| Konu: | Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 11.06.2020 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun teklifinin 7'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
7'nci maddeyle 4054 sayılı Kanun'un 36'ncı maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılıyor. Söz konusu birinci fıkrada "Üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak kaydıyla konuları ile ilgili hazırlayacakları ya da daha önce hazırlamış oldukları uzmanlık tezinin Kurulca kabul edilmesi hâlinde 'Rekabet Uzmanı' unvanını alırlar." denmektedir. Burada üç yıl çalışma koşulu ve "uzmanlık tezi hazırlamak" ibareleri kaldırılıyor. Bu usulün kaldırılması kurum içi nitelikli kadroların oluşmasında da sıkıntıya neden olacaktır. Rekabet Kurumunun özerk bir yapıya sahip olduğu düşünüldüğünde bu kadroların yine kuruma has kanunlarla şekillenmesi hukuki kargaşanın da önüne geçecektir. Eğer tez yazma ya da üç yıl çalışma gibi koşulların kaldırılmaması ve mevcut durumun devam edeceği hedefleniyor ise birinci fıkranın çıkarılmasının bir anlamı yoktur. Dolayısıyla bu hususta daha açıklayıcı bir yaklaşım sergilenmesi yerinde olacaktır.
Değerli milletvekilleri, hepimizin bildiği üzere geçtiğimiz hafta Sayın Leyla Güven, Sayın Musa Farisoğulları ve Sayın Enis Berberoğlu'nun milletvekilliği düşürüldü. Halk iradesiyle seçilen ve Meclis çatısı altında bir iradeyi temsil etme yetkisi kazanan milletvekillerine yönelik olarak tüm hukuki yollar tüketilmeden, alelacele vekilliklerinin düşürülmeleri parlamento hukukuna doğrudan darbe, halk iradesine ket vurmaya yönelik bir girişimden başka bir şey değildir. Darbelerin ne topluma ne de bunu yapanlara hiçbir faydası olmamıştır, olmayacaktır. Özellikle Sayın Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'na yönelik hazırlanan mahkeme kararlarının bazılarının Fetullahçılar tarafından kaleme alındığı da bilinmektedir. Bizlere yönelik parmak sallayarak "İşinize gelince tarafsız yargı, işinize gelmeyince taraflı yargı diyorsunuz." diyenler, işlerine gelince bağımsız yargı, işlerine gelmeyince FETÖ'cü savcı ve hâkimler diyerek toplumun aklıyla alay ediyorlar. Mesele Kürt olunca, Kürt'ün siyasi kazanımları olunca demokrasi de, hukuk da, insan hakları da teferruat oluyor. Bizler çok iyi biliyoruz ki Sayın Leyla Güven ve Musa Farisoğulları özelinde tüm siyasilere ısmarlama fezlekelerle talimatlı yargılamalar gerçekleştirdiniz. Unutulmamalıdır ki faşizmin her hamlesinde geri adım atarsanız bir süre sonra kaçacak yer bulamazsınız.
Değerli milletvekilleri, bakıldığı zaman tek adam rejimi bugün yargıyı siyasetin sopasına, Meclisi AKP'nin tasdik kurumuna, valileri AKP'nin il başkanına, kaymakamları AKP'nin ilçe başkanına, bürokrasiyi AKP'nin teşkilatına, elçilikleri AKP'nin makam verme aracına dönüştürmüştür. Böyle bir rejimde Meclis de maalesef işlevsizleştirilmiştir. Mecliste demokrasicilik oyunu yerine demokrasi mücadelesi verilmelidir. 3 vekilin Meclisten çıkarılması tek adam rejiminin Meclisi etkisiz hâle getirdiğinin en somut örneğidir. Sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarına her fırsatta ayar vermeye çalışan, basını muhalefet yaptı diye susturmaya çalışan, kendi dışında herkesi hain ilan eden bu istibdat rejiminin tek amacı, Meclisi işlevsiz bir kuruma dönüştürmektir.
Biliyorsunuz ki iktidarın 7 Haziran 2015 seçimlerinde kimyası bozuldu, 31 Mart 2019'da ise dengesi bozuldu. Barış masasının AKP tarafından devrilmesi milliyetçi, şovenist yaklaşımların devlet yönetiminde egemen olmasının asıl sebebi. Her kurum ve her şey üzerinde derin tahribatlar yaratıldı. Bakıldığı zaman hazine dahil tüm kurumlar ve değer yargılarının içi boşaltılmış durumda. Ekonomide, siyasette, temel hak ve hürriyetlerde ne yazık ki bir dibe vurmuşluk söz konusu. Keza dışarıdan da itibarını yitirmiş bir iktidar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyursunlar efendim.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Demokrasi güçleri bunun böyle devam edemeyeceğinin farkındadır. Türkiye'nin demokratik bir cumhuriyet olmasını arzu eden herkes faşizmle mücadele etmelidir. ABD'de yaşananlara faşizm ve ırkçılık diye tepki göstermiş gibi yapanlar sıra kendi ülkelerine geldiğinde ABD'yle aynı taktiklerle halka savaş açtıklarını unutuyorlar. AKP ve yandaşlarının aynı anda Gezi direnişine küfür ederken ABD'deki protestolara alkış tutması çelişki değil zevahiri kurtarmaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)