GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:16.06.2020

CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çaycılığın sorunlarını konuşmak üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çay, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 830 bin dekar alanda, 220 bin ailenin yaptığı bir tarım, ülke ekonomisine 2 milyar dolarlık katkısı var, aile fertleriyle beraber 1 milyona yakın çay üreticisinin doğrudan geçim kaynağı, 83 milyon insanın da her gün içtiği bir besin maddesi.

Değerli arkadaşlarım, ben defalarca çayla ilgili burada araştırma önergeleri verdim, tartıştırdım, iktidar partileri sürekli olarak reddettiler.

Değerli arkadaşlarım, çayla ilgili çok ciddi problemler var, beş dakikada bunları anlatmam mümkün değil ama başlıklar hâlinde geçeceğim. En temel problemden söz ediyorum: En temel problem, çay fiyatları. Çay, geçen sene 3 lira 3 kuruştu, bu sene 3 lira 40 kuruş oldu. Geçen sene olduğu gibi bu sene de üretici, çayının yarısını 270-275 kuruş dolayında satmak zorunda kaldı. Niye böyle oldu? Çünkü ÇAYKUR kapasitesini kullanmıyor, "kontenjan" ve "kota" diye uydurulan kavramlarla üreticiyi fırsatçı özel sektörün kucağına itiyor değerli arkadaşlarım. Bakın, bununla insanlar geçiniyor, bu çayla insanlar geçiniyor. Bölgede aile başına 5 dekar civarında çay var, senede 10-15 bin lira geliri var, aylara böldüğünüz zaman bin lira bile etmiyor değerli arkadaşlarım. Bu insanlar geçiniyor, geçiniyor, ekmek yiyor, ekmek; bin liraya, bunu anlatmaya çalışıyorum.

Bakın, önemli problemlerden bir tanesi, Türkiye'deki çaycılık geriletirilirken dışarıdan çay gelmesi değerli arkadaşlar. Daha geçen gün, İkizdere'de bir tır kazası oldu, Susurluk kazası gibi; orada çay vardı, kaçaktı, değildi, ithaldi falan. Değerli arkadaşlarım, bu ülkeye kaçak çay geliyor ve tedbir alınmıyor, 70 bin ton civarında kaçak çay kullanılıyor bu ülkede. Yetmiyormuş gibi doğal yollarla yani ithalat yoluyla 30-40 bin ton çay geliyor. Bu çayların büyük bir kısmı yerli, kalitesiz, neredeyse çöple karıştırılmış, ucuz ve kenar, köşe mahallelerde kilogramı 15 liraya satılan çaylar değerli arkadaşlarım. Bakın, bütün bunlar olurken ÇAYKUR'un ne yaptığını kimse bilmiyor. ÇAYKUR, Varlık Fonuna devredildikten sonra 1,5 milyar TL zarar etti değerli arkadaşlarım, böyle değildi.

Elbette ÇAYKUR'suz çay olmaz çünkü ÇAYKUR, bölgede aynı zamanda sosyal devlet görevini görüyor. Ama ÇAYKUR hiçbir dönem bu kadar büyük zarar etmemişti değerli arkadaşlarım. Bu şekilde zarar eden ÇAYKUR, bir süre sonra ikiye bölünüp -milletin endişesini aktarıyorum size- üretim ayrı bir alana, pazarlama ayrı bir alana alınacak ve pazarlama satılacak endişesi var, ÇAYKUR ortadan kalkacak endişesi var. Eğer ÇAYKUR ortadan kalkarsa değerli arkadaşlarım, bölgede çay olmaz ve bölgede hayat da olmaz. Bakın, ÇAYKUR yöneticileri çok büyük yanlışlar yapıyorlar. ÇAYKUR, bir kamu kuruluşu olmasına rağmen, çay pazarlamasını Çaytaş diye bir şirkete devretti. Kim burada görevli, ne yapılıyor belli değil; çok büyük sıkıntılar var.

Özel sektör sadece fiyat konusunda fırsatçılık yapmıyor, ÇAYKUR'un yıllardan beri oluşturmuş olduğu markaları taklit ediyor değerli arkadaşlarım ve devlet yani siz, biz, kamu milyarlarca lira zarar ettiriliyor; onlar da haksız kazanç sağlıyorlar, bu konuyla ilgili de hiçbir şey yapılmıyor; sonra, yıllardan beri denildiği gibi, deniliyor ki: "Türkiye'de çay pahalı üretiliyor, dolayısıyla çayı bırakalım biz, dışarıdan alalım." Bunlar kabul edilemez değerli arkadaşlarım.

ÇAYKUR yöneticilerini buradan uyarıyorum: Çay fabrikalarının kapasitelerini tam kullanın, milleti perişan etmeyin. Bakın, yıllar önce sözleşme yaptınız bu milletle. İnsanlar fındık tarlalarını, mısır tarlalarını ortadan kaldırarak çay ektiler; siz de sözleşme yaptınız "Şu kadar dönüm arazide ektiğiniz çayın tamamını sizden alacağım." diye, şimdi almıyorsunuz. Bakın, biz özel sektöre falan karşı değiliz, serbest piyasa falan, onları eleştirmiyoruz; buradaki sahteciliği eleştiriyoruz değerli arkadaşlarım. ÇAYKUR'un günde 10 bin ton çay kullanma kapasitesi var, maalesef bu kapasiteyi kullanmıyor, 7 bin ton kullanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Öyle olduğunda da 340 kuruşa olan çayı 270 kuruşa satmak zorunda kalıyor insanlar. Yağmurun içinde çay topluyor. O çay belli bir olgunluğa geldikten sonra o gün ya da ondan sonraki gün toplanmak zorundadır, toplandıktan sonra da hemen o gün satılmak zorundadır değerli arkadaşlarım. İnsanlar büyük bir çile çekiyor. Şu anda Doğu Karadeniz Bölgesi'nde insanlar bizi bekliyor, bizi dinliyor; Meclisten bir derman, bir çare arıyorlar.

Bakın, değerli arkadaşlarım, çay taban fiyatı olması gerekiyor. Bunun için bizim grubumuzun vermiş olduğu kanun teklifleri var, siz de verin. ÇAYKUR'un ilan etmiş olduğu, Bakanlığın ilan etmiş olduğu çay fiyatı taban fiyatı olsun, bu fiyatın altında hiç kimse çay alamasın. Bakın, yılda 10 bin liradan söz ettim değerli arkadaşlarım, ayda bin lira bile etmiyor, 200 bin aile bununla geçiniyor. Hele bir de yarıcı aileler var, yarıcı aileler arkadaşlar. Bu sene, 1 ton çay 1.500 liraya toplandı değerli arkadaşlarım. Dolayısıyla insanların elinde 1 kilo çayda 150 kuruş bile kalmıyor. Bu önergemizi destekleyin, çaycılığın ve çaycının sorunlarını araştıralım, bir çare bulalım.

Teşekkür ederim, saygılar. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)