GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:03.06.2020

BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 7'nci maddesiyle ilgili değişiklik hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Maalesef, salgın döneminde, ülkemizin ve vatandaşlarımızın, başta sağlık ve ekonomik olmak üzere birçok sorunu var iken Meclisimizin ilk işi bekçi arkadaşlarımıza geniş yetkiler veren yasa teklifini görüşmek oldu. Üstelik dünyada ve ülkemizde kolluk kuvvetlerinin şiddet uygulaması tartışılmaktayken, maalesef bu teklif hızlıca Meclisimize gelmiştir. Acaba neden?

Değerli arkadaşlar, oysa sorunlarımız sayamayacağımız kadar çok. Bakın, liseli gençlerimiz daha önce ilan edilen tarihten bir ay önceye alınarak hayatlarının en önemli sınavına sokuluyor. Gelin, bu gençlerimizi tartışalım, konuşalım, bu sorunu çözelim. Gelin, açık öğretim eğitimi gören binlerce gencimizin 29 yaştan 22 yaşa indirilip aniden yoklama kaçağı durumuna düşmesini konuşalım. Tecil hakları, bedelli hakları ve üniversiteye kayıt yapma haklarını düzeltmeyi konuşalım. Gelin, salgında ölen sağlık personelimizin, doktorlarımızın görev şehidi olmasını konuşalım. Gelin, değerli arkadaşlar, Covid-19 salgınından dolayı Nisan ayı celbinde olacak iken 20 Hazirana kalan bedellilerin durumunu, sıkıntılarını konuşalım; sayıları 40 bini geçen bu grubu sağlık yönünden tehlikeye atmayalım. Nisan ayında bedelli yapacağı için iş yerini, borcunu, kredisini, KPSS sınavını dahi ayarlamışken Haziranda gitmek zorunda kaldıklarından dolayı bütün planları bozulan bu vatandaşlarımızın mağduriyetini konuşalım. Bu gençlerimizi, bu seferlik, yurt dışı bedelli yapanlar gibi uzaktan eğitime alıp salgından da koruyalım, bunlara çözüm olalım. Ama maalesef "Yok, illaki ilave kolluk kuvvetini, bekçi kanununu konuşalım." diyorsunuz. Bu acele niye? Zaten ülkemizde birçok ülkeden daha fazla, mevcutta 180 kişiye bir kolluk kuvveti düşmekte. Güvenlik görevlisi sayısı arttıkça suç azalmıyor arkadaşlar, aksine, son günlerde kolluk kuvvetlerimizin şiddeti daha da artmakta. Bu kanunda gösteri ve yürüyüş bakımından gece bekçilerimize verilen yetki anlamsızdır. Düzenlemede "karışıklık" sözcüğü belirsizdir. Yine, önleyici tedbirlerin somut olarak ne gibi tedbirleri kapsayacağı belirsizdir. Bakın, bu keyfî uygulamalara neden olan, belirsiz bir ibareden yola çıkarak silah taşıyan yardımcı kolluk mensuplarına verilecek kapsamı belirsiz bu yetki, Anayasa'mızın 2'nci maddesindeki hukuk devleti ilkesiyle de uyumlu değildir. Yine, "engellemek" ibaresinin somut tedbirleri ne kadar karşılayacağı da belirsizdir. Bu da hak ve hürriyetler açısından Anayasa 13'üncü maddeye aykırıdır.

Kimlik sormada olası orantısız güç ve işte, bu belirsizliklerle olması ihtimali artan polis ve bekçi şiddetine dair görüntüler maalesef bizleri üzmektedir. Vatandaşa dayak atılıyor, herkesin önünde dayak atan görevli "Ben devletim." diye bağırıyor ve hiç çekinmiyor, rahatsız bile olmuyor arkadaşlar. Bu aşırı güç yaralanma ve ölümlere neden olabilecektir, işte, bunun vebali çok büyük olur. Belirli bir liyakat olmaksızın mülakat ile iktidara yakın referanslarla sayıları 30 bine ulaşacak bekçi kardeşlerimize, arkadaşlarımıza karşı bu hâliyle toplum karşısında ön yargı oluşturup iktidarın yeni ilave kuvveti gibi algılanmalarına neden olacaksınız. Sonuçta, dikkatli olmaz isek Meclis eliyle polis devleti görünümü ortaya çıkacaktır. Biz bekçilik kanununa karşı değiliz ancak tipik polis devleti görüntüsünde olmayıp hızlıca demokratik hukuk devleti görünümüne dönüşmeliyiz. Şiddetin daha çok konuşulduğu, hukukun azaldığı, olmadığı düzen dünyanın hiçbir yerinde karşılık bulamaz değerli arkadaşlar. Bu konuda mutlaka dikkatli olalım. Siyasi iktidar ve kolluk güçleriyle halk arasında gerilimin olmaması için uğraşmalıyız. Demokrasi güçlendirilmeli, hukuku ön plana, adaleti ön plana almalıyız diyorum, yanlıştan dönelim diyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.(CHP sıralarından alkışlar)