GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisinde zaman zaman şartların ağırlığından ve uzun süren müzakerelerden kaynaklı tartışmalar yaşandığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:10.06.2020

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.

"Tavsiye" dediniz, estağfurullah. Ben, görüş ve düşüncelerimi yüce Meclisle paylaşacağım.

Dün yaşanmış birtakım olaylara istinaden zatıaliniz bir açıklama yaptınız, parti grubum adına çok teşekkür ederim.

Dün olup bitenleri çok fazla büyütmemek ama küçümsememek de lazım. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, adı üstünde Meclis, buranın meseleleri oturularak tartışılıyor ama zaman zaman şartların ağırlığından kaynaklı, uzun süren müzakerelerden kaynaklı, uzun çalışma saatlerinden kaynaklı, görüşmelerin gerginliğinden kaynaklı birtakım tartışmalar da oluyor. Bu tartışmaların zarafet içinde geçmesini temin etmek bizim vazifemiz, İç Tüzük de buna zaten imkân tanıyor.

Dün, Sayıştayla ilgili seçimlerin yapılması esnasında, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu bir önceki hafta içinde yaşadığı olaylara bağlı olarak bizim açımızdan "iş yavaşlatmak" diye tarif edilebilen ama bu İç Tüzük'e istinat eden bir uygulamada bulundu. Dolayısıyla bir protesto vardı ama içinde bir de zarafet gizliydi. Dolayısıyla ben o uzun süren oylamaya vicdanen katılamamakla birlikte demokrasiye inanmış bir arkadaşınız olarak zarafeti nedeniyle itibar ettim, teşekkür ediyorum.

Daha sonra da Adalet ve Kalkınma Partisi buna mukabele etti. O da önergelerin Komisyon tarafından kabulünü temin etti ve dolayısıyla muhalefet partilerine "Mademki işi yavaşlatıyorsunuz, biz de o zaman size karşı İç Tüzük'ten kaynaklı haklarımızı kullanıyoruz." dediler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bana kalırsa, Adalet ve Kalkınma Partisinin yaptığı da İç Tüzük'e istinat etmesi bakımından fevkalade zarif bir karşı duruştu. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna da teşekkür ediyorum.

Şimdi, işi bu kadar zarafet içerisinde gerçekleştirmemiz mümkünken hiç yaşanmaması icap eden bir olayın muhatabı oldu Türkiye Büyük Millet Meclisi. Buradaki siyasi parti gruplarının elbette ki birbirlerinden bekledikleri bir özür vardır; doğrudur, haklıdır ama asıl özür dilenmesi gereken aziz milletimizdir çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisine bizleri meseleleri oturalım, konuşalım, tartışalım diye gönderdiler; ayağa kalkıp birbirimizi itelim kakalım diye göndermediler. Böyle bir sahneyle karşılaşmaları hâlinde de pek tabiidir ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar efendim.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Saldırı var saldırı.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Arkada bir şey mi var şu anda görmediğim? (CHP sıralarından "Saldırı var." sesleri) İşte, onun üzerinde konuşuyoruz ki mümkün mertebe de zarafetle çözelim diye.

Şimdi, bu tartışmayı neye dayandırıyoruz? Uzun çalışma şartlarına. Buradan baktığımızda, demek ki Meclisin çalışma koşullarını dikkate alarak program yapacağız parti grupları olarak. Bu, uzun çalışma esnasındaki tartışmaların biçiminden kaynaklanıyor. O zaman, yine, tedbir alacağız tartışmaları doğru bir biçimde şekillendirmek adına.

Cumhuriyet Halk Partisinin Grup Başkan Vekili de parti grubunun bütün mensupları da bizim kardeşimiz; Milliyetçi Hareket Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisinin mensupları ve Grup Başkan Vekilleri de. Bu lafları söylerken HDP'yi de ayırmıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin mehabeti neyi gerektiriyorsa onu yapmakla ve öyle davranmakla kendimi mükellef hissediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ben dünü unuttum Sayın Başkanım. İnanıyorum ki arkadaşlarımız da unutma feraseti sergilerler. Mevlâna'nın bir sözüyle bitiriyorum: "Dün dünde kaldı cancağızım, artık başka şeyler söylemek lazım."

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.