| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 17.06.2020 |
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz birkaç yıl önce Erdoğan "Türkiye'yi bir şirket gibi yönetmek istiyorum." demişti. Vatandaşa "Bir şirket gibi yönetirsek hem refah bulursunuz hem de geliriniz artar." demişti. Ve vatandaş da ona inandı, yüzde 51 oyla onu Cumhurbaşkanı yaptı. Cumhurbaşkanının ilk işi ne oldu arkadaşlar? Bir şirket kurmak oldu, Varlık Fonu AŞ. Ben açıkça Sayın Cumhurbaşkanına o şirketin ismini değiştirmesini öneriyorum. O şirketin adını şahsım AŞ yapsın arkadaşlar, şahsım AŞ! Neden? Çünkü aslında bir anonim şirket bile kurmadı, bir şahıs şirketi kurdu. O şahıs şirketine şahsını başkan olarak atadı. Başkan Vekili olarak da damadını atadı arkadaşlar. Kendi damadını şahıs şirketinin, kasanın başına koydu. Hani şahıs şirketlerinde böyle olur ya, ya çocuk ya damat kasanın başına oturtulur.
Arkadaşlar, şimdi, bu şahıs şirketinin bankalara ihtiyacı vardı. Parayı nereden yaratacak? Bankalardan yaratacak. Hangi bankalardan? Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıflar Bankası. Bu bankaları da şahsım AŞ'ye bağladı arkadaşlar. Şahsım AŞ'nin kendine bağlı bir ekonomik düzen kurması gerekiyordu. Arkadaşlar, bunun için de kamu bankalarına atamalar yaptı. Zaten mevcut atamalar vardı, biliyorsunuz. Vakıfbankın Yönetim Kurulu Başkanını tanıyorsunuz, Sayın Abdülkadir Aksu, AKP'nin kurucularından. Sayın Faruk Çelik, Ziraat Bankasını yönetiyor arkadaşlar, sizin bakanınız, dönemlerce milletvekiliniz. Veysi Kaynak, milletvekiliniz, AKP'de bakanlığınızı yaptı, şu anda Ziraat Bankasında Başkan Vekilliği yapıyor. Ragıp Ertem, Vakıfbankta yönetimde.
Arkadaşlar, bu hafta ilave ilginç atamalar var. Bakın, ilginçtir, ülkemizin ünlü bir güreşçisi, millî formayı giymiş, dünya çapında "asrın güreşçisi" olarak kabul edilen Sayın Hamza Yerlikaya. Burada milletvekilliği de yaptı. Değerli arkadaşlar, Hamza Yerlikaya Vakıfbankın yönetimine atandı. Hani diyoruz ya liyakat diye bir kavram var, sadakat değil liyakati öne alalım. Sayın Hamza Yerlikaya hangi liyakatiyle acaba şu anda Vakıfbankın yönetimine atandı, biz bunu çok merak ediyoruz. Kendi eğitimine baktım, ekonomiyle ilgili hiçbir eğitimi yok. Tek bir vasfı var, güreşçilik. Acaba ne yapacak Sayın Hamza Yerlikaya? Kredi verilirken vatandaşa nasıl künde atılır, vatandaş nasıl taklaya getirilir, vatandaş nasıl tuş edilir, yandaş olmayan şirket nasıl kündeye getirilir ve tuş edilir, acaba bunu mu öğretecek yönetim kurulunda? Bunu çok merak ediyoruz arkadaşlar.
Bir atama daha var o da çok ilginç. Bunu da tanıyorsunuz, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanı Sayın Ebubekir Şahin, Vakıfbank yönetimine atandı. Değerli arkadaşlar, gerçekten hâliniz vahim. Şimdi, Ebubekir şahin ne yapıyor, ne iş yapıyor? Radyo ve Televizyon Üst Kurumunu yönetiyor değil mi? Sabah kendisi Mercedes'ine binip Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna gidiyor, ne yapıyor? "Efendim, getir bakalım şu dosyaları, Halk TV ne yapmış, efendim Tele1 ne yapmış, FOX TV ne yapmış? Hele onların bir cezalarını keselim." diyor, öyle değil mi? Yandaş olmayan bütün kanallara, basın ilkelerini savunan bütün kanallara cezaları kesiyor sabahları. Peki, öğleden sonra aynı Mercedes'ine binip Halk Bankası Yönetim Kurulu toplantısına gidecek, ne yapacak? Yandaş kanallara nasıl reklam verileceğini tartışacak, yandaş kanalların programlarına nasıl sponsor olunacağını tartışacak arkadaşlar. İşte böyle bir vahamet içinde arkadaşlar bu yönetim kurulları.
Neden böyle yapıyor Sayın Erdoğan? Yalnızca bu arkadaşlar değil, bu 3 bankanın yönetiminden geçen herkes yandaş arkadaşlar. Herkes AKP'nin bir yerinden girmiş bir yerinden çıkmış. Ya vekili, ya bakanı, ya eski yöneticisi, ya kurucusu. Niye böyle yapıyor? Nasıl ki siz burada saraydan gelen talimatlara göre el kaldırıp saraydan gelen talimatları onaylıyorsanız aynı şekilde bu yönetici arkadaşlar da saraydan gelen talimatlara göre yandaş şirketlere kredi veriyorlar arkadaşlar ve verecekler. Ve bunun sonucunda ne olacak? Yalnızca yandaş şirketler ayakta kalacak, yandaş olmayan şirketlerin hepsi batırılacak. Aynı Rusya'da olduğu gibi bir oligark düzeni kurulacak arkadaşlar, her sektörde yalnızca yandaşlar ayakta kalacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Toparlayın.
GARO PAYLAN (Devamla) - Mesela, 5 tane müteahhit bütün kamu ihalelerini alıyor ya, bütün kredileri bu 3 bankadan gidiyor. İşte tüyü bitmemiş yetimin haklarından gidiyor o krediler. Onlar daha da büyütülecek, diğer bütün oyuncular kaybedecek arkadaşlar. Ne olacak bunun sonucunda? Bütün şirketler hizaya çekilecek. Bakın, dün basında bir tartışma vardı. "Niye HDP'lileri çıkarmıyorsunuz?" "Efendim, biz özel bir şirketiz, bu bir tercihtir." diyor. Tercih değildir çünkü patronu devletten ihale alıyor. Devletten ihale alıyor, finansmanını nereden yapıyor? Kamu bankalarından yapıyor. Eğer bir HDP'liyi çıkarırsa Habertürk, CNN, diğer televizyonlar, o ihaleler kesilir, çark bozulur arkadaşlar. İşte buralarda bir yerlerde kaybediyoruz, bu düzeni değiştirmek için bu yandaş ekonomisine son vermeliyiz. Bakın, 90'lı yıllarda da bu yandaş ekonomisi sürdürüldü ve sonuçta 2001 krizi yaşandı. Şimdi de kamu bankaları bir arpalığa çevriliyor, yandaşlara bu anlamda krediler hortumlanıyor, yine, yeni krizin taşları döşeniyor. Gelin, bu araştırma önergesine destek verelim ve bu durumu tersine çevirelim arkadaşlar.
Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)