| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 17.06.2020 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 17 ayrı kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapan 217 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerine grubum adına konuşacağım.
Değerli arkadaşlarım, torba yasayla ilgili, temel kanunla ilgili benden evvel konuşan arkadaşlar söylenmesi gerekli şeyleri söylediler. Maalesef yani hukuk arkadan dolanmak için falan yapılmaz yani bu hukuka uymak gerekiyor arkadaşlar. Yarın başka şekilde de uymazsanız eğer bir kere çiğniyorsanız, bunu başka şekilde de çiğnersiniz. Gerçi geçmişten kalma "Anayasa bir kere delinirse bir şey olmaz." lafları var ama.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifi genellikle ekonomiyle ilgili özellikle de sanki yaşanan pandemiyle ilgili düzenlemeler yapıyor, öyle görülüyor. Evet, Türkiye maalesef dünyada birçok ülkede olduğu gibi bu pandemiye zaten çok zor şartlarda yakalanmıştı. 2008'den beri devam eden kriz, son zamanlarda derinleşen, Türkiye'de özellikle derinleşen mali kriz şiddetli bir şekilde devam ederken bu kriz geldi. 2019'la ilgili rakamlar maalesef hiç de iyi değil. Evet, yüzde 0,9'luk bir büyümeden söz ediliyor ama çok ciddi problemler var. Bu problemlere pandemi dolayısıyla arz, talep ve finans yönünde çok daha ağır sıkıntılar eklenmiştir değerli arkadaşlarım. Birkaç tane rakam vereyim: Ulusal ekonomideki daralma konjonktürüne karşı geliştirilen genişleyici maliye harcama politikasının sonucu merkezî yönetim bütçesinde bütçe açığı millî gelirin yüzde 2,9'una ulaşmıştır, bu ciddi bir problem. Mali dengelerde bozulma, iç borç stokunun millî gelire oranının yüzde 32,1'e yükselmesi... İç borç çevirme oranı -en önemlisi- yüzde 132,4'e gelmişti Covid'le karşı karşıya kaldığımızda arkadaşlar. Şu anda maalesef iç borç çevirme durumumuz çok ciddi bir noktaya gelmiş, 380'i bulmuştur bu endeks, bu son derece önemlidir değerli arkadaşlarım, gerçekten iç borcu çevirme konusunda Türkiye büyük sıkıntı yaşamaktadır. Dış borç ise değerli arkadaşlarım... Şubat ayından bu yana dış borç alamıyoruz. Alamıyoruz, bunun yerine işte, Katar'la falan swap anlaşmaları yaparak borç almış gibi yapıyoruz yani hatır senedi imzalatarak işte, tırnak içinde, dostlarımızdan borç almış gibi yapıyoruz. Böylesine bir ortamda getirilen bu düzenleme gerçekten düşündürücüdür. İşte, çeklerle ilgili öngörülen hapis cezası bir süre erteleniyor. Bunlardan bir yere gidilmez değerli arkadaşlarım. Bakın, kanun teklifinin birinci bölümünde yani 1-11 arasında, 1'inci maddede Kamu İhale Yasası'nda değişiklik yapılıyor. Değerli arkadaşlarım, Kamu İhale Yasası'nda defalarca değişiklik yapılmıştır. Artık kitapta, defterde yer kalmamış, alfabe bitmiş "AA" diye başlamıştır. Herkese her kuruma imtiyaz, ayrıcalık, muafiyet getirmişsizin yetmemiş. Şimdi, bakın, geçtiğimiz günlerde Merkez Bankasıyla ilgili bir ihale çıkmış. Bu ihalede Kamu İhale Yasası'nda muafiyetleri düzenleyen 3'üncü maddenin (b) bendine göre Cumhurbaşkanı Merkez Bankasının yapacağı ihalelerde muafiyet olması gerektiğine karar vermiş ve bu maddenin içine sokulmuş. Ne olmuş ondan sonra biliyor musunuz? Merkez Bankası finans merkezinde bina yapmaya kalkmış ve Limaka verilmiş bu şey. Bakın, siz ne yapıyorsunuz arkadaşlar biliyor musunuz? Bir ülkenin ihtiyacına filan bakmıyorsunuz. Yandaşın bir ihtiyacından hareketle, Limaka ya da herhangi X şirketine ihale mi verilecek, hadi bakalım, ne var? İşte, Merkez Bankası falan bunları aramaya başlıyorsunuz. Şimdi ise Kamu İhalesi Yasası'nda bir değişiklik yapılamıyor. Kanunda, Vakıflar Bankasının kuruluş kanununda değişiklik yapılarak oraya bağlı inşaat şirketlerinin ihalelerinde Kamu İhale Yasası'na tabi olmamasına karar veriliyor değerli arkadaşlarım. Oysa Kamu İhale Kanunu şey yapmış, eğer bu kanunla ilgili bir düzenleme yapacaksanız bu kanunda değişiklik yapmanız gerekiyor, yapmıyorsunuz. Niye? Artık utanıyorsunuz yani. AA, AB, BB, CC, bu şekilde gidecek.
Bakın, bu kanun, cumhuriyet tarihinde çıkan adaleti sağlama yönünde en önemli kanunlardan bir tanesidir. Gerçekten, ihalelerde şeffaflık olacak, adalet olacak, denetim olacak ve en ucuza, en iyisini yaptıracağız; bu milletin, tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacağız. Ama siz bunu delik deşik ettiniz değerli arkadaşlarım, etmeye de devam ediyorsunuz.
Diğer kanunlarla ilgili değişiklikler var. O depremle, işte yurt dışında kısa süreli işe girenlere birtakım muafiyetler getiriyorsunuz, tarihî değeri olan binaların kamulaştırılmasıyla ilgili düzenleme yapıyorsunuz, sanal ortamda bazı işlemlerin yapılmasıyla ilgili düzenlemeler yapıyorsunuz ve Çek Yasası'nda -biraz evvel ifade ettiğim- çekle getirilen hapis cezasının süresini bir süre daha erteliyorsunuz.
En önemli madde de değerli arkadaşlarım, borçlanmayla ilgili 4'üncü maddedir. Biraz evvel ifade ettim yani Türkiye'nin gerçekten iç borç çevirme limiti kabul edilebilirin çok çok ötesine geçmiş vaziyettedir. Hâlâ borçlanmaya çalışıyorsunuz. Bakın, 2020 yılı bütçesinde öngörülen 139,5 milyar TL'lik borçlanma limitini siz mayıs sonu itibarıyla geçtiniz değerli arkadaşlarım. Bütçe Kanunu'nun 3'üncü maddesinde geçen yıl değişiklik yaparak 2'ye, 3'e katlamıştınız. Bu sene de öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki günlerde getireceğiniz tekliflerle bu maddede değişiklik yapacaksınız ve borçlanma limitini artıracaksınız ama şu anda yapılan değişiklik çok enteresan bir değişiklik değerli arkadaşlarım. Şu anda ne yapılıyor? Şu anda 4'üncü maddeyle yapılan şey şu: "21/12/2019 tarihli 7197 sayılı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun 12'nci maddesinin (2)'nci fıkrası uyarınca belirlenen mali yıl içerisinde ikrazen ihraç edilecek özel tertip Devlet iç borçlanma senetlerinin limiti 2020 yılı için 7197 sayılı Kanun'un 1'inci maddesinin (1)'inci fıkrasının (a) bendiyle belirlenen başlangıç ödeneklerinden yüzde 5'ine kadar uygulanır." Bu yüzde 3'tür Bütçe Kanunu'nda. Bu değişikliği yapabilmeniz için değerli arkadaşlarım, Bütçe Kanunu'nu değiştirmeniz gerekiyor yani ek bütçe yapmanız gerekiyor. Anayasa'nın 161'inci maddesi ortada, çok açık ve çok net; bu konuda kimseye yetki veremezsiniz, başka kanunlarda değişiklik yaparak bu düzenlemeyi yapamazsınız. Bu borçlanma eğer ihtiyaçsa ve yapılacaksa ek bütçe getirirsiniz. Bir de yani siz hani şu Cumhurbaşkanına çok bağlısınız falan ya dün burada arkadaşınız bağırdı: "Bizim Rize'de Cumhurbaşkanımız var, biz uçuyoruz, ne yaparsak yapalım Rize'ye, Rize bize oy vermeye devam ediyor, istesek çayı yasaklayalım yine oy verecektir."
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sözlerimizi çarpıtma lütfen, çayla ilgili yatırım yaptık, onu söyledik. Lütfen sözlerimizi çarpıtmayın.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ya Cumhurbaşkanının bir tek kanun getirme yetkisi var, bir tek kanun teklifi getirebiliyor Cumhurbaşkanı o da bütçe yasası. Bütçe yasası getirebiliyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - O zaman Rize'den aday olursunuz, seçilirsiniz
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Siz Cumhurbaşkanınızın bütçe yasasının teklifini getirme yetkisini gasbediyorsunuz. Ayıp arkadaşlar, ayıp, olmuyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Çarpıtmayın laflarımızı. Yapılan yatırımları görüyorsunuz.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Şu Osman'ı bir susturun, Osman'ı susturun. Sonra söz verirsiniz konuşur. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Konuşacağım.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - 2 Rizeli birbirinize girdi.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sataşma var, sataşma.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlarım, burada yapılan değişiklikle şu anda 21 milyar 640 milyon lira olan bu borçlanma 54 milyar 100 milyon TL'ye çıkarılıyor. Bunun gerekçesi ne biliyor musunuz? Kamu sermayeli bankaların mali yıl içerisinde oluşabilecek ilave finansman ihtiyacını karşılayabilmek için.
Bakın, demin "Arkadaşlar, siz artık dış borç alamıyorsunuz." dedim. Gerçekleri görmek gerekiyor. Gerçek tedbirler alabilmeniz için gerçekleri görmeniz lazım. Başınızı kuma gömerek bir yere gidemiyorsunuz. Dışarıdan borç alamıyorsunuz, Katar'la... Onu da Katar'la, bakın, başka hiçbir ülkeyle değil; Amerika'yla, İngiltere'yle, her tarafla, Japonya'yla, bütün ülkelerle görüştünüz, hiç kimseyle swap anlaşması yapamadınız, Katar'la yaptınız. Yani Katar'dan hatır senedi aldınız. Hatır senedi nedir biliyorsunuz değil mi değerli arkadaşlar? Konyalılar, Kayserililer bunu çok iyi bilirler. Bu yaptığınız değişikliklerle hatır senedi alacaksınız. Ne demek biliyor musunuz? Yani Hazine bankalara, devlet bankalarına senet verecek, iç borçlanma senedi verecek, bu senedi devlet bankaları götürecekler Merkez Bankasına verecekler, Merkez Bankasından para alacaklar; bu parayı kredi olarak dağıtacaksınız ve Türkiye gelişecek.
Peki, Merkez Bankası bu parayı nereden buluyor arkadaşlar? Merkez Bankası bu parayı kesiyor, kesiyor. Bizde "Basıyor." demezler, Osman Aşkın Bak bilir "Para kesiyor." derler. Merkez Bankası bu parayı kesiyor. Osman konuşsun diye sürekli olarak ona fırsat veriyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Başkanım, bitiriyorum, toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Merkez Bankası para basıyor. Bakın, geçmişte "kısa vadeli avans" filan denilirdi, Merkez Bankası açıkça para basardı ve Türkiye'de yaşanan krizlerin en büyük nedenlerinden biri buydu; karşılıksız para basmak. Siz, son beş seneden beri, özellikle son yıllarda sürekli olarak Merkez Bankası marifetiyle bu şekilde finans cambazlıkları yaparak para basıyorsunuz ve bu paranın karşılığı yok, bu para ciddi bir şekilde Türkiye'yi sıkıntıya sokacak değerli arkadaşlarım.
Bir şey daha söyleyip bitireyim. Bakın, şunu anlamıyorum, siz anlıyor musunuz: Bir üst düzey yöneticiniz var, çok yeteneklidir, RTÜK'e getiriyorsunuz, Bakan Yardımcısı yapıyorsunuz, Belediye Başkanı yapıyorsunuz; yahu yetmiyor, ona bir yönetim kurulu üyeliği veriyorsunuz, bir daha veriyorsunuz. Bakın "Ekrem Yüce" diye bir ÇAYKUR Genel Müdürü vardı, ÇAYKUR'u bu hâle getirenlerden bir tanesi. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı oldu, şimdi, döndü tekrar yönetim kuruluna seçildi.
Bu nedir arkadaşlar ya? Doymuyor musunuz arkadaşlar ya? Bu nedir? 1 tane, 2 tane, 3 tane, 5 tane... (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Gerçekten, bu ülkeyi siz bir yere götüremeyeceksiniz, görülen budur diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)