| Konu: | Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy'un görüşülmekte olan 215 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 16'ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 16.06.2020 |
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, şimdi, hatip konuşmasını yaparken hepimiz burada bu konuşmayı dikkatle dinlemeye çalıştık. Öncelikle ifade etmek gerekir ki Amerika'da yaşanan George Floyd hadisesi, Amerikan devletinin çok uzun yıllardan beri, siyahi, Afroamerikalı, ne dersek diyelim, onlarla ilgili olarak uzun yıllardan beri gelen sabıkasının, ayrımcılığının ve topluma yayılmış olan bu nefretin neticesi olarak ortaya çıkmıştır ve George Floyd alelade bir vatandaştır, orada yaşadığı muameleye de çekilen video görüntülerinde hep beraber şahit olduk. Bunun dışında, Türkiye'de etnik kökeninden veya mezhebinden dolayı, sadece bir mezhebe mensup diye, sadece bir etnik kökene mensup diye hiçbir ferdin, hiçbir kimsenin bu devlet tarafından bu manada bir şiddet olayına muhatap olması veyahut da katli durumu söz konusu olmamıştır. Bu verilen örneklerin tamamı, vermiş olduğunuz örneklerin tamamı incelenir; hadiseler tek tek incelenir, bakılır, buna göre hukuk devleti sınırları içerisinde gereği yapılır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Ama bu toplumun içerisinde, Türk toplumunun içerisinde bir ayrımcılık hiçbir zaman olmadığı gibi, bundan sonra da olmayacağı aşikârdır. Yani Türk'ü, Kürt'ü birbirinden istediğiniz kadar ayırmaya çalışın, ayırmak mümkün değildir. Bu manada bu memlekette, bu devlette de herhangi bir ırkçı tavır ve davranışa da rast gelemezsiniz. Bunun dışında, hukuka aykırı fiiller söz konusuysa hukuk önünde bunu işleyenler bunun cezasını çekerler, bunun hesabını mutlaka verirler.
Şimdi, diyorsunuz ki: "Biz herkes için yürüyoruz. Her şey için yürüyoruz." Yani her şey için şansınızı deniyorsunuz. "Ah, bu Türkiye'de bir kaos çıksa da ah, bir yerden bir işi tuttursak da şu Türkiye'de bir 6-7 Ekim hadiseleri gibi bir hadiseyi tekrar acaba nasıl gündeme getiririz?" diye bunun peşindesiniz, bunun farkındayız. Her yerde dilinizle de üslubunuzla da bunu ortaya koyuyorsunuz. Ama buna Türk devleti de Türk milleti de müsaade etmeyecek.
Sorun bence şu: Sorun, samimiyet problemi. Siz birtakım mağduriyetlerden bahsedebilirsiniz ama bu milletin tamamının yaşadığı mağduriyetlerde siz de eğer aynı şekilde üzülürseniz, derdiyle dertlenirseniz, sevinciyle beraber sevinirseniz o zaman hiçbir problem kalmaz. Siz, Türkiye'nin dertlendiği yerde sevinen, sevindiği yerde de üzülen bir anlayışla yürüdüğünüz için bir şey olmuyor burada. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bütün sıkıntının temeli bu. Siz, Eren Bülbül'ün katilinin cenazesi yerine Eren Bülbül'ün cenazesine gelebilecek cesareti gösterdiğiniz gün Türkiye'de bir şeyler çözülüyor demektir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sizin bu ısrarınız ve teröre karşı, asla ve asla, hiçbir zaman belli olmayan flu tavrınız, protesto etmeyen, kınamayan, aksine o "Terör örgütlerini ve uzantısını arkamıza aldık." diyen anlayışınız devam ettiği sürece Türkiye'den ve Türk milletinden hiçbir şekilde destek bulmanız mümkün olmayacaktır; marjinal kalmaya devam edeceksiniz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)