| Konu: | Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 16.06.2020 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, bu, Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümünde, 14'üncü madde üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, kulağa çok hoş bir kelime olarak gelen küreselleşme yani diğer adıyla yeni liberal politikaların tüm dünyada uygulanıyor olması, özellikle ve özellikle tarım sektöründeki üreticinin belini büken, üreticiyi ulus aşırı şirketlere ve küresel sermayeye teslim eden ve siyasal yaşamda, ekonomik yaşamda, kültürel yaşamda, sosyal yaşamda rekabeti ve rekabete dayalı yeni bir dünya düzenini beraberinde getirdi. Tabii, bugüne kadarki uygulamalarla, özellikle sosyal anlamda küreselleşme değil, ekonomik anlamda Dünya Ticaret Örgütünün, IMF'nin ve Dünya Bankasının üç sacayağı olarak dayattığı politikalarla bütün dünyada vahşi rekabet kendini gösterdi. Tabii, biz de bunu kendi ülkemizde uzun zamandır yaşıyoruz. Bu yeni liberal politikaların en büyük mağduru da ne yazık ki çiftçilerimiz, üreticilerimiz, esnafımız, ücretliler ve temel hak ve özgürlükleri kısıtlanan, doğası ve çevresi bu sermayenin egemenliği altında yok edilmeye çalışılan insanlar. Böyle bir süreçle karşı karşıyayız. Bu sürecin tarımsal üretime ve tarım sektörüne getirdiği en önemli başlıklar şöyle: Pazara giriş serbestliğinin gelmesi, gümrük vergilerinde indirim dayatması, ihracatı teşvik desteklerinde indirim dayatması, üretimi teşvik uygulamalarında ve üreticiye yapılan desteklemelerde sınırlamalar, kısıtlamalar getirilmesi. Dolayısıyla -az önce de söylediğim gibi- çiftçimiz, üreticimiz küresel piyasalara teslim edilmiş. Bakın, bu konuda, 2014 yılında 2014/20 sayılı Başbakanlık Genelgesi'yle kurulmuş Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi var. Bu Komite, bugüne kadar ne gıda ne tarımsal ürün piyasalarını... İlk kurulduğunda Tarım Bakanlığının uhdesindeyken sonra Merkez Bankasının uhdesine teslim edilmiş ve sektörü yani gıda ve tarım ürünleri piyasalarını salt finansal, ekonomik ve maddi mekanik bir denetime tabi tutan bu komitenin, bırakın amaçlarında yer alan, örneğin gıda ürünleri piyasalarına ait tedarik zincirinde karşılaşılan aksak rekabetin nihai tüketici fiyatlarını yukarı çekmemesi falan için denetimler yapmak gibi, tedarik zincirindeki pazarlamaya ilişkin fonksiyonların birçoğunun aracılar tarafından yerine getirilmesine bağlı olarak, üretici birliklerinin tedarik zincirindeki payının sınırlanmasının önüne geçmek için bir eylem planı hazırlamak gibi, hiçbiriyle henüz daha biz tanış olmadık 2014'ten beri.
Şimdi, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 5'inci maddesinde yapılan değişiklik üzerine sizin dikkatinizi çekmek istiyorum. Bakın, örneğin İzmir Kemalpaşa'nın kiraz üreticisi. Çiftçi ürününü üretiyor, bütün bir yıl çalışıyor, bakımını yapıyor, budamasını yapıyor, ilacını atıyor, gübresini veriyor, bir afetle karşılaşmamak için dua ediyor çünkü karşılaşırsa karşılığını alamayacağını düşünerek. Sonuçta, o kadar emek verip, o kadar yüksek girdi maliyetleri altında da kalsa ürününden eder fiyat almak istiyor; karşısında bir alıcı karteli, belirlenen piyasa, fiyatları belirleyen bir kartel ve buna karşı çaresizlik içerisinde ürününü ederinin çok altında satmak zorunda kalıyor. Kanunun ilgili 5'inci maddesi de bu konuda "tüketicinin bundan yarar sağlaması" diyor örneğin. Yani, alıcı, bunu üreticiden düşük fiyattan alacak, üreticinin burada canı yanacak, zarar edecek, ondan sonra "Daha düşük fiyattan tüketiciye satacağım, fiyatı düşürüyorum." diyerek Rekabetin Korunması Hakkında Kanun gereğince bundan sıyrılacak. Ve sıyrılmış değerli arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Bakın, ben, Rekabet Kurulunun aldığı kararların içerisinden üretimle, çiftçiyle ilgili maddelerin detayını çıkardım. Örneğin, kirazda kartel konusunda 3 kez gidilmiş, şikâyette bulunulmuş veya resen yapılmış, 2'sinde reddedilmiş, "Yok." denilmiş; sofralık şaraplık üzüm alımında kartel reddedilmiş; çiğ süt fiyatlarında kartel 4 kez reddedilmiş; piliç etinde kartel 1 kez ret, 1 kez kabul edilmiş; nişasta üreticilerinin mısır alımında 2 kez reddedilmiş; et ithalatına dayalı rekabet kısıtlaması, ret; vişnede kartel, Kurulun görüşünden... Yani çok ilginç bu sadece bir bölgeyi ilgilendiriyor, bütün Türkiye genelinde olmadığı için rekabete yönelik reddedilmiş. Anasonda, fındık yağında... Mesela, fındık alımında 5 kez kartel şikâyeti var, 5'i de reddedilmiş.
Değerli arkadaşlar, biz Rekabetin Korunması Kanunu ve...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - Son cümlem, bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Grup Başkan Vekiline de söz vermedim.
KAMİL OKYAY SINDIR (Devamla) - ...kanun çerçevesinde, maalesef, rekabeti koruyoruz derken üreticiyi alıcılara, aracılara ve piyasaya teslim ediyoruz ve tarımsal üretimin ki, bugün en çok konuştuğumuz, özellikle pandemi sürecinde üzerinde çok konuştuğumuz gıdada arz sorununu daha da içinden çıkılmaz bir hâle getiriyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)