| Konu: | Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 11.06.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, gecenin bu vaktinde yasa çıkarmaya çalışıyoruz. Neymiş efendim? Rekabet Kurumuna yeni yetkiler verecekmişiz, Rekabet Kurumu da bağımsız ve tarafsız olarak rekabeti sağlayacakmış. Değerli arkadaşlar, içinizde buna inanan bir kişi varsa gerçekten çıksın söylesin.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) - Hepimiz inanıyoruz.
GARO PAYLAN (Devamla) - İnanan bir kişi varsa... Cumhurbaşkanının tam vesayetinin altında olan bir Rekabet Kurumu rekabeti sağlayacakmış.
YUSUF BEYAZIT (Tokat) - Sen inanıyorsun, konuşuyorsun.
GARO PAYLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Türkiye'de şu anda bir rekabet var mı? Bakın, bütün kamu ihalelerini 5 müteahhit alıyor, 5 yandaş müteahhit alıyor. Basına karteller hâkim, bu şirketlerin patronları aynı zamanda basının patronu, tam bir hâkimiyet var. Rekabet Kurumu ağzını bile açamıyor.
Değerli arkadaşlar, ironik bir şey var biliyor musunuz? Rekabet Kurumunun görevini yapabilmesi için önce siyasette rekabet olması lazım. Siyasette eşit rekabet yoksa Rekabet Kurumu da görevini yapamaz. Bakın, Sayın Recep Tayyip Erdoğan AKP Genel Başkanı, öyle değil mi? Devletin bütün imkânlarıyla siyaset yapıyor, ağzını açtığında bütün kanallar canlı yayına geçiyor. Biz de siyaset yapıyoruz, biz de bu ülkenin 3'üncü büyük siyasi partisiyiz. Bizim konuşmalarımızı tek bir yayın organı vermiyor, eş genel başkanlarımız tutuklanmış, belediyelerimize kayyum atanmış, tekrar seçime girmişiz, tekrar belediyelerimize kayyum atanmış, tekrar seçime girmişiz, tekrar milletvekillerimizi, arkadaşlar, burada bir darbeyle düşürttünüz.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Ne darbesi? Anayasa, Anayasa!
GARO PAYLAN (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP'li milletvekillerine darbe vuruldu arkadaşlar. Hangi rekabetten bahsediyorsunuz? Eğer siyasette rekabet yoksa ticarette asla rekabet olamaz. Rekabet Kurumu aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanının vesayeti altındadır ve adım atamaz.
Değerli arkadaşlar, bakın, demokrasiler denge ve denetleme rejimleridir. Eğer Meclis yürütmeyi dengeleyip denetleyemiyorsa, saraydan gelen fermanlara bir tek mühür basmak dışında bir görev yapmıyorsa orada bir rekabetten bahsedemezsiniz. Bizim görevimiz sarayı dengelemek ve denetlemek. Denetleyebiliyor muyuz? Hayır, tam tersine darbeler yiyoruz.
Eğer yargı sarayın sopasına dönüşmüşse, savcılar ve hâkimler sarayın emriyle maalesef tutuklama ve mahkûmiyet kararları veriyorlarsa orada bir dengeleme ve denetlemekten bahsedemeyiz arkadaşlar.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, bakın, başka bir dengeleyici, denetleyici kurum güya. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu medya üzerinde bir sopa, bir Demokles'in kılıcı vazifesini görüyorsa ortada bir rekabetten bahsedemezsiniz arkadaşlar.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, güya düzenleme ve denetleme kurumu. Bakın ne dedi Maliye Bakan Yardımcısı? "Biz bankaları zapturapt altına almak istiyoruz." dedi. Öyle değil mi? Bankalara baskıyla, sopayla kredi verdiriyorsunuz. Allah'ınızı severseniz, piyasa şartları iyi olsa bankalar kredi vermek istemez mi? Siz ayakkabı satmak istiyorsanız eğer piyasa şartları iyiyse satarsınız. Bankalar da para satmak için var; demek ki şartları iyi görmüyorlar, satmıyorlar. Siz sopayla, BDDK sopasıyla kredi verdirmeye çalışıyorsunuz. Bu mudur rekabet şartları?
Ya, bir de İstatistik Kurumumuz var, evlere şenlik. En son 34 yaşındaki bir başkan, iki yıl önce girmiş, iki yılda ne hikmetse, bakın, düşünün, -yirmi yıllık, otuz yıllık bürokratlar var, onlar başkan olamamış- iki yılda TÜİK'e, Türkiye İstatistik Kurumuna başkan olabildi bir kişi. Niye? Sayın Emine Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürünün eşiymiş efendim, ondan dolayı başkan olmuş. Sonra ne oluyor? Enflasyon kaç açıklanacak? "Efendim, size kaç lazım? Berat Bey, size kaç lazım enflasyon?" "7,5 açıkla." "Büyüme kaç lazım? 5 açıklayayım mı?" "4,5 iyidir, '5' diye abartma; 4,5 açıkla." İşte, arkadaşlar, böyle olduğunda, ülkede rekabetten bahsedemezsiniz.
Bakın, değerli arkadaşlar, Rekabet Kurumu bu maddeyle ne yapacakmış? Gidecek, işletmelerde her türlü belgeye el koyabilecek. Ya, "her türlü belge" diye bir sınırsızlık olur mu arkadaşlar? Ya, Cumhurbaşkanının vesayetindeki bir Rekabet Kurumuna bu yetkiyi verirseniz ne olur, biliyor musunuz? Arkadaşlar, yandaş şirketlerin rekabette bir şekilde öne geçmesi için yandaş olmayan şirketlere baskın yapılır, bütün belgelerine el koyulur, tekeller yaratılır. Hani, kartellere, tekellere karşı mücadele için Rekabet Kurumuna yetki veriyorsunuz ya; tam tersine, Cumhurbaşkanı her şeyi saraya bağlamak istiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Devamla) - Sayın Başkan, müsaadenizle...
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Devamla) - Ekonomide de her şeyi saraya bağlamak istiyor. Bakın, imrendiği yalnızca bir kişi var; Putin, Rusya'nın çarı Putin'e imreniyor. Çünkü Rusya'nın çarı Putin'in her sektörde bir oligarkı var, rekabet istemez, o oligarkla siyaset-ticaret ilişkisini görür. Petrokimyada bir oligarkı vardır, perakendede bir oligarkı vardır, o oligarkla iş yapılır. Diğer şirketler ne olmuştur? İşte, rekabet şartları yok edildiği için o oyuncular ya piyasadan çekilmiştir ya da sopayla yok edilmiştir arkadaşlar. Yapmamız gereken, Rekabet Kurumuna bu yasayı çıkarmak değil; siyasette rekabeti sağlamak, eşit rekabeti sağlamak, siyasette adaleti sağlamak, yargının bağımsız olmasını sağlamak, Türkiye'nin bir hukuk devleti olmasını sağlamak arkadaşlar; dengeleyici, denetleyici kurumların hepsinin özerk olmasını sağlamak. Eğer bunları yapabilirsek Rekabet Kurumu da görevini yapar; Meclis de dengeleme, denetleme görevini yapar; yargı da bağımsız ve tarafsız bir şekilde görevini yapar ve arkadaşlar, Türkiye o zaman başka bir noktaya gelir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Devamla) - Yoksa, hep beraber kaybetmeye devam ederiz.
Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)