| Konu: | Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 10.06.2020 |
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 10'uncu madde üzerine söz almış bulunuyorum.
10'uncu maddeyle ilgili tartışmalar bir hayli yapıldı ama bir bütün olarak biz bu 10'uncu maddenin ve aynı zamanda kanunun bir bütününün, AKP tarafından kendisine sadece yeni bir güvenlik kuvveti oluşturmak üzere oluşturulduğunu dolayısıyla da her şeyi yozlaştırdığı gibi bunu da yozlaştırıp kendi çıkarına kullanmak için bir yol aradığını düşünüyoruz, onun için de bir bütün olarak bu kanuna karşıyız. Bu kanunu kabul etmiyoruz.
Değerli arkadaşlar, burada çeşitli tartışmalar yapılıyor. 70 yaşındayım, elli iki yıldır da siyasal mücadelenin içerisindeyim, yirmi altı yıldır da Kürt sorununun çözümünü programının göbeğine oturtmuş olan partiler silsilesinde mücadele ediyorum. Bu süre içerisinde 2 darbe, 3 muhtıra, 5 tane de darbe girişimi gördüm. Bunların her birisi ülkeyi önemli ölçüde geriye götürdü ama hiçbiri AKP iktidara geldikten sonraki uygulamaları kadar ülkeyi geriye götürmedi. On sekiz senelik bir iktidar döneminizde, ülkeyi özgürlükler açısından inkâr, baskı, yok etme, katletme, sindirme, asimile etme politikalarınız nedeniyle tam yüz on sekiz sene geriye götürdünüz. 2 Mart 1994'te darbe yapıldı. Daha sonra, iktidara geldiğiniz dönemde, bu darbelere karşı olduğunuzu söylediniz ama 4 Kasımda, kendiniz aynı darbeyi çok daha acı bir şekilde gerçekleştirmiş oldunuz.
Değerli arkadaşlar, son dönemlerde, özellikle AKP iktidarında her gün yeni bir şeyle uyanıyoruz. Bayramın ilk günü Diyarbakır'da Rosa Kadın Derneğine yapılan bir baskınla uyandık ve yöneticileri göz altına alındı. Orada yönetici olan, aynı zamanda Bağlar Belediye Meclis Üyemiz olan Gönül Aslan, 3 yaşındaki tek böbrekli çocuğuyla birlikte göz altına alındı ve on iki gün cezaevinde kaldıktan sonra, dün tahliye oldu. Biz o zaman da dile getirdiğimizde, yine bunlar dikkate alınmadı ve üzerinde durulmadı. Şu anda 743 çocuk anneleriyle birlikte cezaevinde. Bu 743 çocuğun 543'ü sıfır-3 yaş grubunda, 200'ü 4-6 yaş grubunda. O sıfır-3 yaş grubunda olan bebeklerden 37'si 6 aylıktan daha küçük. Çocukların anneleriyle birlikte cezaevlerinde yaşamak zorunda kalmalarının, onların gelecekteki yaşamlarında çok ciddi psikolojik ve sosyal sorunlar yaratacağını herkes çok iyi bilebilir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim bu sorunları tartışmamız gerekirken, Türkiye'nin ekonomik sorunlarını tartışmamız gerekirken, Türkiye'de işsizliği tartışmamız gerekirken, bu pandemi döneminde milyonlarca insanın yeniden işsiz kaldığını tartışmamız gerekirken, dükkânını açamaz duruma gelen, iflasla karşı karşıya kalan esnafların durumunu tartışmamız gerekirken, tarımda yaşananlar nedeniyle iklim değişiklikleri ve fırtınalar, vesaireler nedeniyle yaşananların giderilmesi için tartışmamız gerekirken ve işsizliğe çözüm bulmamız gerekirken, özgürlük sorununa, basın özgürlüğü sorununa çözüm bulmak için tartışmamız gerekirken biz burada kendilerine yeni bir dayanak noktası, yeni bir mekanizma oluşturmak üzere getirdikleri bir kanunu tartışmak istiyoruz. Oysaki bu Meclisin görevleri bunlar olmamalı. Bu Meclisin görevleri, Türkiye'nin sorunlarını tartışmak üzere bir araya gelmek, Türkiye'nin sorunlarının çözümü için yollar aranmak, iktidarıyla, muhalefetiyle, yapıcı tavırlarla bu ülkenin sorunlarını çözmek olmalı. Oysaki AKP, her zaman olduğu gibi burada da yine sadece kendisinin işine geleni yapıyor; mesela "Darbelere karşıyız." diyor ama aslında darbelere karşı olmadığını hep beraber biliyoruz. Sadece ve sadece başkasının, kendisi dışında başkasının darbe yapmasına karşı oysaki kendisi darbe yaptığı zaman bunları gayet rahat uygulayabiliyor ve ona rağmen "Darbecilere karşıyız." diye söyleyebiliyor. Evet, siz darbecilere karşı değilsiniz, sadece sizden başkasının darbe yapmasına karşısınız. Bu tavrınızdan vazgeçmediğiniz sürece ülke huzura ermeyecektir, bu ülkeye ne huzur ne barış gelmeyecektir. Umarım, kısa sürede aklınızı başınıza toplar, bu yoldan vazgeçersiniz.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)