| Konu: | Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 16.06.2020 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu 12'nci maddeyle ilgili birkaç şey söyleyeceğim, ondan sonra da bir başka konuya geçmek istiyorum. Esasında 2013 yılında yanlış hatırlamıyorsam Anayasa Mahkemesi, Rekabet Kurumunun personel alımıyla ilgili olarak, kadro statüleriyle ilgili olarak sahip olduğu yetkiyi iptal etti; Anayasa'ya aykırı buldu ve iptal etti. Dolayısıyla da, Sayın Kurul bu maddeyle sanıyorum bu düzenlemeyi yapmak istiyor, yani kadrolarında bir kayma yapacak, uzman, uzman yardımcılığı vesaire böyle bir değişim gerçekleştirmek istiyor. Şimdi, bunun bir başka sebebi en azından benim gördüğüm kadarıyla: Ben, personelin hizmet sürelerine baktım, aşağı yukarı yirmi yıl ve fazlası hizmet süreleri olan personel toplamda yüzde 40 civarında. Yani esasında, Rekabet Kurumunun personelinde bir yaşlanma var dolayısıyla da bir kan değişimi gibi düşünülebilecek olan bir değişimi öneriyorlar ve dolayısıyla da makul gibi gözüken bir yanı var. Fakat öte yandan bir başka bilgi vereyim size: Biraz eski olabilir ama Sayın Komisyon burada, ben yanlış bir bilgi vermişsem düzeltir. Şimdi, bizim Rekabet Kurumumuzda 372 kişi çalışıyor benim tespitime göre. Fakat diğer ülkelerin rekabet kurumlarına baktım; mesela, İngiltere'de 237 kişi çalışıyor, Tayvan'da 217 kişi çalışıyor, Güney Afrika'da 98 kişi çalışıyor, Polonya'da 284 kişi çalışıyor, Çek Cumhuriyeti'nde 119, Avustralya'da 295 kişi çalışıyor. Gördüğünüz gibi, bu ülkelerin içinde en fazla personeli olan kurum bizim Rekabet Kurumumuz. Dolayısıyla da kadro tahsisi, statüler vesaire konuşulurken -esasında, geçen konuşmalarımızda söylediğim gibi- zaten özerkliğini yitirmiş veya tersten söylersek, bir Hükûmet kurumu hâline gelmiş olan bu Kurumun kadro tahsis edilen bir kurum olma ihtimalini de güçlendiriyor diye düşünüyorum.
Şimdi, efendim, ben geçenlerde konuşmamda, 2012'den sonra Türk ekonomisinde aşırı bir tekelleşme olduğundan söz ettim ve üstelik de bu iddiayı kendi çalışmalarımızın dışında yani kendi çalışmalarımızın size güven vermeyeceğini varsayarak Merkez Bankasının yayınlarından yayınlanmış uluslararası özellikte olan bir yayınına referansla anlatmaya çalıştım. Türk imalat sanayisinde özellikle 2011'den sonra -yani bu, bir anlamda, özerkliğini yitirdiği tarih olarak görülebilir- bence etkili bir rekabeti koruma fonksiyonunu yerine getirememiştir ve sonuçta, tekelleşmeler çok yüksek derecede gerçekleşmiştir demiştim. Bir arkadaş kalktı -yanılmıyorsam Komisyondan arkadaş, Düzce Milletvekiliniz yanılmıyorsam- bu konuda bir cevap verecek diye beklerken birdenbire PKK, FETÖ, CHP, MHP, bir sürü şey saymaya başladı dolayısıyla bir gerginlik oldu ve konu da öyle kapandı gitti. Şimdi, arkadaşlar, ben de şöyle bir teklifte bulunuyorum: Bizim söylediğimiz yanlış ise veya size göre yalansa o zaman doğruyu siz söyleyin; doğruyu siz biliyorsanız siz söyleyin, biz de duyalım. "Hayır, tekelleşme yok. Şundan şundan dolayı yok." deyin diye bekleriz. (HDP sıralarından alkışlar)
Çok az zaman kaldı tabii yine. Geçenlerde, mayıs başında Rekabet Kurumunun resen aldığı bir kararla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Rekabet Kurumu şöyle bir karar veriyor, diyor ki: Bu Covid-19 salgını sırasında bazı firmalar ve bazı zincirler aşırı fiyatlar koydular ve tüketiciyi bir anlamda sömürmüş oldular. Ve 33 tane üründe aşırı fiyatlama olduğundan dolayı -bir anlamda- ön araştırma başlattılar veya soruşturma bilemiyorum tam hangi seviyede.
Şimdi, değerli vekiller, bu konular bir tarafıyla çok hassas konulardır çünkü Allah aşkına siz neyin acil olduğunu nereden bileceksiniz? Bir firma fiyatını yükseltmişse bu pekâlâ arzdan kaynaklanan yani maliyetlerden gelen bir nedenle artırmış olabilir ki meşrudur, talepten kaynaklanan bir nedenle artırmış olabilir, bu da meşrudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Dolayısıyla da sizin neyin gayrimeşru olduğunu bilebilmeniz için şu anda benim görebildiğim kadarıyla bugüne kadar böyle bir çalışma yapmış değilsiniz; bu bir. İkincisi, bütün dünyada rekabet otoriteleri esasında fiyat kontrolü işlevini üstlenmek istemezler ama burada görebildiğim kadarıyla bizim kurumumuz bir anlamda sanki -geçen dönemi hatırlayın, geçen seneyi, patates, soğan fiyatlarıyla ilgili yapılanları düşünürsek- enflasyonla mücadelede Rekabet Kurumu bir şey üstleniyor gibi gözüküyor. Bu doğru bir yaklaşım değildir, yanlıştır ve dolayısıyla da aslında yapılması ihtimali olan -önümüzdeki dönemlerle ilgili- yatırımların engellenmesi anlamını taşıyan bir soruşturma da olabilir bu soruşturmalar. Dolayısıyla da dikkatli olmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Daha çok anlatacaklarımız vardı ama süre bitti.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)