GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 5 Haziran Dünya Çevre Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:95
Tarih:04.06.2020

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Çok Kıymetli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi bu önemli günde sevgiyle saygıyla selamlıyor, bizleri ekranları başında izleyen değerli vatandaşlarımıza da selamlarımı, saygılarımı sunuyorum.

Çevre, eski tabirle "muhit" olarak ifade edilir; insanı kuşatan, sarıp sarmalayan her şey demektir. Bugün dilimize yakışan tabirle de çevre, insanı çevreleyen her şey demektir. Dünyaya geldiğimizde hazır bir çevreye doğuyoruz, bugünkü tabirle -gençler bu tabirleri çok seviyorlar- hazıra konuyoruz. İnsan yaratılmazdan önce ona uygun bir ortam hazırlanmış; kozmografik olarak, tabiat bilimlerinin, botanik biliminin, zoolojinin ve antropolojinin ele aldığı konulara uygun olarak hazır bir ortam elde edilmiş ve nihayet en sonunda da insan yaratılarak bu hazır ortama indirilmiştir. İnsan varlık kategorisinin en üst basamağındadır ve en güzel biçimde yaratılmış, en şerefli, en değerli mahlukat olarak da tanımlanmıştır. Ayrıca insana muazzam bir yetenek daha verilmiştir ki biz bu yeteneğe "temsil kabiliyeti" diyoruz.

Şüphesiz, insanın yaratıcısıyla ilişkisi çok önemlidir fakat en az onun kadar önemli olan bir başka husus daha vardır; o da insanın insan dışı varlıklarla ilişkisidir. Şüphesiz, bu, insanın Tanrı'yla ilişkisiyle alakalı bir durum olarak da ayrıca kayda değer. Şöyle formüle edebiliriz: İnsan dışı her şey, canlı veya cansız, insanın emrine verilmiş ama aynı zamanda bütün bu emrine verilenler de insana emanet edilmiştir. Yetki ne kadar büyümüşse sorumluluğun da o kadar büyük olacağı bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Dolayısıyla insan olarak çevreye karşı sorumluluğumuz hakikaten çok büyük. Bütün bir dünya, bütün bir kâinat ve yaratılan canlı cansız her şey Kur'an'ın eşsiz beyanıyla bir hesap üzerine yaratılmıştır. Her şey bir miktar ve ölçü üzerine yaratıldığından dolayı da iktisatçıların formüle ettiği husus önümüze çıkmaktadır. İnsanların ihtiyaçları sonsuzdur fakat imkânlar sınırlıdır. Dolayısıyla biz bu dengeyi, ölçüyü ve hesabı bozmamakla mükellef olduğumuzu asla unutmamalıyız çünkü bu husus bizlere "Dengeyi bozmayın." şeklinde emir kipiyle ifade edilmiştir. Dolayısıyla keyfî davranışlardan çevreye karşı uzak durma ve bizim emrimize verilen canlı cansız varlıklardan yararlanma noktasında son derece dikkatli ve titiz uygulamalar içinde bulunmak zorundayız. Eğer bunlara uymazsak, görüyorsunuz, dünyada ozon tabakasının delinmesi gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyoruz, daha başka tehlikelerin de bunun arkasından gelmesi kaçınılmazdır.

İyi bir avcının bana söylediği bir söz vardı. "Niye çifte kullanmıyorsun?" diye sorduğumda, tek fişekli tüfek kullanan bu avcı bana şunu demişti: "Ben katliam yapmaya gitmiyorum, ben ihtiyacım için avlanmaya gidiyorum. Çifteyle avlanmaya gidersem bir defa attığımda vuramadığım canlının kurtulma şansını ortadan kaldırmış ve ikinci defa ateş etmek zorunda kalmış olurum ki bu avcılığın şanına da yakışmaz, aynı zamanda benim doğaya karşı, çevreye karşı emrime verilmiş olan av hayvanlarına karşı sorumluluk duygumu da zedeler." Biz bu düşüncelerle hareket etmek zorundayız. Çevremizdeki hayvanlara eziyet edemeyiz, çevremizi hor kullanamayız. Canlı cansız bütün yaratıklara emanet gözüyle bakmak ve çok hassas bir denge gözeterek davranmak zorundayız.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, Meclis çalışmalarında başarılar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)