden yana?
Diyarbakırspor Ankara'ya geliyor, Bursa'ya gidiyor, Konya'ya gidiyor; ilk, içeri girer girmez "PKK dışarı" diyorlar. Sonradan ne yapıyorlar: "Ne mutlu Türk'üm diyene!" Bu kadar, ırkçılığın, milliyetçiliğin sporla iç içe olduğu bir yerde sporun gelişme şansı var mıdır? Ve siz hep güçlülerden yana tavır takındınız.
Bakın, içeride yüzlerce? Gazeteciler, avukatlar, düşüncelerinden dolayı insanlar içerideyken, bu Parlamento bir yıl içerisinde 3 kez, sırtı kalın olanlara şike yasasından yasa çıkarttı ve bu spor kulüplerinin başkanları
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla) - ?şike, kir, pas akar ve siz bunlar için, 3 parti birleştiniz, bunlar için bir yasa çıkarttınız. Oysa ki yüzlerce öğrenci içeride, gazeteciler içeride.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sakık.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Sizin bu konuda daha adil olmanız gerektiğini düşünüyorum. Yani sporun, şiddetin dışında olması gerekli. Sporun altyapısının bütün toplumdan başlayıp? Çünkü parası olanlar özel okullarda çocuklarını eğitiyorlar ama halkın çocukları bundan pay almıyorlar.
Ben, beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)