| Konu: | Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 11.06.2020 |
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun'un 41'inci maddesine yeni bir fıkra eklenmekte, eklenen fıkrayla "Avrupa Birliği mevzuatı dikkate alınarak bir düzenleme yapılıyor." denilmekte. Getirilen bu kanun teklifiyle, Rekabet Kurumuna şirket sahiplerinin mülkiyetine dek uzanan yapısal tedbirler alma konusunda geniş yetkiler veriliyor. Yasa teklifine teşebbüsler açısından oldukça önemli olan yapısal tedbirlerle ilgili birtakım hükümler de eklendiğini görüyoruz. Bir faaliyetin varlığının veya ortaklık hisselerinin devri gibi yapısal tedbirler ekonomik hayatta çok ciddi değişiklikler ortaya çıkartabilir. Temel hak ve özgürlükler üzerinde bu kadar ciddi etki yaratabilecek, böylesi bir yetkinin yargı kararı olmaksızın bağımsızlığını yitirmiş idari makama verilmesini doğru bulmuyoruz.
Öte yandan, böylesi geniş yetkili Rekabet Kurumu gibi kurumların gerçekten katılımcı bir biçimde kamusal çıkarları savunan, güvenilir kurumlar olması hâlinde bu anlamlı ve kabul edilebilir olabilir. Ülkemizde, bu durum dikkate alındığında yetkiler küçük bir azınlığa çıkar sağlamak dışında başka bir işe yaramayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; değinmek istediğim başka bir konu, vekili olduğum Adana'nın meslek odaları bir çağrıyla imza kampanyası başlattılar. Yapılan bu açıklamayla Yumurtalık'ta yapımı devam eden Çin sermayeli Emba Hunutlu Termik Santrali inşaatının durdurulması ve projenin iptal edilmesi istendi. Hâlihazırda Adana'da, Yumurtalık'ta 2003 yılından bu yana çalışan "Sugözü" isimli bir termik santral çevreye yeterince zehir saçmaya devam ediyor. Bu yetmiyormuş gibi yeniden bu termik santrale sadece 1.800 metre mesafede ikinci bir termik santral yapılması için çaba sarf ediliyor. Yumurtalık Emba Termik Santrali ÇED Raporu'nda, partikül madde oranının Dünya Sağlık Örgütü sınırlarının 3 katı yani metreküpte 83 mikrogram olduğu ifade ediliyor. Sugözü Kömürlü Termik Santrali'nin çalıştığı bölgede 2009'da 5 olan kanser vakası 2014'te 60'a çıkmıştır; beş sene içerisinde 18 bin olan nüfus 17 bine inmiş ama kanser vaka sayısı 11 kat artmış, kanser türlerinde de yüzde 275 artış meydana gelmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hava kalitesi ölçüm istasyonu verilerine göre, Adanalı 2019'da iki yüz otuz altı gün yani yılın yüzde 65'inde Dünya Sağlık Örgütünün sınır değerleri üzerinde kömür kaynaklı partikül madde yani kirli hava solumuştur. Bu konuda soru ve araştırma önergeleri verdik ama şu ana kadar herhangi bir sonuç alamadık.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı verilerine göre, kentte bazı bölgelerde hava kirliliği sınır değerlerinin aşıldığı ve hava kalitesinin sağlıksız düzeyinin de altında "hassas" ibaresiyle seyrettiği ifade edilmektedir. Ulusal sınırı en fazla 50 olması gereken metreküp başına hava kirletici partikül miktarı Merkez Yüreğir ilçesinde 104 olarak ölçülmüştür.
Adana'da hayatını kaybeden her 5 kişiden 1'i hava kirliliğine bağlı hastalıklardan dolayı yaşamını yitirmektedir. Adana'ya temiz hava isteyen meslek odaları ve derneklerin yanındayız. Adana'yı kirli havadan kurtarın diyoruz.
İki gün önce Adana'da bir operasyon yapıldı; 61 kişi, içinde 6 aylık bebekleri olan kadınlar da gözaltına alındı ve şu anda hâlâ gözaltındalar.
Yine, iki gün önce Silvan'da bir operasyon başlatıldı. Silvan'ın Üçdirek Mahallesi'nde, burada, köye 300-400 metre mesafede otlayan büyükbaş hayvanlara helikopterlerle ateş edildi; 7 büyükbaş hayvan öldürüldü, geri kalanların bir kısmı da köylüler çıkıp kontrol edemedikleri ve arayamadıkları için kayıp durumdadır. Bunlara da artık son verilmesi gerekiyor. Bugüne kadar yapılanların hiçbir tanesi Türkiye'ye bir fayda sağlamadı, ne Türkiye'nin işsizliğini eksiltti ne üretimini artırdı ne de Türkiye'de yaşanan sorunlara çözüm oldu. Bunlardan vazgeçilmeli ve insanların artık hayvanlarına, canlarına, mallarına kastedilmekten de vazgeçilmelidir.
Saygılar sunuyorum, iyi sabahlar diliyorum. (HDP sıralarından alkışlar)